Hamilelik, doğum ve doğum sonrası süreç… Tüm bu aşamaları tek tek düşününce ikinci kez çocuk sahibi olma fikrini gözünüzde büyütmeniz çok normal. Aslında bu kararı verirken önemli olan, ikinci çocuğu neden ve hangi zamanda istediğiniz. İkinci çocuk için ideal zamanın ne olması gerektiğiyle ilgili uzmanlar da dahil olmak üzere kimse net bir şey söyleyemiyor. Çünkü her annenin fiziksel ve psikolojik olarak hazır olma süreci ayrı olabiliyor. Çiftlerin ne kadar istekli olduğu ve büyük kardeşin hazır olup olmadığı da belirleyici kriterler arasında yer alıyor. Kendiniz için doğru zamanın ne olduğunu merak ediyorsanız, Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Cem Fıçıcıoğlu ve Psikolog Seliyha Dolaşır Elbeyoğlu'nun bu konudaki önerileri size yol gösterecek.
İkinci hamileliğe fiziksel hazırlık
Doğum sonrası toparlanma
Doğum sonrası rahmin eski haline dönebilmesi (küçülmesi) için kasılmalar olabilir. Anne sezaryenle doğum yaptıysa sezaryen bölgesinde, normal doğum da eğer yapıldıysa vajina bölgesindeki kesi yerlerinde ağrılar hissedilebilir. Uterusun (rahmin) eski haline dönmesi ortalama 6 ila 8 haftaya kadar sürebilir. Doğum sonrası oluşan kas ağrıları doğum sırasında harcanan performans nedeniyle devam eder ve birkaç günde geçer. Kanama ve vajinal akıntı (löşi) azalır ve 2. ayda sonlanır. Bu sürede olacak vajinal kanamalarda tampon kullanımından kaçınılmalıdır. Onun yerine pet kullanmak daha uygundur. Sezaryenle doğum sonrasında alt karın bölgesindeki ağrılar 1-2 hafta kadar devam edebilir ve ağrı kesici ilaçlar, annenin hem konforu hem de bebekle ilgilenebilmesi açısından yardımcı olabilir. Doğum sonrası 3-4 gün, genellikle göğüslere süt dolması nedeniyle, rahatsızlık, ağrı ve şişkinlik şikayetlerine neden olan göğüs angorjmanı (göğüs doluluğu) gelişebilir. Hamilelik sürecinde vücutta tutulan fazla sıvı, doğum sonrası ayaklarda şişkinliğe neden olabilir ve bu fazla sıvının vücuttan idrarla beraber atılmasına bağlı sık idrara çıkma izlenebilir.
İkinci hamilelik düşünülüyorsa…
Annelik için en uygun yaş 25-29 arası kabul edilir. Günümüzde ilk hamilelik yaşı, gerek "dünyada" gerekse "ülkemizde" 20'li yaşların başından 20'li yaşların sonuna doğru kaymıştır. Kadının kendi yumurtası ile hamile kalabileceği maksimum yaş 43-44'tür. Eğer eşlerin ikinci bir hamilelik planı varsa, birçok faktörü bir arada dikkate almaları gerekir. Aile; anne adayının yaşı, genel sağlığı, ebeveynlerin ruhsal ve tabii ki finansal durumu, ikinci bir çocuk kararı vermeden önce göz önünde bulundurmalıdırlar. Eğer anne doğurganlık çağlarının sonuna yaklaşmışsa ilk bebek 6 aylık olunca ikinci bir hamilelik önerilebilir veya kadın çok gençse ikinci bebek için beklemesi tavsiye edilebilir. Belki de anne ve babanın gerçek anlamda ikinci bir bebeği istemeleri ve bunun için heyecan duymaları en doğru zamandır. İki doğum arasındaki sürenin kısa olduğu durumlarda ikinci bebeğin anne karnında gelişimi olumsuz etkilenmez. Ancak hamilelik ve doğum, her ikisi de kadında demir eksikliği anemisine neden olabilir ve genel sağlık durumu ya da anemisi düzelmeden kansızlığa bağlı sıkıntılar yaşanabilir. İleri yaşlarda (35 yaş ve üzeri) yaşanan hamileliklerde ise bebekte kromozom hastalıklarının görülme riski artar. Bunun yanı sıra hipertansiyon, diyabet, preeklampsi, eklampsi çoğul hamilelik, ablasyo plasenta ve mol hamileliği görülme riski artar. Tüm bu sayılan olumsuzluklara rağmen, ileri yaşlarda ikinci kez annelik tecrübesinin olumlu sayılabilecek yönleri de bulunur. Özgüven sahibi olgun bir annenin, çocuğun yetiştirilmesine ve ihtiyaçlarının karşılanmasına katkısı büyük olur. İş ve eğitim hayatında belli bir düzey yakaladıktan sonra yaşanan hamileliklerde ailenin bebeğe sunabileceği olanaklar da artar.
İkinci hamileliğe psikolojik hazırlık
Psikolojik değişimler
Hamilelik sırasında anne adayları; hormonal değişimler, stres ve fiziksel değişiklikten dolayı farklı bir psikoloji yaşarlar. Bu süreçte "Hamilelik nasıl olacak?", "Doğum nasıl geçecek?", Bebek sağlıklı olacak mı?" gibi endişeler taşırlar. Kendilerini nasıl bir deneyimin beklediğini bilemediklerinden heyecanlı ve kaygılı bu belirsizlik dönemini, hormonal değişikliklere bağlı olarak da kontrol edemedikleri için, duygusal inişçıkışlar yaşarlar. Ani ağlama krizlerine girebilir, aşırı duygusallık gösterebilir, alıngan davranabilir, mutsuz ve endişeli olabilirler. Hamilelikle belirginleşen bu değişim sürecinin, doğumdan sonraki ilk aylarda görülen yansıması genellikle çocuğunun sağlığı ile ilişkili kaygılar ve iyi anne olup olmadığı düşünceleri gibi çocuğu ile alakalı yoğun zihinsel uğraşlar şeklinde başlar. Bu durumda gereksizken bile sık sık çocuğunu gözetleme, evin temizliği, yiyecek ve içeceklerin hijyeni konularına aşırı eğilme gibi düşünce ve davranışlar sık gözlenir.
Emzirme hamilelikten korur mu?
Emzirme, hamilelikten korumaz. Doğum sonrası hamile kalmamak için korunma yöntemleri çeşitlerinden spiral, minipill, doğum kontrol hapları, aylık/3 aylık iğne enjeksiyon yöntemi, implant, tüp ligasyonu, vazektomi veya kondom kullanılabilir. Korunma yöntemleri her kadın için aynı olmadığı gibi muayene sonrası doktorun önerdiği yöntem veya kendi isteklerine göre de tercih edilebilir
İkinci bir hamilelik için psikolojik zamanlama
Psikolojik anlamda ideal zamanın en doğru tespiti, erkeğin de arzusuyla birlikte özellikle annenin ikinci çocuğa hazır olması ve bunu gerçekten istemesi kabul edilir. Çünkü her ne kadar anneye yardımcı bir eş söz konusu olsa da, hamilelik sürecinin psikolojik etkileri ve özellikle 0-3 yaş sürecine kadar birincil bağlanma nesnesi çocuk için annedir. Ve en büyük iş anneye düşer. Annenin önceki hamileliğinden sonra yaşadığı stresten kurtulması ve vücudunda gerekli besinleri geri kazanması için zamana ihtiyaç olduğu gerçeğinden yola çıkarak, çoğu bilimsel araştırma, bir önceki bebeğin doğumundan sonra 18-24 ay beklemenin önemine işaret eder. Bu süre, bir sonraki hamileliğin sağlıklı olarak başlamasına yardım eder. İkinci bir hamilelik için altın zamanlama ise, ilk çocuk 4 yaşındayken başlamasıdır. Bu zamanın yeni bir bebek için ideal olabileceğinin düşünülmesinin nedeni de, 4 yaş üstü çocukların anne-babalarının ilgilerine çok ihtiyaçları olmadan vakit geçirdikleri ve kendinlerine ait bir hayatları olduğu gerçeğine dayanır. Bu sayede anne, doğum sonrası ikinci bebeğine bakım verirken fazla zorlanmayacaktır. İlk çocuk 4 yaşından küçük olduğunda, annenin en çok zorlanma sebeplerinden biri de, bebeğin aileye gelişinden sonra ilk çocuğun bebeklik dönemine geri dönme ihtiyacı duyması ve bu yönde davranışlar sergilemeye başlamasıdır. Aslında çocuk haklıdır, çünkü annesinin ilgisini paylaşmayı istemez.
Eşler arası çelişki varsa…
Bazı evliliklerde eşlerden biri, ikinci çocuk fikrine hiç sıcak bakmaz. Bunun en önemli nedenlerinden biri de, bir çocuğun daha sorumluluğunu üstlenmenin korkutucu gelmesidir. Bebeğin doğumundan sonra genellikle kadınlar ve erkekler farklı zorluklar yaşar. Doğumdan sonra erkeğin en fazla sorun olarak hissettiği konular; ailenin geçimini sağlamak, uykusuzluk, yorgunluk, günlük işlerin artması, kayınvalide ve kayınpeder müdahaleleri, kendine ayırabildiği zamanın ve sosyal aktivitenin kaybı ve eşinin cinsel ilgisinin azalması etrafında yoğunlaşır. Kadınlar ise genellikle uykusuzluk ve yorgunluktan, vücutlarından, annelik becerilerini ve yeterliliklerini sorgulamaktan, beklenmedik zamanlarda ortaya çıkan ani duygu değişimleri ve kaygılardan, artan ev işlerinden, yeni roller ve sorumluluklara uyum sağlamada yaşadıkları güçlüklerden ve bebekten önce çalışıyorlarsa iş hayatlarındaki değişimlere ayak uydurabilmekteki zorluklardan şikayet ederler. Bu nedenle ilk çocuk gibi ikinci çocuğun kararının ortak verilmesi; evlilikte karıkoca rollerinin devam edebilmesi ve evlilik doyumunun devamı için önemli bir noktadır. Eşlerden biri ikinci çocuğu istemiyorsa, altındaki nedeni konuşmak gerekir. Ciddi uzlaşmazlıkların olduğu noktada, ileride yaşanabilecek sorunların önüne geçmek için aile terapistinden yararlanmak faydalı olabilir.
İkinci bir çocuk
Eşlerin evliliklerinde yaşadıkları tatmin düzeyi ve buradan duygusal olarak beslenebilmeleri sağlıklı aile yaşamı için önemlidir. Ayrıca bu birlik ve tatmin noktası eşlerin bebeklerine gösterecekleri sevgi düzeyini de etkiler. Çoğu çift, ilk çocuk deneyimlerine kıyasla ikinci çocukta daha sabırlı ve anlayışlı olurlar. Ancak deneyime rağmen her yeni bebek, evde maddi ve manevi anlamda görev ve sorumluluklarda artışa neden olur.
Bebekli yaşam
Bebekle birlikte aile için artık yeni bir hayat başlar. Hayatlarının eskisi gibi olamayacağı hakkında yakın çevreden alınan olumsuz duyumlar nedeniyle annenin yaşadığı fiziksel strese, duygusal stres de eklenir. Doğum sonrası dönemde ani değişen hormon düzeyleri, yaşamdaki büyük değişiklik ve sorumluluk, aile içi ilişkilerin ve dengelerin yeniden kurulması gibi birçok etken nedeniyle anne ruhsal açıdan olumsuz etkilere açık hale gelir. Lohusalık hüznü yaşayabilir. Bu durum, doğum yapan kadınlarda ilk haftada ortaya çıkan ve 10. gün civarında kendiliğinden kaybolan duygusal dalgalanmalardır. Bu dönemde ruhsal dalgalanmalar (coşku ve kaygı arasında hızlı git gel yaşanır), ağlama krizleri, uykusuzluk, halsizlik, sinirlilik, baş ağrıları, şaşkınlık, konsantrasyon güçlüğü ve iştahsızlık görülebilir. Genellikle kendiliğinden aile desteği ve destekleyici psikoterapi ile düzelen, ilaç tedavisi gerektirmeyen bir durumdur. Ancak uzun sürdüğünde, düzelmediğinde ve belirtiler şiddetlendiğinde çok dikkatli olunmalıdır. Mutlaka profesyonel bir yardım alınması gerekir.
"Sezaryenle doğumdan sonra iki bebek arası en az 2 yıl olmalı"
Doğum sonrası kadın vücudunun fiziksel olarak yeni bir hamiliğe hazırlanması için gerekli süre ortalama 2 yıldır. Bu sebeple sezaryenle doğumdan sonra tekrar hamile kalma süresi 2 yıldan daha kısa olmamalıdır.
Dr. Cem Fıçıcıoğlu
Öneriler
• Eşiniz istiyor, aile büyükleri talep ediyor veya çocuğunuzun mutlaka bir kardeşi olmalı diye çocuk sahibi olmayın.
• Asla evliliğinizi kurtarmak için çocuk sahibi olmayın. Çocuk sahibi olmak bir yandan çok güzel ancak bir yandan da oldukça stresli bir durumdur. Sağlıklı, mutlu, doyumu tatminkar düzeyde olan bir karı-koca ilişkisinde çocuk konusu gündeme gelmelidir. Önce evliliğinizdeki sorunları düzeltin, sonra bu konuyu eşinizle birlikte ele alın.
• Çocuklarınızla ilgilenirken eşinizi ihmal etmeyin.
• Çocuklarınız ve sağlıklı aileler için en önemli koalisyon; eşinizle kurduğunuzdur. Eşler arası uyum, mutluluk ve doyum sağlıklı ailenin temel taşıdır. Bunu göz ardı etmeyin.
• Bir çocuğa psikolojik olarak verilecek en güzel hediyenin, anne-babası arasındaki mutlu ilişki olduğunu unutmayın.
• Bebeğinize rağmen hobilerinize, kişisel zevklerinize sahip çıkmaya gayret edin.