Hamilelik döneminde görülen vücut kaşıntıları bazen ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor. Anne adayı ve bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebilen bu rahatsızlıktan korunmak için vakit kaybetmeden uzman yardımı alınması tavsiye ediliyor. Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Mutlu, hamilelik kaşıntıları ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Tedavi edilirse rahatlama olur
Hamilelikte sık rastlanan şikayetlerden biri de deri kaşıntılarıdır. Hamileliğin ilk aylarından itibaren deride kuruma ve ciltte kabuk şeklinde dökülmeler sık görülür. Özellikle ilk 3 ayda progesteron hormonu etkisiyle meydana gelen bu durum, ileriki dönemlerde biraz azalsa da hamilelik sonuna kadar devam edebilir. Vücut nemlendiricileri cilt kuruluğuna oldukça faydalı olur. Ayrıca, her duştan sonra sürülen bebek yağları cildin daha nemli kalmasını ve rahatlamasını sağlar. Son 3 ayda meydana gelen ve bazen dayanılmaz hale gelen kaşıntıların mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Karın bölgesinden başlayıp döküntü ve kızarıklıklarla olan bu durum hamilelik kaşıntısıdır. Bazı kremler ile rahatlama gösterebilir. Bu konuda mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Gözlerde sararma, halsizlik ve iştahsızlık da kaşıntıya eşlik edebiliyor
Safra yollarının hamilelikte yüksek östrojen hormonu etkisi ile daralması, safra asitlerinin karaciğerden atılamaması ve kana karışması ile ilgili olduğu düşünülür. Bazı ailelerde sıklıkla görülmesi ve aynı kadının tekrarlayan hamileliklerinde ortaya çıkması genetik geçiş olabileceğini düşündürür. En sık şikayet, vücudun kaşınmasıdır. Bazı anne adaylarında kaşımanın etkisiyle o bölgede kanama ve yaralar oluşabilir. Döküntü görülmemekle birlikte vücudun her yerinde kaşıma izleri vardır. Bebeğin doğumuyla birlikte bu şikayetler hızla azalır. Kaşıntı ile birlikte gözlerin aklarında sararma, idrar renginde koyulaşma ve büyük abdestte rengin açılması da görülebilir. Halsizlik, yorgunluk ve iştahsızlık da olabilir.
Vakit kaybetmeden uzmana başvurun
Hamilelik karaciğer kolestazında; karaciğer fonksiyon testleri, hepatit testleri ve kanda safra asitlerinin bakılması tanıya götürür. Anne adaylarında viral hepatitler ve safra yolu taşlarının da tetkikler sırasında düşünülmesi gerekir. Çünkü bu hastalıklar hem anne hem de bebek açısından önemli olabilir. Kesin teşhis ise safra asitlerinin ölçümü ile konulur. Hamilelikteki kaşıntıların tedavisi sebebe yönelik ve bazen sebep yoksa genel ilkelere göre yapılır. Lokal kaşıntı giderici losyonlar ve pomatlar öncelikle tercih edilmelidir. Eğer şikayet devam ediyorsa, bebeğe zararı olmayan bazı kortizon türevi ilaçlar kullanılabilir. Hamilelikte hamilelik karaciğer kolestazı tanısı konmuşsa, özel bir tedavinin mevcut olduğu bilinmelidir. Bebeğinizin sağlığı olumsuz etkilenmesin hamilelik karaciğer kolestazı anneye verdiği rahatsızlıktan çok anne karnındaki bebeği de etkileyebilmesi açısından önemlidir. Bu problemi yaşayan anne adaylarında anne karnında bebek ölümleri ve bebeğin oksijensiz kalması durumu, erken doğum sıklıkla görülebilir. Bu nedenle "Hamilelik karaciğer kolestazı" tanısı konulan hamilelerin "Yüksek Riskli Hamilelik Grubu" olarak değerlendirilmesi ve haftalık NST, doppler ve ultrasonografi ile yakından izlenmesi gerekir. Hamilelik karaciğer kolestazı annede diğer tıkanma sarılıkları gibi pıhtılaşma zamanını etkiyebildiğinden doğumda mutlaka kanama-pıhtılaşma testleri yapılmalı ve yeni doğanın korunması için doğumdan sonra K vitamini yapılması önerilir.
Hazırlayan: Aytülike KESKİN