Hamilelik, fiziksel değişikliklerin yanı sıra hormonal ve psikolojik değişimlerin de yaşandığı bir süreçtir. Bu nedenle anne adayları duygusal iniş çıkışlar yaşayarak zor bir hamilelik dönemi geçirebiliyor. Psikolog Aycan Bulut, 9 ay boyunca anne adaylarını bekleyen ruhsal değişimleri ve neler yapılması gerektiğini anlattı.
Fiziksel değişim, anne adayının psikolojisini etkiler
Hamileleri psikolojik anlamda etkileyen en önemli faktörlerden biri, fiziksel değişimdir. Hareketleri kısıtlanır, uyku ve beslenme düzenleri değişir. Bu durum doğal olarak ailenin tüm fertlerini de etkiler. Kadın hamilelik sürecinden itibaren yaşadığı ve hissettiği değişimleri, öfkeli veya mantıksız reflekslerle dışarıya yansıtabilir. Kilo almaya başladığı aylarda ise kendini bakımsız ve çirkin hissedebilir. Eski kıyafetlerine sığamadığı için de morali bozulur ve alınganlaşabilir.
Östrojen hormonu anneyi hamileliğe hazırlar
Östrojen ve progesteron hormonları hamilelik ile birlikte artış gösterir. Ancak hamilelik başladığında yumurtalıklar artık bu hormonları üretmez. Östrojen ve progesteron hormonlarının yerini plasenta alır. Östrojen hormonu anne bedenini hamileliğe uyumlu hale getirmeye çalışırken, progesteron hormonu ise bebeğin gelişimi ile ilgilenir ve onu zararlı etkilere karşı korur.
Anne sıkça ağlıyor ve bebeği reddediyorsa dikkat!
Vücut değişime hemen uyum sağlayamazsa; anne adayında sıkça ağlama, yaşama arzusunu yitirme, bebeği reddetme, kendini değersiz görme hatta bazen de bebeği aldırma gibi olumsuz düşünceler ortaya çıkabilir. Bu durumlar çoğunlukla hamileliğin ilk zamanlarında ortaya çıkar ve kısa bir süre sonra geçer. Ancak bu psikolojik değişimler 2-3 haftadan daha uzun sürüyorsa, uzman bir doktora danışılmalıdır. Böyle bir durumda hamilenin ailesinin çok dikkatli davranması ve gözlemci olması gerekir. Fark edilmediği ya da önemsenmediği takdirde anne adayı depresyona girebilir. Hamilelik döneminde duygusal denge tamamen etkilenir. İş hayatında veya evde konsantrasyon güçlüğü, aşırı ilgi bekleme, dışa dönüklük duygusu, panik atak, kendinden şüphe etme, sinirlilik-huysuzluk ve eleştiri kaldıramama gibi ruh halleri de sıkça görülür. Değişen ruh hali, depresif duygu durumları, gerilmeler ve vücudun yenilikleri hemen kabul edememesi, hormon düzeyleri sonucu gelişen durumlardır ve gayet doğaldır.
Birçok ruh hali bir arada…
Çalışan bir anne adayı sağlık sorunları nedeniyle hamilelik dönemini evde geçirmek zorundaysa, bu durum kadını olumsuz yönde etkileyebilir. Yaşam tarzının aniden değişmesi ve sürekli istirahat etmek zorunda olması anne adayını bunalıma sürükleyebilir. Ayrıca bebeği karnında hissedememek de kadın için kötü bir ruh halidir. Panik atak ve depresyon durumları çocuğun sağlıklı bir şekilde gelişmesine engel olabilir. Elbette ki kadın hamilelik sürecinde sadece olumsuz yönde ruhsal değişimler yaşamaz. Anne olacağı için neşeli, mutlu ve heyecan içinde olur. Eşiyle ve diğer aile üyeleriyle arasındaki bağ daha da kuvvetlenir. Bir mucize gerçekleştirdiği için kendisiyle gurur duyar. Bebek daha doğmadan ona bağlanır ve bebeği sevmeye başlar. Herhangi bir sorun karşısında soğukkanlı davranarak çözüm yolu bulabilir. Hamilelik süreci, ayrıca kadının kendi fikir ve inanışlarını da yeniden değerlendirmesini sağlar. Anne olmaya hazırlanırken; aile, arkadaş ve iş hayatında edindiği bilgileri de bu süreçte birleştirir. Buradaki amaç; bebek sahibi olmanın kendisinde yarattığı anlamı keşfetmek ve hamile kaldığı süreci sağlıklı olarak tamamlayıp tamamlamayacağını bilmektir. Çevresinden edindiği bilgiler ve çocuk sahibi olduktan sonra öğrendiği yeni deneyimler annenin fikir ve inanışlarını etkiler. Eski düşüncelerinin tamamen doğru olmadığını fark ederek öğrendiği bilgilerle, yeni yaklaşımlar oluşturur. Anne olmak, özellikle hamilelik sürecinde, kişisel düşünce ve inanışların gözden geçirilmesine neden olur. Ve birçok kadın kendini daha iyi tanıyarak, kişisel farkındalıklarını arttırır.
Hazırlayan: Işıl Evrim AKGÜN