Bebek sahibi olma sürecinde, annelerde hem fizyolojik hem de psikolojik bazı değişimlerin olması kaçınılmazdır. Doğum sonrasında, özellikle de bu dönemde bu durum devam edebilir. Kimi anneler bu dönemi sorunsuz atlatırken kimileriyse bu değişimleri tolere etmekte zorlanabilirler. Aslında doğa, annenin kendini toparlaması, bebeğin dünyaya adaptasyonu ve uyum içinde olabilmeleri için her ikisine de 6 haftalık bir zaman vermiş. Bu nedenle annelerin bu dönemde sabırlı olmaları çok önemli! Ama sadece bu da yetmiyor, aslında mutlu bir lohusalık dönemi için, başka şeyler de var. Her kadının anne olarak doğduğunu ve bu süreci bilinçli bir şekilde atlatabileceğine inandığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gökçen Erdoğan, annelerin lohusalık dönemini mutlu geçirebilmeleri için öneriler verdi.

Duygusal gel gitler yaşanabilir

Doğumla birlikte, anne ve bebek beraberliği de doğar. Daha önce hiç tadılmayan ve yaşanmayan olaylar silsilesi başlar. Bu dönemde bebek en çok annesine ihtiyaç duyar. Bunu takiben annelerde bazı korkular da ortaya çıkar; "Bebeğime yetebilir miyim? Yanlış bir şey yapar mıyım? Bu süreç hayatıma neler getirecek, neler götürecek? Sorun yaşar mıyım? Sorunlar karşısında çaresiz kalır mıyım? Bebeğime bakabilir miyim?" gibi... Bu nedenle doğum sonrası anne; sürekli bir hoşnutsuzluk, mutlu olamama, uyku ve beslenme sorunları, yoğun kızgınlık, endişe ve kaygı gibi duygusal gel git durumları yaşayabilir. Kimi annelerde ise sorunların boyutlarının büyüdüğü, bebeğini emzirmekten kaçtığı ve hatta onu reddettiği bile görülebilir. Oysa anne-bebek arasında en sağlıklı iletişim, emzirme sırasında kurulur. Eğer annenin bebeğini emzirmekten kaçınma hali uzun sürerse, bebek de bir daha anneyi istemeyebilir. Bunun sonucunda ise anne, bebeğini zamansız dünyaya getirdiğini ve ona bakamayacağını düşünebilir. Çalışan bir kadın ise doğumla birlikte iş hayatından uzaklaştığında, kendini değersiz hissedebilir. Bu endişeler ileri yaş hamileliklerinde daha yoğun yaşanır. Eğer anne, bebeği için yetersizlik hissi duyuyorsa bu normal kabul edilebilir. Bu süre bir aydan daha uzun sürerse mutlaka bir uzmanın yardımı alınmalıdır.

Bol bol bilgilenin!

Anne adayı doğum sonrasını rahat bir şekilde ve bebeğiyle sorunsuz vakit geçirebilmek için lohusalık hakkında, çevresindeki dostlarının tecrübelerinden yararlanabilir. Bunun yanı sıra daha profesyonel hazırlanmak istiyorsa da, adım adım lohusalık dönemini anlatan kitaplar okuyabilir veya bir uzmandan destek alabilir. Bir diğer önemli nokta ise annenin çocuk doktoru ve doğumunu yaptıran doktorla iletişimini kesmemesi ve doğumdan sonra da gerekli tüm bilgileri edinmesidir. Çünkü lohusalık dönemi her kadının doğum sonrası yaşadığı kaçınılmaz ve yavaş yavaş, ama mutlaka atlatılan bir süreçtir. Bu dönem ne kadar zor gibi görünse de, anne içgüdüsel olarak olaya hakim olabilir. Lohusalık dönemi anne ve bebeğe özel 6 haftalık bir süreci kapsar. Bu nedenle bir annenin düşünmesi gereken sadece; kendimi nasıl toplarım ve bebeğime en uygun ortamı nasıl verebilirim olmalıdır.

Eşlerin ve çevrenin desteği iyi gelir

Bu dönemde özellikle başta eşlerin ve çevrenin anneye destek olması ve onun bu süreci en rahat şekilde atlatabilmesi için uygun ortamı sağlaması çok önemli. Örneğin; emziremeyen bir anneye eşinin, "Bu da ne demek, bu senin görevin, emzireceksin" türden yaklaşımları kadını daha da içinden çıkılmaz bir duruma sokabilir. Bu nedenle eşler, her zamankinden daha anlayışlı ve sabırlı olmalıdır. Lohusalık döneminde annenin sakin bir ortamda rahatça dinlenmesi sağlanmalıdır. Hamilelikte olduğu gibi anne, doğum sonrası dönemde de beslenmesine dikkat etmeli, demir ve kalsiyum yönünden zengin besinler tüketmeye özen göstermelidir.

Hazırlayan: Şenay ÇELİK