İyot, bebeklikten itibaren ihtiyaç duyduğumuz, vücudumuz için olmazsa olmaz bir element. Eksikliğinde, hayatı olumsuz etkileyecek sonuçlar ortaya çıkıyor. Uzmanlar tarafından iyot eksikliğinin genel kanının aksine sadece guatra yol açmadığı, bebek üzerinde zihinsel ve fiziksel gelişme geriliğine de neden olduğu vurgulanıyor. Konu hakkındaki sorularımızı yanıtlayan Prof. Dr. Murat Faik Erdoğan, "Özellikle hamilelik ve emzirme döneminde iyot takviyesi mutlaka yapılmalı!" uyarısında bulunuyor.
İyot eksikliği nedir ve nelere yol açıyor?
İyot insan hayatında, normal büyüme ve gelişme için önemli bir elementtir. İyot eksikliği bazı yerleşim bölgelerinde daha yoğun görülür (endemik guatr). Ama bunun dışında da çok önemli sonuçları vardır. Düşük, ölü doğum, doğumsal anomaliler, artmış doğum öncesi, doğum sırasında veya doğumdan sonra ölümler, çocuk ölüm hızı ve nörolojik geri dönüşümsüz bir hastalık olan "kretenizma" gibi önemli hastalıklar iyot eksikliğinden kaynaklanan durumlar arasında yer alıyor. Ayrıca en önemlisi de, iyot eksikliğinin zihinsel ve fiziksel gelişme geriliği nedeni olarak karşımıza çıkması. Görüldüğü gibi genel kanının aksine iyot eksikliğinin sonuçları, sadece guatr ve komplikasyonları ile kısıtlı değil; çok çeşitli ve geri dönüşümsüzdür. Öte yandan "iyot fazlalığı" da bağışıklık sisteminin bozukluğuna bağlı tiroid hastalıklarının nedenlerindendir. Bu durumda iyot düzeyini belli dar sınırlarda tutmak büyük önem kazanıyor.
Vücudun günlük iyot ihtiyacı nedir?
WHO (Dünya Sağlık Örgütü)-ICCIDD tarafından tavsiye edilen günlük iyot ihtiyacı yaş gruplarına göre değişiyor. Özellikle hamilelik ve emzirme döneminde değişik nedenlerle ihtiyaç artıyor. Oranlar; 0-5 yaş arasında günde 90 mikrogram, 6-12 yaş arası günde 120 mikrogram, yetişkinlerde günde 150 mikrogram, hamilelik ve emzirme dönemlerinde ise günde 250 mikrogram olarak belirtiliyor.
Hangi besinlerde ne kadar iyot bulunuyor? İyot kullanımında nelere dikkat etmeliyiz?
Ne yazık ki ülkemizde ve dünya coğrafyasının önemli bir kısmında doğada iyot yetersizdir. Dolayısıyla bu coğrafyada yetişen bitki ve hayvanlarda, yani besinlerde de iyot yetersizdir ve mutlaka iyotlu tuz kullanılarak besindeki iyot yetersizliği giderilmelidir. Ülkemizde 1998'den itibaren sofra tuzlarının iyotlanmasının zorunlu hale getirilmesiyle iyot eksikliği olan bölgelerde çok olumlu sonuçlar ortaya çıkmıştır. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde ise iyotlu tuz dışında iyot desteği gereklidir. Tuzlar artık daha stabil olan moleküllerle iyotlanmaktadır. Yine de tuzların evde ağzı açık ve ışık gören alanlarda saklanmaması ve yemek piştikten sonra, ocaktan alınmadan hemen önce yemeğe ilave edilmesi, aynı miktarda tuzdan daha çok iyot almamızı sağlayacaktır. Bilindiği gibi tuzun haddinden fazla kullanımı da tıbben önerilmemektedir. Hekimler olarak dileğimiz, iyotlu tuz kullanımına önem verilmesi ve daha sağlıklı nesiller için özellikle hamilelerde ve emziren kadınlarda iyot desteği sağlanmasıdır. Anne adayları, yaşadığı bölgeye ve beslenmesindeki iyotlu tuz tüketimine göre günde 100 ila 300 mikrogram iyot desteği almayı ihmal etmemelidir.
İyot eksikliği riski altında bulunan hamileler ve emziren anneler için ne yapılmasını öneriyorsunuz?
Hamile bir kadının yaşadığı bölgedeki iyot eksikliğinin derecesi çok önemlidir. Özellikle hamilelik planlayan anne adaylarını ve hamileleri takip eden hekimler konuya hassasiyet göstermeliler. İyodu yeterli bölgelerde yapılan çalışmalarda dahi hamilelik döneminde "sınırda yeterli" iyot alımının, bu dönemde artan iyot ihtiyacını karşılamadığını görüyoruz. Ek olarak, hamilelerde hipertansiyon ya da vücutta su tutulumu gibi sonuçlar doğurabileceği için tuz tüketimi zaten sıklıkla kısıtlanıyor. Bu nedenle anne adayının veya emziren annenin ihtiyacı olan iyot miktarı, iyot takviyesi destekleyici ürünlerle sağlanabilir. Hekimlerin bu konuya hassasiyet göstermeleri, anne ve çocuk sağlığı açısından kısa ve uzun vadede önem taşıyor.
Hazırlayan: Zuhal K. EYÜBOĞLU