Doç. Dr. Erolu, yaptığı açıklamada, halk arasında "kalp romatizması" olarak da bilinen romatizmal ateşin "A grubu Beta Hemolitik Streptokok" isimli bir bakterinin neden olduğu boğaz enfeksiyonu sonrasında, bazı bireylerde vücudun o mikroba karşı gösterdiği aşırı tepki nedeniyle gelişen önemli bir hastalık olduğunu söyledi.
Romatizmal ateşin, bu mikroba bağlı boğaz enfeksiyonu geçiren herkeste görülmediğini aktaran Erolu, ailede romatizmal kalp hastalığı geçirmiş veya düzenli penisilin enjeksiyonu olan ya da kalp kapak hastalığı sonucu kalp kapağı değişmiş bireyler varsa bu hastalığın gelişme ihtimalinin biraz daha fazla olduğunu söyledi.
Erolu, hastalıkta eklemler ve kalbin en sık tutulan sistemler olmakla birlikte, bazı hastalarda beyin ve cilt tutulumunun da olabildiğini ifade ederek, kalp tutulumu dışındaki tüm bulguların geçici olduğunu söyledi.
Bu hastalıkta çocularda yaşanan problemlere ilişkin bilgi de veren Erolu, "Eklemler tutulduğunda ağrı, şişlik, yürüyememe ortaya çıkabilir. Cilt etkilenmesi sonucu döküntü, şişlik görülebilir. Beyin etkilenmesi sonucu istemsiz el/kol hareketleri beklenir. En önemli ve kalıcı olabilecek tutulum ise kalpte meydana gelmektedir. Kalpte kalp kası, kalp ileti sistemi, kalp kapakları, kalp zarı etkilenebilir. Kalpte kalıcı hasar kalp kapaklarında kaçak oluşması şeklinde görülür." diye konuştu.
Doç. Dr. Erolu, kalp kapaklarının kalbin içindeki odacıkları birbirine bağlayan kapılar olduğunu, akut romatizmal ateşin bu kapılara hasar verdiğini, kapının aralık kalması durumunda bir odacıktan diğer odacığa kan kaçışının olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Kapaklardaki yetmezlik (kaçak) şiddetli olduğunda kalp yetmezliği gelişir. Eğer çocukta, geçirilmiş boğaz ağrısını veya ateşi takiben 2-3 hafta içinde gelişen gezici eklem ağrısı ya da eklemlerde şişlik, kızarıklık, son zamanlarda başlamış çabuk yorulma, istemsiz hareketler veya yürüme bozukluğu, eklem sırtlarında bezelye tanesi kadar cilt altı şişlikler varsa romatizmal ateş yönünden şüphelenilmelidir. Tanı, hastanın muayenesi, yapılan bazı kan testleri, çekilen EKG, bazen de ekokardiyografi ile konulmaktadır. Romatizmal ateşten şüphelenildiğinde kalp tutulumunun olup olmadığını anlayabilmek, bazen de tanıyı doğrulamak için çocuğunuza ekokardiyografi yapılması gereklidir. Ekokardiyografi ses dalgasıyla çalışan ve hastaya radyasyon vermeyen zararsız bir görüntüleme yöntemidir."
"HASTALIK EĞİLİMİ OLAN KİŞİLERDE TEKRAR EDEBİLİR"
Hastalığın tedavisinin çok nadir durumlar hariç hastanede yatırılarak yapılması gerektiğini aktaran Erolu, ayrıca hastalığın ilaçlarla tedavisinin yanında yine yatak istirahatin de çok önemli olduğunu söyledi.
Erolu, hastalığın tedavisinde antibiyotik, antienflamatuar tedavi, kalp yetmezliği gelişmiş olanlarda ise kalp yetmezliğine yönelik tedaviler uygulandığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Hangi hastada hangi tedavilerin ne kadar süreyle uygulanacağı, hastanın klinik durumuna, hastalığın ciddiyetine göre, enflamasyon derecesine göre doktorunuz tarafından karar verilecektir. Hastanede yatış süresi, uygulanan tedavilerin süreleri yine hastadan hastaya değişmektedir. Hastanede başlanan tedavinin bir kısmı evde devam edilecek, belli aralıklarla kontrollere çağırılacaktır. Taburculuktan sonra eklem ağrısı ya da şişliği tekrar ederse doktorunuza bu durumu bildirmeniz gereklidir. Bu hastalığa eğilimi olan kişilerde yeniden aynı mikropla karşılaşma durumunda hastalık tekrar etmesi beklenir. Hastalığın tekrarlaması durumunda mevcut kalp tutulumun derecesi artarak kalp ameliyatı gerektirecek düzeye ilerleyebilecektir. Hastalığın tekrarlaması kapak yetmezliğini arttırıp kalp yetmezliğine neden olur hatta ilerleyen dönemlerde kapak değişim ameliyatı dahi gerektirebilir."