Otizmli bireylerin rutinleri bozulduğunda davranış problemler yaşayabileceğini ifade eden uzmanlar, sokağa çıkma kısıtlamalarında ailelerin zor günler geçirdiğini belirtti. Özellikle ilk hafta sonu uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması ile evde zor günler geçiren ebeveynler ile bu konuda çalışan sivil toplum kuruluşlarının talebiyle, ek bir genelge çıkarıldı. İçişleri Bakanlığı'nca çıkarılan genelge ile özel gereksinimi olan çocuk ve gençlerin ebeveyn veya bakıcıları refakatinde park ve bahçelerde dolaşmalarına aynı il sınırları içinde araçla seyahat etmelerine izin verildi. Sağlık açısından önceliğin evde kalmak olduğunu vurgulayan uzmanlar, otizmli bireyleri salgından korumak için yapması gerekenleri anlattı. İzmir'de özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi müdürü Psikolog Ersin Sancak otizmli bireylerin ve ebeveynlerin karantina sürecine ilişkin yaşayabileceği zorlukları aktardı.
'HER YERDEN BULAŞABİLİR'
Otizmli çocukların ve ebeveynlerin evde kalma sürecini daha zor geçtiğini dile getiren Psikolog Ersin Sancak, "Otizm üç yaşından önce başlayan, nörogelişimsel bir sorundur. Otizmli çocuklarımızın genellikle sosyal ve iletişimsel problemleri vardır. Tekrarlayan bazı davranışsal problemleri olabilir. Hepimiz için zor bir süreç ancak otizmli çocuklarımız için daha zor. Bizim çocuklarımızın rutinleri vardır. Bu rutinler bozulunca mutlaka davranışsal problemler çıkıyor. Otizmli çocuklarla çalışan dernekler, federasyonlar, kurumlar İçişleri Bakanlığı'na talepte bulundu ve gerekli koşulların sağlanması halinde çocuklarımızın sokağa çıkması mümkün. Tabi öncelikli hedefimiz sokağa çıkmak değil. Sonuçta bir virüs ve her yerden bulaşabilir. Bu durumun önüne geçebilmenin tek yolu çocukların hijyen kurallarına uygun davranması. Aile kontrolünde kısa süreli sokağa çıkmalarına engel yok" dedi.
'AİLELERİMİZİN SABIRLA VE SAKİN BİR ŞEKİLDE VİRÜSTEN KORUNMAYI ANLATMALI'
Psikolog Sancak, otizmli çocuklara salgından korunma yöntemlerini anlatmanın önemine değindi. Virüsü çocukların somut dünyasına indirgemek gerektiğini belirten Sancak, "Sağlık Bakanlığı tarafından bize sunulan korunma yollarını çocuklarımıza aktarmamız gerekiyor. Otizmli çocukların öğrenme açısından diğer çocuklara göre bazı farklılıkları olduğu için ailelerin bu konuda zorlandığını biliyoruz. Virüs gibi görünmeyen bir mikrop kaynağının bizde yaratacağı sorunları çocukların somut dünyasına indirgemek lazım. İndirgeyebilmek için ailelerin çok fazla tekrarlayan anlatımlar yapması hatta tekrarlayan davranışlar sergilemesi gerekecek. Bu tekrarlayan davranışları sergilemek aileleri yoruyor. Evlerde bu yüzden işler çığırından çıkabilir. Bunu önlemek için ailelerimizin sabırla ve sakin bir şekilde virüsten korunmayı anlatmaya devam etmesi gerekiyor. Ellerini mutlaka sık sık yıkamasını sağlamalı" diye konuştu.
'KAZANIMLARINI KAYBEDEBİLİRLER'
Eğitim sürecinden uzak kalan otizmli bireylerin kazanılmış becerilerden uzaklaşma tehlikesiyle de karşı karşıya olduğunu dile getiren Sancak, ebeveynlerin desteğiyle ve online eğitim programları ile eğitime devam etmesini tavsiye etti. Çocukların eğitim süreci hakkında açıklamalarda bulunan Sancak, şunları söyledi:
"Özel gereksinimi olan çocukların uzaktan eğitim yoluyla örgün eğitime tabi tutulması pek mümkün değil. Hedefimiz çocukların rehabilitasyon merkezlerine geri dönmesi. Özellikle otizm yaşam boyu devam eden bir durum. Bu durumu bir şekilde kesintiye uğratırsanız çocukların kazanımlarını kaybetme olasılıkları vardır. Biz de merkez olarak uygun gelişimsel özellikleri olan çocuklarla telefonla ya da görüntülü görüştük. Devam eden eğitim programlarını ailelerimize gönderdik ve evde devam etmelerini tavsiye ettik. Bir şekilde ipin ucunu bırakmamız gerekiyor."
'KENDİSİNE ZARAR VEREBİLİYOR'
9 yaşındaki otizmli Hasan Ali'nin annesi Nilgün Elver (42), rutini bozulan çocuğunun zaman zaman öfke nöbetleri geçirebildiğini belirterek, "Oğlumun adı Hasan Ali. 2'nci sınıfa gidiyor ama okullar kapalı. Uzun zamandır evden dışarı çıkmadık. Özel gereksinimi olan çocuklar, tüm dernek ve federasyonların çatı örgütü olan Türkiye Otizm Meclisi'nin çalışmaları sayesinde bir refakatçi ile sokağa çıkma yasağı olsa da çıkabiliyor ama dışarısı bizim için çok riskli. Hasan Ali maske takmak istemiyor. Bizim gidebileceğimiz yerler de park, bahçe gibi alanlar. Ancak hijyenik olmadığından bizim için riskli. O yüzden çıkmıyoruz ancak oldukça zorlanıyoruz. Çünkü rutini bozuldu. Bu durum bütün otizmliler için geçerli. Belirli bir düzeni vardı. Bu düzen ve rutin bozulunca öfke nöbetlerine sebep oluyor. Kendilerine ve ailelerine zarar verebiliyor. Bazen durduramıyoruz, sinirleniyor, dışarı çıkmak istiyor" dedi.
'OYUNLARLA ÖĞRETİYORUM'
Bu yaşananların nedenini çocuğuna anlatmaya çalıştığını dile getiren Elver, alınması gereken hijyen önlemlerini oyun oynayarak öğrettiğini söyledi. Elver, "Bizim çocuğumuz konuşamıyor. Anlattıklarımızı çok net anlayamıyor. Koronavirüs salgınını anlattığımızda kabul etmiyor. Parka gitmek, markete gitmek, dışarıda yemek yemek istiyor. Şu an bu duruma olanak yok. Ellerini yıkaması gerektiğini oyun oynayarak, şarkılarla yapıyoruz. Balkona çıkarıp kimsenin olmadığını gösteriyoruz. Herkesin evde olması gerektiğini anlatıyoruz. Zaman zaman ağlıyor. İlk haftalar daha da zorlandık. Böyle durumlarda dikkatini dağıtmak için müzik açıp dans ediyoruz. Sevdiği bir yiyecekle oyalıyoruz. Türkiye'de 1 milyon otizmli çocuk varsa ailelerle birlikte 4 milyon aile etkilendi" diye konuştu.
Hasan Ali'nin babası Aydın Elver (51) ise, "Biz sokağa çıkma yasağı uygulandığında alınan karar ile çocukla sokağa çıkabiliyoruz ancak bir kişi çocuğa eşlik edebiliyor. Bizim çocuklarımız hiperaktif çoğunlukla dışarıda bir kişinin baş etmesi mümkün değil. Elimizden kurtularak tehlikeli girişimlerde bulunabilir. O nedenle genelgenin kapsamı genişletilmeli. Ayrıca insanlar dışarıda oldukları süre boyunca hastalık yayılıyor. Bizlerin de evde kalma süreci uzuyor. Hepimiz evde kalalım ve bu süreci daha hızlı atlatalım" dedi.