Tekrarlayan ve kronik ağrıların yaşam boyu süren fizyolojik ve psikolojik sorunlara yol açabildiğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanları Dr. Ebru Gözer ve Dr. Ayşe Sokullu, "Bu nedenle ağrıyı değerlendirmede ilk basamak, altta yatan sorunu eksiksizce saptamak ve onu ortadan kaldırmaktır" dedi.
BÜYÜME AĞRILARI EN ÇOK GECE GÖRÜLÜR
Büyüme ağrılarının özellikle 3-10 yaş arasında geceleri görüldüğünü belirten Dr. Ebru Gözer ve Dr. Ayşe Sokullu, "Çocukların günlük aktivitesinde herhangi bir aksaklık olmaz, daha çok akşamüzeri ve gece yatınca başlayan, genellikle dizle ayak bileği arasında bölgede gösterilen ve masajlardan fayda gören ağrılardır. Ertesi gün aktivite yine normal devam eder. Hızlı büyüme ve aşırı aktivite dönemlerinde görülür. Çocuğun yaş ve gelişimi ile orantılı olarak en sık karşılaşılan ağrılar; tekrarlayan karın ağrıları, baş ağrısı, ekstremite ağrılarıdır" açıklamasında bulundu.
BÜYÜME AĞRILARI İLE ROMATİZMAL AĞRILAR BİRBİRLERİNDEN FARKLIDIR
Büyüme ağrıları ile romatizmal ağrıları ayırt etmeyi sağlayan en önemli özelliğin çocukta aktivitenin devamlılığı olduğunu vurgulayan Dr. Ebru Gözer ve Dr. Ayşe Sokullu, "Büyüme ağrısı olan çocukta ağrıya rağmen ve gündüzleri hareket kısıtlı değildir. Eklemler serbest, masajlar ise rahatlatıcıdır. Diğer taraftan romatizmal ağrılarda eklem ya da uzuv çok ağrılı, hareket kısıtlıdır. Dokunulması bile aşırı ağrı yaratabilir. Romatizmal ağrılarda sabah tutukluğu tipiktir. Çocuk hareket ettikçe açılabilir" dedi.
Dr. Ebru Gözer ve Dr. Ayşe Sokullu, çocuğun yaş grubuna ve ağrının sebebine göre ilaçsız ağrı yönetim stratejilerini şöyle sıraladı:
0-12 ayda gaz, kolik, diğer karın ağrısı gibi sebeplerde okşama, kundaklama, sallama gibi duyusal yöntemler, emzik verme, ninni söyleme gibi teknikler işe yarar.
1 yaş üstü çocuklarda bedensel ağrı veya ağrılı işlemler sırasında ebeveynle yakın olma, oyuncaklarla oyalanma, dikkati başka yöne yönlendiren objeler işe yarayabilir.
Okul öncesinde sevdiği masal kahramanları ile özdeşleşme, ödüllendirme, güven objeleri kullanmak faydalı olur.
Okul çağında önceden bilgilendirme, işlem sırasında olumlu konuşma ve cesaretlendirmeler, nefes egzersizleri, ödüllendirme yöntemleri kullanılabilir.
Ergenlerde ise yapılacak işlem veya ağrılı durum hakkında detaylı bilgilendirme ve mümkünse yöntem seçimine katılma şansı verilmesi uygundur.
Özellikle gaz, sindirim bozukluğu, anksiyeteye bağlı ağrılar ve büyüme ağrılarında çocukla iş birliği, güven verme, masajlar ilaçlardan daha etkili olabilir.
ÇOCUKLAR HER YAŞ DÖNEMİNDE AĞRIYA FARKLI TEPKİLER VERİYOR
Bebek ve çocuklarda ağrının algılanması ve ağrıya yanıt yaşa göre değişkenlik gösterir.
0-3 ay bebekler ağrıyı lokalize edemez ve refleks yanıt verir.
3-6 ay bebekler ağrıya üzüntülü ve kızgın yanıt verirler.
6-18 ayda ağrı lokalize edilir ve korkuyla karşılanır.
18-24 ayda bebekler acının anlamını bilir ve baş etme yolları bulabilir.
24-36 ayda ağrıyı tanımlar ve kaçınmak için önlemler alırlar.
36-60 ayda ağrıyı tanımlar ve değerlendirebilirler.
5-7 yaşta ağrı şiddetini seviyelendirebilirler.
7-10 yaşta çocuk niçin ve nasıl ağrıdığını anlatabilir.
11 yaş üzerinde nitelik bilgisi verirler.