Müziğe ilgisi olan, güzel bir resim yapan veya bıcır bıcır konuşup sorular soran bir çocuk görünce hemen çok zeki olduğunu düşünürüz. Her anne baba çocuğunun zeki olmasını ister ve bu yönde çaba sarf eder. Genel olarak öğrenilenden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneği olarak tanımlanan zeka, aslında geniş içerikli bir kavramdır, çünkü türleri vardır. Bir kişinin hangi alanda veya alanlarda yetenekli olduğu, çocukluk döneminde anlaşılabilir. Zekada kalıtımsal faktörlerin etkisinin büyük olduğunu, ancak çevresel faktörlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Uzman Psikolog Pelin Aydın, zekanın geliştirilmesinde anne babaların olumlu etkilerinin olabileceğini söylüyor.
Zeka nedir? Nelerden etkilenir?
Kavramlar ve algılar yardımıyla soyut ya da somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme, soyut düşünme, muhakeme etme ve bu zihinsel işlevleri uyumlu şekilde bir amaca yönelik olarak kullanabilme yetenekleri zeka olarak adlandırılır. Farklı tanımlarının olmasına karşılık, zekaya ilişkin kuramların tümü zekanın geliştirilebilecek bir kapasite ya da potansiyel olduğu ve biyolojik temellerinin bulunduğu noktalarında birleşir. Buna göre zeka, bireyin doğuştan sahip olduğu, kalıtımla kuşaktan kuşağa geçen ve merkezi sinir sisteminin işlevlerini kapsayan; deneyim, öğrenme ve çevreden kaynaklanan etkenlerle biçimlenen bir bileşimdir.
Çoklu zeka
Çoklu zeka kuramını 1983 yılında "Frames of Mind" (Zihin Çerçeveleri) adlı kitabıyla tanıtan Howard Gardner, tıpkı kendinden önceki bazı kuramcılar (J. P. Guilford ve L. L. Th urstone) ve kendisiyle aynı dönemde yaşayan bazı çağdaşları (R. Sternberg ve D. Goleman) gibi zekanın çoğul bir olgu olduğunu vurgulamıştır. Gardner zekayı, bir bireyin bir veya birden fazla kültürel ortamda değer bulan ürünler ortaya koyma veya problemler çözme kapasitesi olarak tanımlamıştır (Gardner, 1993). Bu tanımla Gardner, zekayı bilişsel alana sınırlamadan farklı alanlarda çözüm getirme ve üretme eylemlerine vurgu yapmış ve aynı zamanda zekanın sosyal ve kültürel bağlamına da dikkat çekmiştir (Eriş, 2008).
Zeka türleri
Gardner'ın ileri sürdüğü sekiz zeka alanı şunlardır:
Sözel dil zekası: Bir bireyin kendi diline ait kavramları bir masalcı, bir konuşmacı, bir politikacı gibi sözlü olarak ya da bir şair, bir yazar, bir gazeteci gibi yazılı olarak etkili bir biçimde kullanabilmesi kapasitesidir.
Mantıksal matematiksel zeka: Bir bireyin bir matematikçi, bir vergi memuru, bir istatistikçi gibi sayıları etkili bir şekilde kullanabilmesi ya da bir bilim adamı, bir bilgisayar programcısı, bir mantık uzmanı gibi olayların oluşumu ve işleyişi hakkında etkili bir şekilde mantık yürütebilmesi kapasitesidir.
Görsel uzamsal zeka: Bir kişinin bir avcı, bir izci, bir rehber gibi uzamsal dünyayı doğru bir şekilde algılaması veya bir dekoratör, bir mimar, bir ressam gibi dış dünyadan edindiği izlenimleri görselleştirme kapasitesidir.
Müziksel ritmik zeka: Bir kişinin bir besteci, bir müzisyen ya da bir şarkıcı gibi müzik formlarını algılama, ayırt etme ve ifade etme kabiliyetlerini kapsar.
Bedensel kinestetik zeka: Bir kişinin bir aktör, bir atlet, bir dansçı gibi düşüncelerini ve duygularını anlatmak için vücudunu kullanmadaki ustalığı veya bir heykeltıraş, bir cerrah, bir tamirci gibi el becerilerine dayalı üretme kapasitesidir.
Sosyal zeka: Bir insanın bir öğretmen, bir terapist ya da bir pazarlamacı gibi çevresindeki insanların duygularını, isteklerini veya ihtiyaçlarını anlama, ayırt etme ve karşılama kapasitesidir.
İçsel öze dönük zeka: Bir kişinin kendisini objektif olarak tanıması ve kendisi hakkında sahip olduğu bu bilgi ve anlayış ile çevresiyle uyumlu davranışlar sergilemesi yeteneğidir.
Doğacı zeka: Bir kişinin bir biyolog gibi hayvanları ve bitkileri tanıması, onları belli özelliklerine bağlı olarak sınıflandırması ve diğerlerinden ayırt etmesi veya bir jeolog yaklaşımıyla dünya doğasının bulutlar, kayalar veya depremler gibi çeşitli karakteristiklerine karşı ilgili, duyarlı ve yetenekli olması kapasitesidir.
Zeka türleri nasıl tespit edilebilir? Aileler ve öğretmenler gözlem yaparak da tespit edebilirler, ancak en kesin sonucu çeşitli zeka testleri ve ölçekler verir. Teknolojinin, farklı eğitim ve ilgi alanlarının genişlemekte olduğu modern dünyada, çocukların da farklı zeka alanlarını tespit edebilmek amacıyla geleneksel ölçeklerden modern ölçeklere yönelim başlamıştır. Zekanın farklı alanlarını ölçebilen ve tek bir sayı ile zekayı kısıtlamayan güncel ölçekleri pek çok uzman klinik psikolog kullanabilir.
Zeka geliştiren öneriler
Zeka parmak izi kadar özeldir. Dolayısıyla her çocuk için yapılabilecekler ve her çocuğun farklı alanlardaki eğilimlerini ya da eksikliklerini besleyebilecek uygulamalar farklılık gösterir. Ancak bununla beraber çocukların zekasının gelişmesinde anne-babaların da önemli derecede etkisi vardır. George Mason üniversitesi profesörü David Armor'un araştırmalarına göre, çocukların IQ'larında en büyük rolü ebeveynler oynuyor. Öyle ki bu etki okulların ya da benzeri eğitim kurumlarının çalışmalarından bile daha etkili. Bu etkinin en yoğun olduğu dönemler ise bebeklikten 9 yaşına kadar olan dönemi kapsıyor. Buna göre aileler şunları yapabilir:
1. Ebeveynler öncelikle kendi eğitimlerini önemsemeliler.
2. Çocuk sahibi olmak için en erken 20 yaşına kadar beklenmeli.
3. Bebeği olabildiğince uzun dönem emzirmeli.
4. Çocukla olabildiğince çok zaman geçirilmeli ve erken dönemden itibaren yönergeli uygulamalara en basit okuma, sayılar, şekiller vb. çalışmalarla başlanmalı.
5. Çocuğu ev dışındaki dünya ile de mümkün olduğunca çok buluşturmalı, onun dış dünyaya da erken adapte olması için eşlik edilmeli.
6. Çocukla etkili iletişim kurulmalı.
7. Olayların sebep sonuç ilişkileri anlayabileceği ölçüde aktarılmalı. Benzer olaylar ve durumlar arasında bağlantı kurması desteklenmeli.
8. Zorluk derecesi önemsenmeksizin yaşına uygun olabilecek tüm etkinlik ve uygulamaları denemesine fırsat verilmeli. Eğitimsel çalışmaların dışında ev içindeki basit işler ve görevler de bu duruma dahil edilmeli (Dışarı çıkarken kıyafetlerini kendisinin seçmesi, mutfakta küçük denemelerde yardımcı olması, markete gidildiğinde alınacakları aklında tutması vb.).
9. Piyasada ebeveynlerin kolaylıkla bulabileceği eğitici ve eğlenceli oyuncaklarla basit bir aile saati yapılmalı. Bir puzzle'ı tüm aile bir arada birleştirmeye çalışmak ya da uyumadan önce keyifl i bir hafıza kartı oyunu oynamak düşünülenden çok daha etkili olabilir.
"Çocuklara bolca fırsat sunulmalı"
Zekanın olumlu yönde gelişmesi için çocuklara çeşitli fırsatlar sunulmalıdır. Tespit edilen seviye ne olursa olsun farklı nörolojik ve psikolojik engeller olmadıkça, bir çocuk her an gelişmeye hazırdır. İster okulda bir ders saatinde olsun, ister ebeveynleri ile bir hafta sonu gezisinde, çocuklar çevrelerinde olup biten her şeyi gözlemleyerek bu gelişimde önemli adımlar atabilirler. - UZMAN KLİNİK PSİKOLOG PELİN AYDINMüziğe ilgisi olan, güzel bir resim yapan veya bıcır bıcır konuşup sorular soran bir çocuk görünce hemen çok zeki olduğunu düşünürüz. Her anne baba çocuğunun zeki olmasını ister ve bu yönde çaba sarf eder. Genel olarak öğrenilenden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneği olarak tanımlanan zeka, aslında geniş içerikli bir kavramdır, çünkü türleri vardır. Bir kişinin hangi alanda veya alanlarda yetenekli olduğu, çocukluk döneminde anlaşılabilir. Zekada kalıtımsal faktörlerin etkisinin büyük olduğunu, ancak çevresel faktörlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Pelin Aydın, zekanın geliştirilmesinde anne babaların olumlu etkilerinin olabileceğini söylüyor.
Zeka nedir? Nelerden etkilenir?
Kavramlar ve algılar yardımıyla soyut ya da somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme, soyut düşünme, muhakeme etme ve bu zihinsel işlevleri uyumlu şekilde bir amaca yönelik olarak kullanabilme yetenekleri zeka olarak adlandırılır. Farklı tanımlarının olmasına karşılık, zekaya ilişkin kuramların tümü zekanın geliştirilebilecek bir kapasite ya da potansiyel olduğu ve biyolojik temellerinin bulunduğu noktalarında birleşir. Buna göre zeka, bireyin doğuştan sahip olduğu, kalıtımla kuşaktan kuşağa geçen ve merkezi sinir sisteminin işlevlerini kapsayan; deneyim, öğrenme ve çevreden kaynaklanan etkenlerle biçimlenen bir bileşimdir.
Çoklu zeka
Çoklu zeka kuramını 1983 yılında "Frames of Mind" (Zihin Çerçeveleri) adlı kitabıyla tanıtan Howard Gardner, tıpkı kendinden önceki bazı kuramcılar (J. P. Guilford ve L. L. Th urstone) ve kendisiyle aynı dönemde yaşayan bazı çağdaşları (R. Sternberg ve D. Goleman) gibi zekanın çoğul bir olgu olduğunu vurgulamıştır. Gardner zekayı, bir bireyin bir veya birden fazla kültürel ortamda değer bulan ürünler ortaya koyma veya problemler çözme kapasitesi olarak tanımlamıştır (Gardner, 1993). Bu tanımla Gardner, zekayı bilişsel alana sınırlamadan farklı alanlarda çözüm getirme ve üretme eylemlerine vurgu yapmış ve aynı zamanda zekanın sosyal ve kültürel bağlamına da dikkat çekmiştir (Eriş, 2008).
Zeka türleri
Gardner'ın ileri sürdüğü sekiz zeka alanı şunlardır:
Sözel dil zekası: Bir bireyin kendi diline ait kavramları bir masalcı, bir konuşmacı, bir politikacı gibi sözlü olarak ya da bir şair, bir yazar, bir gazeteci gibi yazılı olarak etkili bir biçimde kullanabilmesi kapasitesidir.
Mantıksal matematiksel zeka: Bir bireyin bir matematikçi, bir vergi memuru, bir istatistikçi gibi sayıları etkili bir şekilde kullanabilmesi ya da bir bilim adamı, bir bilgisayar programcısı, bir mantık uzmanı gibi olayların oluşumu ve işleyişi hakkında etkili bir şekilde mantık yürütebilmesi kapasitesidir.
Görsel uzamsal zeka: Bir kişinin bir avcı, bir izci, bir rehber gibi uzamsal dünyayı doğru bir şekilde algılaması veya bir dekoratör, bir mimar, bir ressam gibi dış dünyadan edindiği izlenimleri görselleştirme kapasitesidir.
Müziksel ritmik zeka: Bir kişinin bir besteci, bir müzisyen ya da bir şarkıcı gibi müzik formlarını algılama, ayırt etme ve ifade etme kabiliyetlerini kapsar.
Bedensel kinestetik zeka: Bir kişinin bir aktör, bir atlet, bir dansçı gibi düşüncelerini ve duygularını anlatmak için vücudunu kullanmadaki ustalığı veya bir heykeltıraş, bir cerrah, bir tamirci gibi el becerilerine dayalı üretme kapasitesidir.
Sosyal zeka: Bir insanın bir öğretmen, bir terapist ya da bir pazarlamacı gibi çevresindeki insanların duygularını, isteklerini veya ihtiyaçlarını anlama, ayırt etme ve karşılama kapasitesidir.
İçsel öze dönük zeka: Bir kişinin kendisini objektif olarak tanıması ve kendisi hakkında sahip olduğu bu bilgi ve anlayış ile çevresiyle uyumlu davranışlar sergilemesi yeteneğidir.
Doğacı zeka: Bir kişinin bir biyolog gibi hayvanları ve bitkileri tanıması, onları belli özelliklerine bağlı olarak sınıflandırması ve diğerlerinden ayırt etmesi veya bir jeolog yaklaşımıyla dünya doğasının bulutlar, kayalar veya depremler gibi çeşitli karakteristiklerine karşı ilgili, duyarlı ve yetenekli olması kapasitesidir.
Zeka türleri nasıl tespit edilebilir? Aileler ve öğretmenler gözlem yaparak da tespit edebilirler, ancak en kesin sonucu çeşitli zeka testleri ve ölçekler verir. Teknolojinin, farklı eğitim ve ilgi alanlarının genişlemekte olduğu modern dünyada, çocukların da farklı zeka alanlarını tespit edebilmek amacıyla geleneksel ölçeklerden modern ölçeklere yönelim başlamıştır. Zekanın farklı alanlarını ölçebilen ve tek bir sayı ile zekayı kısıtlamayan güncel ölçekleri pek çok uzman klinik psikolog kullanabilir.
Zeka geliştiren öneriler
Zeka parmak izi kadar özeldir. Dolayısıyla her çocuk için yapılabilecekler ve her çocuğun farklı alanlardaki eğilimlerini ya da eksikliklerini besleyebilecek uygulamalar farklılık gösterir. Ancak bununla beraber çocukların zekasının gelişmesinde anne-babaların da önemli derecede etkisi vardır. George Mason üniversitesi profesörü David Armor'un araştırmalarına göre, çocukların IQ'larında en büyük rolü ebeveynler oynuyor. Öyle ki bu etki okulların ya da benzeri eğitim kurumlarının çalışmalarından bile daha etkili. Bu etkinin en yoğun olduğu dönemler ise bebeklikten 9 yaşına kadar olan dönemi kapsıyor. Buna göre aileler şunları yapabilir:
1. Ebeveynler öncelikle kendi eğitimlerini önemsemeliler.
2. Çocuk sahibi olmak için en erken 20 yaşına kadar beklenmeli.
3. Bebeği olabildiğince uzun dönem emzirmeli.
4. Çocukla olabildiğince çok zaman geçirilmeli ve erken dönemden itibaren yönergeli uygulamalara en basit okuma, sayılar, şekiller vb. çalışmalarla başlanmalı.
5. Çocuğu ev dışındaki dünya ile de mümkün olduğunca çok buluşturmalı, onun dış dünyaya da erken adapte olması için eşlik edilmeli.
6. Çocukla etkili iletişim kurulmalı.
7. Olayların sebep sonuç ilişkileri anlayabileceği ölçüde aktarılmalı. Benzer olaylar ve durumlar arasında bağlantı kurması desteklenmeli.
8. Zorluk derecesi önemsenmeksizin yaşına uygun olabilecek tüm etkinlik ve uygulamaları denemesine fırsat verilmeli. Eğitimsel çalışmaların dışında ev içindeki basit işler ve görevler de bu duruma dahil edilmeli (Dışarı çıkarken kıyafetlerini kendisinin seçmesi, mutfakta küçük denemelerde yardımcı olması, markete gidildiğinde alınacakları aklında tutması vb.).
9. Piyasada ebeveynlerin kolaylıkla bulabileceği eğitici ve eğlenceli oyuncaklarla basit bir aile saati yapılmalı. Bir puzzle'ı tüm aile bir arada birleştirmeye çalışmak ya da uyumadan önce keyifl i bir hafıza kartı oyunu oynamak düşünülenden çok daha etkili olabilir.
"Çocuklara bolca fırsat sunulmalı"
Zekanın olumlu yönde gelişmesi için çocuklara çeşitli fırsatlar sunulmalıdır. Tespit edilen seviye ne olursa olsun farklı nörolojik ve psikolojik engeller olmadıkça, bir çocuk her an gelişmeye hazırdır. İster okulda bir ders saatinde olsun, ister ebeveynleri ile bir hafta sonu gezisinde, çocuklar çevrelerinde olup biten her şeyi gözlemleyerek bu gelişimde önemli adımlar atabilirler. - UZMAN KLİNİK PSİKOLOG PELİN AYDIN
Hazırlayan: Zuhal Eyüboğlu