0 -6 yaş döneminde çocuklarda sık gözlemlenen bazı davranışlar vardır. Bu davranışların kimi yaşına göre gelişim özelliklerinden kaynaklı olabileceği için kabul görebilirken, kimi de acaba çocuğumda bir sorun mu var sorusunu aklımıza getirebilir. Uzmanlar; parmak emme, alt ıslatma ve tırnak yeme gibi bazı davranışlarla çocukların aslında hayatla mücadele etmeye çalıştıklarını, bu nedenle anne-babaların duyarlı davranmaları gerektiğini söylüyorlar. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Serkan Süren, çocuklarda uyum ve davranış bozukluklarının nedenlerini ve tedavi yöntemlerini bakın nasıl anlatıyor.
Uyum ve davranış sorunu nedir?
Doğumla başlayan ve özellikle okul öncesi dönemde hızlanan ruhsal gelişimsel sürecin sağlıklı gelişimini bozan her türlü etken, çocuklukta ve yetişkinlikteki uyum bozucu davranışsal sorunların temelini oluşturur. Çocuğun yaşı ve gelişim seviyesine uygun davranışsal ve sosyal beceriler geliştirememesi sonucu kendisinin dışındaki dünya ile çatışmalı hale gelmesine neden olan her türlü zorlayıcı tepki, uyumsuz davranış tanımı içinde değerlendirilebilir. Kendini yatıştıramama, öfke patlamaları, kurallara uymakta güçlük, inatçılık, tutturmacılık gibi davranışlar okul öncesinde yakın çevre ile iletişimi zorlaştırır, okul döneminin başlaması ile sorunlar, diğer otorite figürleri ve yaşıtlar ile ilişkilere uzanır ve okul ortamına taşınır.
Nedenleri?
H Genetik faktörler, ailesel geçişler HFiziksel nedenler, travmatik olaylar, beyin hasarları, iç salgı bezleri HTemel ihtiyaçlardan yoksunluk HFizyolojik ve biyolojik temel ihtiyaçların karşılanmaması (beslenme-barınma vs.) HPsiko-sosyal temel ihtiyaçların karşılanmaması (sevme, sevilme, ait olma ve güvene bağlı olarak kurulan ailesel bağlar) H Sosyo-ekonomik ve çevresel etkenler (ekonomik koşullar, anne-babanın eğitim durumu ve içinde yaşadığı mevcut ortam)
Genetik yapı oldukça önemli Çocuğun uyum ve davranış bozukluklarının altında yatan nedenleri genetik ve çevresel koşullar olarak ayırabiliriz. Doğum öncesi komplikasyonlar, organik bozukluklar, duygusal ve sosyal yetersizlikler, düşük zeka düzeyi, dikkat sorunları, çocukların kendileri hakkındaki olumsuz duyguları, karakter özellikleri ve fiziksel engeller çocukların davranışlarını etkiler. Çevresel etmenlere baktığımızda çocuğun içinde yaşadığı mevcut ortam, sergileyeceği tüm davranışlarına etki edebilir.
Her yaşın uyumsuzluğu farklı
Çocuğun gelişim dönemine bağlı olarak yaşadığı olağan sorunlarla uyum bozukluğu olarak kabul edilen davranışları ayırabilmek anne-babalar için kolay olmayabilir. Bazı davranışlar, çocuklarda sadece belirli bir gelişim döneminde görülen geçici eylemler olabilir. Yani 4-5 yaşına kadar süren gece alt ıslatma, 2-3 yaşlarında ortaya çıkan uyku bozuklukları, kısa süren konuşma düzensizlikleri ebeveynlerin kaygı duymasını gerektirmez. İlerleyen yaşına rağmen bu sorunlar devam ediyorsa ciddiye alınmalıdır. Ara sıra söz dinlememeleri, yaramazlık yapmaları normaldir. Ancak zıt davranışlar gösteren, okulda ve çevrede öfke ve uyum problemi yaşayan çocukların davranışları incelenmelidir. Bir çocuk 4-5 yaşına kadar gece altını ıslatıyorsa bu davranış bozukluğu anlamına gelmez. Buna ek olarak; kekemelik, korku ve kaygı söz konusu ise bu eylemin bir davranış bozukluğu olduğu söylenebilir. Çocuğun geçmişinde çevresiyle uyumu ve kişilik özellikleri göz önüne alınmalıdır. Geçmişte bıraktığı gelişimsel dönemlerde çeşitli sorunları olan çocuklarda, ailenin tutumlarına bağlı olarak geçici ya da kalıcı uyumsuzluk durumu oluşabilir.
Sıklıkla görülen uyum ve davranış bozuklukları
Alt ıslatma ve dışkı kaçırma
Alt ıslatma fizyolojik, yani tıbbi rahatsızlıklardan kaynaklı olabileceği gibi, altında başka nedenler de olabilir. Örneğin; 4 yaşındaki bir çocuğun yeni doğan kardeşini kıskanması sonucu veya eşlerin boşanma sürecinde, çocuğun yaşadığı yalnızlık hissiyle ya da anne-babayı barıştırmak için gösterdiği günah keçiliği çabasıyla da ortaya çıkabilir. Öncelikle organik bir sorun olup olmadığı belirlenmelidir. Ancak çocuğun gelişimi normalse ve tuvalet eğitimi verilmiş olmasına rağmen alt ıslatma problemi yaşıyorsa, o zaman bunun psikolojik kaynaklı olduğu düşünülür. Bu durumda anne-babanın çocuğu ile kurduğu iletişimde tutarlı ve kararlı olması gerekir.
Parmak emme
Zararsız bir davranıştır. Doğumdan sonraki ilk 3 yıl parmak emme, normal olarak kabul edilir. Emme, haz yaratan ve psikolojik olarak rahatlamayı sağlayan bir davranıştır. Özellikle 3 yaşından sonra devam ediyorsa altında psikolojik bir neden aranmalıdır. Parmak emme, psikolojik sorunlar ve gerginlikler sonucunda gelişebilir. Ev ortamında yaşanan gerginlikler ve yeni bir kardeşin doğumu, emme ihtiyacının yeterince doyurulmamış olması gibi durumlar parmak emme davranışının daha sık görülmesine neden olur.
Tırnak yeme
Sık karşılaşılan davranış bozukluklarından biridir. Tedirginliği azaltan bir davranıştır. Sıklıkla 3-4 yaş dolaylarında başlar, 13-14 yaş bazen erişkin döneme kadar da sürebilir. Tırnak yemeye sebep olan başlıca etkenler; ailede aşırı baskıcı bir eğitimin uygulanması, çocuğun sürekli azarlanarak eleştirilmesi, ilgi ve sevgi yetersizliği, kıskançlık, sıkıntı ve gerginlik, anne-baba geçimsizlikleri ve çocuğa karşı fazla korumacı olmalarıdır. Bu durumda ebeveynlerin yapacağı en iyi hareket, bu durumu görmezden gelmektir. "Tırnağını yeme, elini ağzından çek!" gibi uyarılarda bulunmak, davranışın azalmasından çok artmasına neden olur.
Çalma-tanı almış kleptomani
Çalma; başkasına ait bir nesneyi izinsiz olarak alma eylemi, kleptomani; ihtiyacı olmadığı halde satma düşüncesi olmadan birtakım nesneleri izinsiz olarak onlara yalnızca sahip olma şeklinde gelişen bir dürtü kontrol bozukluğudur. Her yaş grubunda görülebilir, ebeveynler dikkatli davranarak uzman desteğiyle birlikte kontrol altına almalıdır.
Mastürbasyon
Çocuğun cinsel bölgeleriyle oynayarak kendini uyarması ve rahatlama sağlaması mastürbasyondur. Çocukluk mastürbasyonunu tanımlamak için çocuğun genital bölgesinde fiziksel bir sorun olup olmadığını saptamak çok önemlidir. Kimi zaman bazı genital sorunlar bölgede kaşınmaya, tahrişe yol açar ve çocuğun dikkatini o bölgeye yöneltmesine neden olur. Bunun dışında bazı çocuklar bedenlerini keşfetmek, bazıları çeşitli duygusal zorluklarıyla baş etmek, bazıları da uykuya geçerken rahatlamak için mastürbasyona başvurabilirler. Mastürbasyona en sık olarak 3-6 yaş arasında rastlanır.
İçe kapanıklılık
Duyguları ve haklı tepkileri cezayla bastırılan, kınama, suçlama gibi davranışlarla karşılanan çocuklar zamanla kendilerine olan güvenlerini kaybeder, yanlış yapmamak için susmayı ve içlerine kapanmayı tercih ederler.
Kekemelik
Eğer herhangi bir organik bozukluğa bağlı değilse kekemelik psikolojik kökenli bir sorundur. Genellikle okul öncesi dönemde ortaya çıkar. Psikolojik travmalar, doğal afetler, kazalar, hastalık, hayvandan korkma, aile içi sorunlar, ölüm ve hatalı anne-baba tutumları kekemeliğe neden olabilir. Psikolojik kökenli kekemeliklerin bir kısmı geçicidir.
Yeme alışkanlığında bozulma
Anne ve babanın çocuğa yemek yemesi konusunda aşırı ısrarcı tutumu, ödül ve ceza verme gibi davranışları, çocuğun yeme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkiler. Önemli olan çocuğun ne kadar yediği değil, nasıl gıdalarla beslendiğidir. İştahı az olan çocuklara besin kalitesi yüksek gıdalar verilmeye çalışılmalı ve çocuk yemek miktarı için zorlanmamalıdır.
Bunlara ek olarak…
Çocuklarda; kabus görme, karanlıktan, yüksek sesten korkma ve kaçınma, doktor korkusu, yalan söyleme yani doğru olan gerçeği kendine göre farklılaştırarak değiştirerek aktarma ve uyku bozuklukları (kendi yatağında yatmama, geç vakte kadar uyanık kalma, uyku saati düzeninin oluşmamış olması) görülebilir.
Erken teşhis, tedaviye yardımcı
Buradaki en temel unsur, erken teşhis ve nedenin doğru bir şekilde belirlenebilmesidir. Uyumsuz davranışları oluşturan birçok etkenden hangilerinin öncelikli neden olduğunun belirlenmesi ve tedaviye ne zaman başvurulduğu, tedavinin başarısını belirleyen ana unsurlardır. Sebepler daha çok olumsuz çevresel faktörler ise; ailenin bilinçlendirilmesi, farkında olunmayan olumsuz pekiştirici tutumlarının düzeltilmesi, aile içi düzenleme ve öneriler ile kısa sürede hızlı bir iyileşme mümkün olabilir. Kardeş doğumu, taşınma, okul değişimi veya ebeveynler arası şiddete maruz kalma gibi stres oluşturan bir yaşam olayı sonrası çocuğun uyumu bozulduysa; travma sonrası stres bozukluğunun tedavisi gerekebilir ve erken dönemde başvurulduğunda bu durumların tedavisi mümkün olabilir.
Gelişim özelliği ve uyum bozukluğu karıştırılmamalı
Davranışsal sorunların başarılı tedavisi, sorunların kaynağına, anne-babanın işbirliği yapabilme becerisine ve sorunlar kronikleşmeden erken dönemde başvurulmasına bağlıdır. Çocuklarının davranışlarında uyumsal problemler olduğundan şüphelenen aileler, bu durumun gerçekten bir davranış problemi mi, yoksa o yaş dönemine özgü kısa süreli gelip geçici, panik yapılmaması gereken normal bir uyum süreci mi olup olmadığının ayırımı için bir uzmana başvurmalıdırlar. Bu ayırımın yapılması, erken dönemde gerekli önlemlerin alınması, çocuğun sonraki tüm hayatını etkileyecek olumsuz tutum ve davranışların oluşmaması için hayati önem taşır.
Hazırlayan: Işıl Evrim AKGÜN