Daha düne kadar kollarınızın arasında uyuttuğunuz miniğiniz artık büyüdü ve okullu mu olacak? Yeni bir sosyal ortam, arkadaşlıklar, kurallar, ödevler derken okul hayatının ilk günleri çok yakında başlayacak… Çocuğunuzun okula alışmasında ise siz anne babaların rolü çok büyük. Psikolojik Danışman Tuğba Gürçağ Yarız, okul seçiminin, çocuğunuzun tüm yaşamını, öz güvenini, benlik algısını etkilediğini unutmamanız gerektiğini söylüyor. İşte anaokulu ve ilkokula hazırlık döneminde dikkat etmeniz gerekenler…
Okul seçiminde ilk adım: Yuva
3 yaş öncesi dönem, çocukların genellikle ev ortamında anne babaları ve bakımlarını üstlenen kişi ile yoğun olarak vakit geçirdikleri, isteklerinin ve ihtiyaçlarının giderilmesi ile istekleri gideren kişiye ve dünyaya güven duygusu ile bağlanmayı öğrendikleri ve ilginin sadece kendilerinde olmasına ihtiyaç duydukları bir dönemdir. 3 yaştan itibaren çocuklar, gerekli psikolojik olgunlaşma düzeyine ulaşarak sosyal bir ortama ve sosyal kurallara uyum sağlamaya hazır hale gelirler. Genellikle çocuklar 3 yaşına geldiklerinde anne babalar yuva arayışına girerler. Peki bir yuvadan neler beklenmeli? Bu noktada anne babalara düşen ilk görev; çocuklarını tüm gelişim özellikleri ve ihtiyaçları ile tanımaktır. "Dil becerisi ne durumda? Kendini, isteklerini ve istemediklerini ifade edebiliyor mu? Hakkını savunabilir mi? Yaşıtları ile arası nasıl? Paylaşımcı mı? Kendi yemeğini yiyebilir mi?" gibi birçok sorunun cevabı, yuvaya başlangıç aşamasında çok önem kazanıyor.
Çocuğunuz yuvaya gitmeye hazır mı?
Ev ortamında prens-prenses olan biricik çocuğunuz, okul ortamında tıpkı kendisi gibi yetişmiş birçok prens ve prenses ile karşılaşacak ve evdeki yetişkinlerden gördüğü birebir ilgiyi öğretmeninden bekleyecektir ancak bu tam onun istediği kıvamda mümkün olmayacak. Bu nedenle, yuva öncesi dönemden başlayarak çocuklarınızı kendi isteklerinin ve ihtiyaçlarının farkında olan ve bunları kendileri giderebilecek kapasite ve beceri düzeyinde bireyler olarak yetiştirmeye önem vermeliyiz. Ev ortamında çocuklarınızı yaş ve beceri düzeylerine uygun kural ve sorumluluklar eşliğinde yetiştirmeli ve bunlara uyum sağladıkça çocuklarımızın bu alandaki olumlu gelişimlerini sözel olarak pekiştirerek takdir etmeliyiz. Özellikle öz bakım becerilerinin gelişimi noktasında çocukları desteklemek, giyinme soyunma yemek yeme el/yüz yıkama tuvalet eğitimi vb. konularda yaşına uygun hale getirecek şekilde yönlendirmek; çocuklarınızın size bağımlı kalmalarını engelleyerek sosyal adaptasyon düzeylerinin artmasına ve öz güven düzeylerinin yükselmesine büyük katkıda bulunacaktır. Bu da yuvaya başlama aşamasında çocukların okula daha hızlı adapte olması noktasında en değerli maddelerden biridir.
Yuva araştırması yaparken…
Yuva seçiminde anne babalara düşen ikinci görev; yuva araştırmasıdır. Çocuklarınızın özelliklerinden sonra sıra yuva özelliklerine gelir. Bu noktada anne babalar genellikle kendi arkadaşlarından duydukları, internetten araştırıp buldukları, evlerine yakın olan, hakkında iyi yorumlar aldıkları okulları araştırmakla işe başlarlar. Bu araştırmalarda yapılması gereken en önemli şey; yuva görüşmelerine anne babaların yanlarında çocukları olmadan gitmeleridir. Çünkü sizin bir okuldan beklentiniz ile çocuklarınızın beklentileri genellikle farklıdır. Anne babalar akıllarında birçok soru ile bu görüşmelere giderken, çocuklar genellikle oyuncaklara bakarak o mekanı sevip sevmediklerine karar verebilirler. Bu nedenle anne babalar okulları gezip karar verdikten sonra çocuklara önce okula gideceklerinin bilgisini verip sonrasında okula götürmeyi tercih etmelidirler.
Seçim yaparken dikkat edilmesi gerekenler
Yuva seçimi aşamasına gelinip yuva ziyaretlerine başlandığında anne-babaların ilk dikkat ettikleri özellik, genellikle fiziksel özellikler olmalıdır. Elbette binanın şekli ve rengi değil, bu noktada hijyen ve alanın nasıl kullanıldığı önemlidir. Hijyen zaten tüm ebeveynlerin ilk dikkat edeceği noktadır. Alan kullanımında sınıf mevcudu ile sınıf büyüklüğünün oranı, çocuklar için yeterince oyuncak olması ve oyuncak çeşitliliği, kullanılan malzemelerin çocuklara uygunluğu (güvenlik ve sağlık açısından, sivrilik-ağza atılma riskine karşı güvenlilik vb.), merdivenlerin dikliği ve güvenliği, bahçe koşulları gibi noktalara dikkat edilmelidir. Fiziksel özelliklerden sonra en önemli nokta; eğitmenler ve eğitim programlarıdır. Yuva eğitmenlerinin mutlaka pedagojik bir eğitimden geçmiş olmaları, enerjik olmaları, dili uygun şekilde kullanarak çocuklara model olmaları, güler yüzlü olmaları, yaşanan sorunlara soğukkanlılıkla yaklaşıp sorun çözmede destekleyici bir tavır sergilemeleri, empatik olmaları, oyun oynamayı sevmeleri, uygun bir kuralsınır uygulaması sergileyerek disiplini sağlıyor olmaları çok önemlidir. Ayrıca öğretmenlerin çocuk gelişim özelliklerini bilmenin yanı sıra normalden farklı seyreden özellikleri fark ederek ailelere aktarmaları, erken yaş döneminde sorunların daha hızlı çözülebilmesi adına önem kazanır. Bu noktada; okul ortamında bir pedagog-psikolog bulunuyor olması, anne babaların mutlaka sorgulaması gereken bir konudur. Eğitim programlarında dikkat edilmesi gereken nokta; programların çocukların duygusal sosyalbilişsel dil fiziksel yani tüm gelişim alanlarını geliştirici özellikte olması, hem eğitici hem öğretici hem de eğlendirici olmasıdır.
Yuvaya uyum sürecinde çocuğunuza destek olun
Anne-babalar tüm bu koşullara dikkat ederek çocukları için en uygun okul seçimini yaptıktan sonra sıra bu durumun çocuklara aktarılması ve çocukların okula hazır hale getirilmesi noktasına gelir. Elbette çocuklar bir anda yuvaya başlamaya hazır hale gelemezler. Bu yüzden mümkün oldukça çocuklara yaş ve beceri düzeylerine uygun sorumluluklar vererek, kendilerini ifade etmelerine fırsat yaratın. Yaşıtları ile bir arada bulunması için koşullar oluşturarak, öz bakım becerilerinin gelişimini destekleyerek, kural-sınırlara uymayı öğreterek, okulun önemini ve keyif verici özelliklerini (yeni arkadaşlar, oyuncaklar, bilgiler, vb.) anlatarak; çocukların okula ve hayata uyum sürecine fazlasıyla destek olabiliriz. Okul seçimi yapıldıktan sonra ebeveynler çocuklara artık yeni oyunlar oynayabilecekleri, yeni arkadaşlar edinebilecekleri, yeni bilgiler öğrenebilecekleri bir okula başlayacaklarının bilgisini vererek çocukları sonrasında okulları ve öğretmenleri ile tanışmaya götürebilirler. İlk gün genellikle tanışma günü olur ve çocuk okulda kısa bir süre geçirip oradan keyifle ve hevesle ayrılmalıdır. Çocuğun okulda geçireceği süre mümkünse yavaş yavaş arttırılmalıdır. Önce 2-3 saatlik süreler ile başlamalı, birkaç hafta sonra yarım güne ve daha sonrasında tam güne geçilmelidir.
Onlara güvende olduğunu hissettirin
Bazen anne-babaların okulun ilk haftasında okulda beklemeleri ve çocuklar okula ve öğretmenlerine tam olarak güvendiklerinde ve okul ortamında kendilerini tam olarak güvende hissettiklerinde okuldan ayrılması, uygulanan yöntemdir. Bazı çocukların okula uyum sürecinde zorlanmalar görülebilir ve çocuklar okula gitmek istemeyebilir. Bu noktada çocuklar annelerinden ve evlerinden ayrılmak istemezler ve okula gitmeyi reddedebilirler. Anne-babaların burada dikkat etmesi gereken en önemli noktalardan biri kendi kaygı düzeyleridir. Çocuklar anne babalarının hislerini birebir hisseder, alır ve yaşarlar. Eğer siz çocuğunuzdan ayrılmak ve okulda kalması konusunda kaygılanırsanız, çocuğunuz bunu hisseder ve direk yaşantılar. Elbette tek sebep bu olmayabilir. Ev ortamında yaşanan sıkıntılar, aileye bir kardeşin katılması, anne baba arası huzursuzluklar, okul ortamındaki zorlanmalar (akademik-duygusal) gibi birçok sebep, bu duruma neden olabilir. Bu aşamada okul ve aile işbirliği içerisinde olmalı, anne baba kendi duygularını yönetebilmeli, çocuğun sıkıntısının ne olduğu ve neden kaynaklanmış olabileceği anlaşılmaya çalışılmalı ve çözüm yolunda okul pedagogu, öğretmen ve anne-baba hep birlikte kararlı bir yol izlemelidir.
İlkokul dönemi
Yuva dönemi sonrasında sıra ilkokul seçimine gelir. Yuva seçiminde yaşanan aynı adımlar, ilkokul seçiminde de karşınıza çıkacaktır. Okulun fiziksel koşullarının nasıl olduğu, sınıf mevcudunun kaç olduğu, sınıf öğretmeninin özellikleri, okulun sunduğu ekstra koşullar (spor-sanat aktiviteleri vb.), branş dersleri, hijyen durumu, okula giriş çıkış saatleri, eve yakınlığı, psikolojik danışmalık hizmeti gibi birçok özellik, okul seçimlerini etkiler. Bu aşamada en önemli sorulardan biri de özel okul mu, devlet okulu mu sorusu olur. Bu sorunun cevabı, tam anlamıyla ailenin beklentileri ve koşullarına göre şekillenir. Bazı aileler yabancı dille eğitim, bireysel ilginin fazla olmasını tercih etme vb. gibi nedenlerle özel okulları tercih ederken, bazıları eğitim kalitesinin daha yüksek ve standart olduğunu düşünerek devlet okullarını tercih edebilir. Bu noktada asıl önemli olan; hem ailesel koşullarınız hem de çocuklarınızın bireysel özellikleridir. Eğer çocuklarınız bireysel ilgiye daha çok ihtiyaç duyuyor, öğrenme ve dikkat becerileri konusunda desteğe gereksinim duyuyor ise özel okullar daha uygun seçenekler olacaktır.
Onların becerilerine göre okul seçin
Çocuklarınızın bireysel özellik ve potansiyellerine uygun olan okulları seçmek de önemli bir noktadır. Çocuklarınızı akademik ve duygusal anlamda zorlanacakları, kendilerini başarısız, yetersiz ve değersiz hissedecekleri, potansiyellerini açığa çıkarmakta sıkıntı yaşayacakları bir okula göndermemeli; mutlaka olumlu özelliklerini ortaya çıkartacak, bireysel özellikleri ile var olabilecekleri, kendilerini değerli hissedecekleri bir okula yollamak çok önemlidir.
Sınıf öğretmeni çok önemlidir
En önemli noktalardan biri; sınıf öğretmeninin özelliğidir. Çocukların yaş dönemi gelişim özelliklerine hakim, sınıf yönetimi konusunda tecrübeli, kararlı, tutarlı, empatik, dil ve iletişim becerileri kuvvetli, çocuklar ile ilişkisinde sıcak, anne-baba ile iletişim kurmaya açık, yol gösterici bir figür olması; çocukların hem akademik hem psikolojik gelişimlerine yapacağı katkılar adına çok önemlidir. Elbette bu aşamada çocuklarınızın da özelliklerine ebeveyn olarak hakim olmanız, okul ve öğretmen seçiminizi birebir etkileyecektir. Kendini, duygularını, isteklerini ve istemediklerini ifade edebilmesi, problem çözme becerilerinin gelişmiş olması, verilen görev ve sorumlulukları yerine getirebilmesi, kurallara uyabilmesi, beklemeyi ve isteklerini erteleyebilmeyi başarabilmesi, muhakeme yapabiliyor olması, paylaşımcı olması, dikkatini odaklama becerisinin yaşından beklenen düzeyde gelişmiş olması, öğrenmeye yönelik motivasyonunun olması, ihtiyaçlarını giderebiliyor olması (yemek, temizlik vb.), bağımsızca hareket edebiliyor olması, el becerilerinin gelişmiş olması, yaşıtları ile ilişki kurabiliyor ve sürdürebiliyor olması gibi özellikler; ilkokula başlayacak çocuklarda olması gereken özelliklerdir. Anne babalar çocuklarının okula hem akademik hem de duygusal olarak hazır olup olmadıklarını tam olarak anlamak için profesyonel bir destek alabilir, uygun test ve değerlendirmeleri yaptırarak çocuklarının okul olgunluk düzeylerini tespit ettirebilirler.
Anne babalara öneriler
Çocuklarınızı tanıyın. Yaş dönemi özelliklerini bilin ve takip edin. Çocuklarınız nelerden hoşlanır, neleri sever, nelerde zorlanır, gözlemleyin ve çocuklarınızın özelliklerinin gelişimine destek olun.
Mutlaka çocuğunuzun bireysel özelliklerine uygun bir okul seçimi yapmaya özen gösterin. O nedenle çocuğunuzun özelliklerine uygunluğunu tespit edebilmek için okulları iyi araştırın.
Okul ve öğretmenler ile mutlaka işbirliği ve iletişim içinde olun.
Çocuğunuzun okula hazır olup olmadığına emin olun ve bu konuda tereddüttünüz varsa mutlaka profesyonel bir gözün desteğini alın.
Bebekliğinden itibaren çocuğunuzu kendi ayakları üstünde durabilen, kendini ifade edebilen, hakkını savunabilen, sosyal yönü kuvvetli, empati becerisi gelişmiş, sorumluluk sahibi, bağımsızlığa önem veren, gruba uyum sağlayabilen, kurallara uyan bir birey olarak yetiştirmeye özen gösterin.
Hazırlayan: Aytülike KESKİN