Çocuklar belirsizlikler karşısında nasıl davranılması gerektiğini bilemez. Ama bunu anne ve babanın davranışlarını gözlemleyerek öğrenebilir. Bu nedenle eşlerin aralarında çocuğa karşı tutarlı davranması gerektiğini belirten Psikolog Gani Eser, öncelikle sınırların öğretilmesinin önemli olduğunu söylüyor. Yoksa belirsizlikler karşısında bocalayan çocuk, ileride asi tavırlar sergileyebiliyor ve en önemlisi de şiddete yönelebiliyor. Anne babaları uyaran Psikolog Gani Eser'in konuyla ilgili önerilerini mutlaka okuyun.
Kuralları belirleyin
Aile içinde öğretilmesi gereken kurallar konusunda belirsizlik yaşayan çocuk bocalar. Bunun sonucunda ya isyankar bir tavır sergiler ve şiddete yönelir ya da pes eder ve içine kapanır. "Dilediğin her şeyi yapmakta özgürsün." iletisi bir çocuğa mutluluk vermez. Aksine özgürlüğünün sınırları belirlenmediği için bocalar, hata yapma ve cezalandırılma korkusu ile ne yapacağını bilemez. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu ebeveynlerinin eylem ve tavırlarından anlayarak kişisel ahlakını oluşturmaya çalışan çocuk, sözcükleri önemsemez. Anne ve baba, söylediklerinin tersini yapıyorlarsa onları gözlemler ve eylemlerini taklit eder.
Tutarlı olun
Tutarsızlık çocukta, anne-babanın verdiği güven duygusunu azaltır ve kendisi de benzer bir tutum edinmeye başlayabilir. Bu nedenle söylenenlerle yapılanlar arasında uyumlu olmak ve çocuğun yanında yalan söylememeyi kural haline getirmek önemlidir. Anne ve babanın uyumu da çocuk için son derece önemlidir. Birinin yapabilirsin dediğine diğeri ceza uyguluyorsa çocuk dengesizleşir. İzin veren tarafa yaklaşıp diğerine düşmanca bir tavır geliştirebilir.
Hata yapma özgürlüğü
Hata yapmak gelişmenin gereğidir. Her çocuk hata yapma özgürlüğüne sahip olmalıdır ki yaşam deneyimi kazanabilsin. Eylemlerinin sonuçlarına katlanmak da sorumluluk almanın temel koşuludur. Toplumumuzda genel olarak çocuklara yaklaşım biçiminde bir yanlışlık var. Çocuk istenmeyen bir eylemde bulunduğunda ya da ahlaksız bir söz söylediğinde önce ya tokadı yer ya da azarlanır; bunun sonucunda çocuk ağlamaya başlar. Gözyaşlarına dayanamayan anne ya da baba tarafından kucağa alınıp teskin edilir. Bu olayı aşama aşama incelersek; çocuk bir eylemde veya söylemde bulunur. Bu eylem veya söylem uygunsuzdur. Peki, eğer aile bireyleri benzer davranışlarda bulunuyor veya çocukların yanında küfür içeren sözler sarf ediyorsa çocuğu suçlamak ne kadar doğru olur. Öyle olmadığını; çocuğun bu tavrını dışarıdan edindiğini varsayarsak, anne-babanın vereceği tepkinin fiziksel ya da sözel şiddet içermesi doğru değildir. Verilen tepki karşısında çocuğun korkması, şaşırması ve ağlaması doğal bir durumdur. Hatalı olduğunu anlayan çocuk ağlayarak sığınacak bir kucak arar. Duygusal şantaja boyun eğemeyen anne ya da baba sarılır, öper, koklar. Sanki bir dakika önce yaşananlar yokmuş gibi bir izlenim yaratılır. Bu tür tutumlar sürekli tekrarlanırsa; tepki gösteren ya da ceza veren ebeveyn sakinleştirme sürecini üstlenmişse; biri cezalandırıp diğeri teskin ediyorsa çocukta tutarsızlıktan kaynaklanan güvensizlik duygusu oluşur.
Hazırlayan: Şenay ÇELİK