Tek çocuğa sahip olmaktan çok farklı. Ağabey veya abla-kardeş ilişkisi gibi de değil. Çünkü onlar ikiz! En çok özenilecek şey de, aynı yaşta olmaları, sanki hiç sıkılmazlarmış gibi. Ama aslında göründüğü gibi değil, yani hem anne baba açısından, hem de ikizlerin birbirleriyle olan ilişkileri açısından zorlukları var. Bu zorlukların yaşanmaması için de anne-babalara büyük görevler düşüyor. Pedagog Belgin Temur, ikizlerinizi yetiştirirken nasıl bir yol izlemeniz gerektiğiyle ilgili bilgiler verdi.
İkiz yetiştirmek…
İkiz çocuğa sahip olmak aile için hem heyecan verici hem de yetiştirilme ve bakım zorlukları nedeniyle kaygı yaratıcı bir durumdur. Gerçekten de birçok yönleriyle tek doğan çocuklardan farklılıkları vardır. Bu farklılık genetik ve fiziksel benzerliklerinin yanı sıra toplumun, çevrenin ve ailenin tutum ve davranışlarıyla da oluşur. İkizlik birçok bilim dalının ilgilendiği, birçok araştırmanın yapıldığı merak uyandıran ve hala bilinmeyenleri olan bir olgudur. Çünkü bu çocukların psikolojik gelişimlerinde bazı farklılıklar mevcuttur. Öncelikle birbirleriyle ilişkilerinde büyük ya da küçük olmanın avantaj ve dezavantajlarını yaşayamazlar. Dolayısıyla her çocuğun doğal olarak yaşadığı ve gelişiminde çok önemli bir yer tutan rekabet ve kıskançlık duygularını farklı türde yaşarlar. Bu duyguların sağlıklı bir şekilde yaşanabilmesi için çevrenin tutumu çok önemlidir. İlk andan itibaren bir arada olmaları nedeniyle birbirlerinin varlığına çok alışkındırlar ve diğerinin yokluğunda huzursuzlukları olabilir. Bu durum en baştan itibaren anne baba tarafından da fark edildiği için hep bir arada tutulmaya, aynı aktivitelere yönlendirilmeye, birlikte aynı oyunları oynamaya ve birbirinin aynı bir düzen içinde yer almalarına gayret edilir. Bir arada olma arzularına rağmen biraz dikkatle izlendiklerinde genellikle ikisinin de birbirinden oldukça farklı gelişim özellikleri içinde olduğu, farklı ilgi ve yetenekleri olduğu, aynı durumlara farklı tepkiler verdikleri gözlemlenebilir. Bu durum, genetik yapıları birbirlerine çok benzeyen tek yumurta ikizlerinde bile böyledir. Bu nedenle ailelerin bu farklılıkları çok iyi gözlemlemesi, onların bireysel ihtiyaç ve taleplerini göz önünde bulundurması, birbirinin aynı olmaları konusunda zorlamaması son derece önemlidir. Bu zorlayıcılık genellikle onlar arasındaki farkı görmemekle ya da görmek istememekle ilgilidir. Çünkü birinin diğerinden daha hızlı gelişim göstermiş olması, daha doğrusu birinin diğerinden daha yavaş gelişmesi anne babalar tarafından kabul edilmesi zor bir durumdur. Oysa bu farklılık son derece doğaldır. Her çocuk farklıdır ve kendine özeldir. Aynı olmaları konusundaki ısrar, bu çocukların yaşam boyu taşıyacakları psikolojik sorunlar geliştirmelerine neden olabilir. Çift yumurta ikizleri bu konuda daha avantajlıdırlar. Fiziksel farklılıkları daha belirgin olduğundan, hatta farklı cinsiyette olabildiklerinden, aileleri onların farklı olabileceğini daha kolay kabul ederler. Bu da onlara farklı iki birey gibi davranmalarını kolaylaştırır.
"Her çocuk özel ilgiye ihtiyaç duyar!"
İkiz doğan çocukların birbirlerine ihtiyaç ve yan yana olmaktan huzur duyması, birbirlerini taklit etme kolaylığı nedeniyle gelişimlerinin de bundan olumlu etkileneceği gerçeğine rağmen, belli dönemlerde ayrılmaları son derece önemlidir. İlk bir yıl bebeklerin bireysel ilgiye, özellikle de anne ilgisine ihtiyacı vardır. Annenin ikisine aynı anda aynı eşit ilgiyi verme çabası yerine, ikisiyle de ayrı zaman geçirmesi gerekir. Anne babanın ikiz bebek bakımında eşit miktarda aktif olması, anne bir bebeği emzirirken diğer bebeğin de babanın ya da aileden başka birinin kucağında olması, bu sırada annenin sadece kucağındaki bebeğe konsantre olması son derece önemlidir. Her çocuk özel ilgiye ihtiyaç duyar. Bazen bebeklerden biri diğerine göre daha huzursuz olabilir ve dolayısıyla daha çok ilgi alır. İster istemez diğeri fazla talep etmediği için farkında olmadan ihmal edilebilir. Bu durumun dikkate alınması ve aynı miktarda ilginin ona da gösterilmesi gerekir. Aksi halde özellikle bebeklik döneminde annenin ihmaline maruz kalan bebekler ilerleyen yıllarda anneden ayrılma anksiyetesini daha yoğun yaşarlar.
Biri diğerine göre üstün olabilir
İki çocuğun birbirinden farklı özellikleri olduğu düşünüldüğünde birinin diğerine göre üstün görünen yönleri olabilir. Bu durumda asla diğerine onu örnek göstermemek gerekir. Bu her türlü kardeş ilişkisinde önemli bir prensip olmakla birlikte ikizlerde çok daha önemlidir. Çünkü ikiz çocuklar ikizlerinin becerdikleri, başardıkları şeyleri aynı düzeyde başaramadıklarında diğer kardeşlere göre çok daha kolay hayal kırıklığı ve yetersizlik duyguları yaşarlar. Bu nedenle bu gibi durumlarda her iki çocuğun da başarılı ve iyi olduğu alanlar vurgulanarak, farklılığın normal olduğu ve sizin tarafınızdan kabul gördüğü ifade edilmelidir. Özellikle yaşamın ilk iki yılında bebeğin beslenme biçimi, sağlık özellikleri, doğumdaki boyu, kilosu büyümesini ve gelişimini belirler. Daha küçük doğan ve bazı sağlık problemleri olan bir bebek yaşamın ilk 2 yılında daha yavaş gelişim gösterebilir. Ancak sonrasında genetik özellikler ön plana çıkar. Bu nedenle ilk bebeklik dönemindeki gelişim farklılıklarının doğal olabileceği ve ilerleyen yıllarda bu farklılığın ortadan kalkabileceği unutulmamalıdır.
Farklı sınıflarda, farklı arkadaşlıklar…
Anne-babaların ikizleri aynı görme çabasından kurtulmaları gerekir. Onların farklı ihtiyaç, arzu, istek, yetenek ve zevkleri olduğu düşünülerek buna göre hareket edilmelidir. Bebeklik döneminden itibaren giysi, oyuncak seçiminde odalarının düzeninde, sunulan aktivitelerde bu farklılık göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle ilkokul döneminden itibaren de farklı sınıflarda eğitim görmeleri, farklı arkadaşlıklar kurarak, farklı sosyal özellikler geliştirmelerine fırsat verilmelidir. Daha iyi oldukları ve daha az iyi oldukları alanlar belirlenmeli ve onların kendi seçimlerine saygı gösterilmelidir. Belli bir alandaki başarıları karşılaştırıldığında, birinin kendini diğerinden daha yetersiz hissetmesi normaldir. Çünkü karşınızda iki farklı insan vardır. Dolayısıyla anne-babanın bu rekabette, diğer çocuğu başarılı olacağı farklı bir şeye yönlendirmesi gerekir. Çünkü bu rekabetten doğan, çok küçük yaşlardan itibaren beslenen yetersizlik duygusu, ileriki yıllarda depresyon, kaygı sorunları gibi ciddi ruhsal hastalıkların oluşmasına zemin hazırlar.
Hazırlayan: Başak doğru