Bebeklikten itibaren anne-babanın yönlendirmesiyle çocuklar kendi cinsiyetlerinin gerektirdiği rollere bürünmeye başlarlar. Bu, çoğu zaman annenin ve babanın taklit edilmesi ve örnek alınması şeklinde gerçekleşebilir. Çocuklar 3-4 yaşlarından itibaren kız ve erkeklerle ilgili sorular sormaya başlayacaklardır. Doğuştan gelen bir eğilimle genellikle kızların bebeklerle, erkeklerin ise arabalarla oynaması doğal bir eğilimdir. Bazen çocukların cinsiyet rollerine fazla müdahale edilmesi, beklenenin tam tersi bir etki yaratabilir. Peki oğlunuz bebeklerle oynuyor ise veya kızınızı banyoda elinde babasının tıraş bıçağıyla yakaladıysanız ne oranda endişe duymalısınız? Konuyla ilgili sorularımı Uzman Pedagog Belgin Temur yanıtladı. Benim ailelere tavsiyem, paniğe kapılmadan ve fazla müdahale etmeden doğal süreci takip etmeleri.
Cinsel kimlik gelişimi hangi yaşlarda başlar?
Cinsel kimlik, cinsiyet farkının fark edilmeye başlandığı yaştan itibaren gelişir. Çocuğun kendiliğinden doğal olarak merak ettiği ilk şey genellikle cinsiyet farkı ile ilgilidir. Bu merak da 2 yaş civarında ortaya çıkar. "Kız ve erkek ne demek?", "Annesi ve babası arasındaki fark nedir?", eğer farklı cinsiyette bir kardeşi varsa "Onunla bu bedensel farkın nedeni nedir?" gibi sorular sorabilirler. 3-4 yaşlarına gelen çocuklar, bebeklerin ve kendilerinin nereden geldiği konusunda meraklanmaya ve soru sormaya başlarlar. Bu dönem, cinsiyet özelliklerinin fonksiyonlarını da yavaş yavaş anlayabilecek zihinsel alt yapıya sahip olmaya başladıkları bir dönemdir. Bebeklikten itibaren anne-babanın yönlendirmesi ve teşviği ile çocuklar kendi cinsiyet rollerinin gereklerini öğrenmeye başlarlar. Kendi cinsiyetlerine uygun kıyafetler giyilir, oyun malzemeleri seçilir ve birtakım tavırlar öğrenilmeye başlanır. Hem model alma yoluyla hem de anne babanın teşvikiyle kendi rollerine ait özellikleri hızla geliştirirler. Ona cinsel kimliği anlatma konusunda asıl önemli olan şey, çocuğun sorduğu sorulardır. Sorularına tatminkar yanıtlar alan çocuklar, yeni gelişim dönemlerinde ve yeni meraklar edindiklerinde başka sorular da sormaya başlarlar. Sizin, çocuklar belli bir yaşa geldiğinde onları karşınıza alıp bu tip açıklamalar yapmanıza bu anlamda gerek yoktur. Sadece çocuğu çok iyi dinlemek ve bu tip sorularına açık ve net yanıtlar vermek önemlidir.
Erkek çocuklarının bebeklerle, kız çocuklarının ise arabalarla oynamasında sağlıklı cinsel gelişim açısından bir sakınca var mıdır? Bu durum cinsel kimlik bozukluklarının göstergesi midir?
Aslında çocuklar büyürken her tür oyun malzemesini denerler ve özellikle dramatizasyon oyunlarında bebeklerle, ev eşyalarıyla, arabalarla ve dış dünyada rastlayabilecekleri her tür materyalin ve eşyanın oyuncağıyla oynamak isterler. Bu son derece doğal bir ihtiyaçtır ve süreklilik arz etmediği sürece bir problemin işareti olarak yorumlanmamalıdır. Ancak yapılan birçok araştırma kız çocukların kız oyunlarıyla ve kız oyuncaklarıyla, erkek çocukların da erkek oyun ve oyuncaklarıyla oynamaya doğuştan getirdikleri doğal bir eğilimleri olduğunu da gösteriyor. Elbette model alma ve teşvik edilmenin de etkisiyle bu roller daha da belirgin bir hale geliyor ve çocuğun oyun/oyuncak seçimini de etkilemeye başlıyor. Çocuğun oyuncak seçiminin yanı sıra, kıyafet seçiminde de belirgin bir şekilde karşı cinse öykünme var ise ve bu durum süreklilik arz ediyorsa mutlaka bir uzman yardımı almak gerekir. Bu tavır her zaman çocuğun karşı cinse ait cinsiyet özellikleri geliştirmeye başlaması anlamına gelmeyebilir. Bazen yanlış anne-baba tutumları, çocukla yetersiz ilişki ya da başka psikolojik sıkıntılar da çocukların bu tarz belirtiler vermesine neden olabilir. Bu nedenle bu belirtilerin bir uzmanla birlikte değerlendirilmesi önem taşır.
Ailelerin, çocuklarının cinsel kimlik gelişiminde yaptıkları hatalar nelerdir?
Bazen cinsiyet rolünün fazla vurgulanması, çocukların reaksiyon göstermesine neden olabilir. Tıpkı fazla yemek yemeye zorlanan çocuğun yemeği reddetmesi örneğinde olduğu gibi, örneğin fazla "erkeksi" oyunlara ya da tavırlara zorlanan erkek çocuklar, bu zorlama karşısında "erkek" gibi olmayı reddedebilirler. Anne ve/veya babaya kızgınlıkları nedeniyle onların istediği gibi olmayarak, anne ve babayı cezalandırmaya çalışabilirler. Bazen de özellikle erkek çocukların annelerine fazla bağımlı olarak büyümeleri, annelerin aşırı koruyucu tavrı ya da endişeli kişilik yapısı nedeniyle anneye fazla bağımlı kalmaları; babadan uzaklaşmalarına, daha fazla anneyi model almaya başlamalarına da neden olabilir. Bir başka neden de çocuğun cinsiyetini kabul etmeyip, sanki karşı cinsten bir çocukmuş muamelesi yapmaktır. "Kız gibi güzel oğlan" diye sevilen ve kız kıyafetlerini çağrıştıracak şeyler giydirilen, "çok uslu, kız gibi" diyerek olumlu tutumları karşı cinse ait bir özellikmiş gibi gösterilen çocuklar da ister istemez bu role özenmeye başlarlar.
Bir anne, erkek çocuğunun bebeklerle oynamasından endişe duymalı mıdır? Yasaklar getirmeli midir?
Normal koşullarda bir erkek çocuğun bebekle oynaması tek başına endişe edilecek bir durum değildir. Ancak bu davranışın yanı sıra çocuk erkek çocuklarla olmayı reddediyor, erkek kıyafetlerine tepki duyuyor ve kendi yaşının ve cinsiyetinin gerektirdiği oyunları oynamak istemiyorsa öncelikle bu durumun nedenleri araştırılmalıdır. Aile içi iletişimin yeterli olup olmadığı, çocuğun babasıyla ilişkisinde yeterince doyum sağlıyor olup olmadığı, baba tarafından ne kadar takdir görüyor olduğu vs gibi yönler değerlendirilmelidir. Yasak getirmek, sadece çocuğun yasaklanan şeye ilgisinin artmasına neden olur. Çocuk sadece zorlandığı için ilgi geliştirmez ya da ilgi duyduğu bir oyundan/ oyuncaktan vazgeçmez. Bunun yerine çocuğu anlamaya çalışmak, bir sıkıntısı olup olmadığını saptamak gerekir.
Çocukların cinsel kimlik gelişiminde hormonal faktörler nelerdir?
Yapılan birçok araştırma, çocukların karşı cinse ait özellikler göstermelerinin doğuştan sahip oldukları bir yatkınlık olduğunu gösteriyor. Çevresel koşullar sadece bu özelliklerin açığa çıkmasını tetikliyor olabilir. Bu anlamda hormonal yapının da belirleyici olduğu söyleniyor. Bebekler anne karnında iken, özellikle beyin gelişimi sırasında cinsiyet hormonlarının öneminden de bahsediliyor. Ancak bu hormonal farklılık bebeklik yıllarındaki cinsiyet gelişiminde çok daha az belirleyici olurken, çocuk büyüdükçe daha fazla yatkınlık şeklinde ortaya çıkıyor.
Cinsel kimlik bozukluklarında hormonal faktörler mi, yoksa psikolojik faktörler mi daha fazla rol oynar?
Yeni araştırmalar psikolojik faktörlerin tetikleyici olduğunu, ancak asıl cinsel kimlik bozukluklarında doğuştan getirilen özelliklerin daha fazla etkili olduğunu gösterir.
Erkek çocuklarının anneyi, kız çocuklarının ise babayı taklit etmesi, özenmesi, sözünü etmesi (erkek çocuğun "Ben de toka takmak istiyorum" demesi gibi) durumunda endişe duyulmalı mıdır, yoksa bu geçici bir süreç midir?
Geçici ve o döneme ait bir taklit de olabilir; daha uzun süreli bir ilginin ya da seçimin habercisi de olabilir. Burada çocuğun tüm davranışlarını, tavırlarını incelemek; duygularını anlamak ve hem anne ile hem de baba ile ilişkisini gözden geçirmek yerinde olacaktır. Gelişim dönemleri içinde her iki cinsteki çocuğun da karşı cinsten ebeveyne hayranlık duyması, onu taklit etmeye çalışması doğal karşılanır. Ancak sürekliliği ve evdeki diğer koşullar değerlendirilmelidir.
Kıyafet seçiminin cinsel kimlik üzerinde etkisi var mıdır? Mesela kız çocukların sık sık erkek gibi giydirilmesi ya da erkeklerde az da olsa saç uzatmak, cinsel kimlik gelişimini olumsuz etkiler mi?
Tüm bunlarda ölçü önemlidir. Elbette hiçbir erkek çocuk sadece saçı uzatılıyor diye "kız gibi olmaya" çabalamaz ya da "kız gibi" görünmeye özenmez. Bu gibi seçimlerin çok faktörlü olduğu unutulmamalıdır. Örneğin; hem erkek gibi giydirilip hem anne ile ilişkisi yetersiz olan, hem de kız gibi davrandığında utandırılan; "erkek" gibi davrandığında ise övülen bir kız çocuğunun kafası gerçekten karışacaktır.
Çocuğunda cinsel kimlik gelişiminin farklı bir yöne gittiğini fark eden, yani bundan şüphelenen bir anne-baba nasıl bir yol izlemelidir?
Psikolojik destek, bu durumu iyileştirir mi? Çocuklar karşı cinse ait özellikler gösteriyorlarsa bu genellikle birden bire ortaya çıkmaz. Pekiştirildiği ya da "izin verildiği" ölçüde ortaya çıkar. Böyle bir durumda bir uzmandan yardım alınması, durumun tam olarak ne olduğunun saptanabilmesi açısından önemlidir. Çünkü bazen "karşı cinse ait özellikler gösteriyor" denen çocuğun temelde bambaşka bir problemi olabilir. Bazen bu bir tacizin ya da aile içindeki bir sıkıntının habercisi olabilir. Bu nedenle önce sorunun kaynağının ne olduğunun bilinmesi önemlidir. Ancak bir çocuk gerçekten karşı cinse ait özellikler gösteriyorsa, psikolojik destek bu durumun tamamen tersine dönmesini sağlamayacaktır. Çünkü belli bir aşamadan sonra bu, kabul edilmesi gereken bir durumdur. Belki bu durumu kabul etmek ve çocuğun hayatında yaratacağı zorluklar konusunda bir destek almak, çocuğun bu durumdan zarar görmesini önlemek açısından faydalı olacaktır.
Hazırlayan: Damla DURAK