Hayal gücü çocukların en önemli silahıdır. bir fareden aslan yaratabilir, adamlardan koca bir aile Doğuştan itibaren barındırdıkları güçlerini beslemek ve bu sayede yaratıcı çocuklar yetiştirmekse anne-babaların davranışlarıyla doğrudan orantılı. Çocukların hayal gücünün anne-babalar tarafından baskı altında tutulduğu takdirde yaratıcılıklarının da gerileyeceğini vurgulayan Psikolog Zeren Okçuoğlu Kadıoğlu, hayal gücü yüksek, yaratıcı çocuklar yetiştirmenin sırlarını anlattı.
3-4 yaş çocuğu
Bu yaş döneminde bebeklikten çocukluğa doğru geçiş yapılır. Hayal güçleri çok canlıdır. Hayal ürünü olan gerçek dışı hikayeler anlatabilirler. Bu dönemde korkular ve kaygılar görülebilir. Bu yaş çocukları espri anlayışı geliştirebilirler ve saçma kelimelere gülüp, bu kelimeleri sık sık tekrar edebilirler. Kalemi doğru tutmayı başarır, düğmeleri ilikleyebilir, gözetim altında makas kullanabilirler. Resim ve boyama yapmayı çok severler. Gerçekle hayali ayırt edemezler. Bu ayrım 5 yaşından sonra belirmeye başlar. Hayal ettiklerini gerçek gibi ya da gerçekleşmiş gibi anlatabilirler. Dil gelişimleri ilerlediği için kendilerini rahat ifade edebilirler. Yaşıtları olan diğer çocuklarla birlikte oyun oynamaya başlarlar. Bu oyunlarda gerçek hayatla ilgili özellikler göze çarpar. Oyun gerçeğin bir dışavurumudur. Bağımsızlıklarını kazanmaya başladıkları için özgüvenleri artar ve çevrelerini keşfetmek için kendilerine özgü yollar denerler. Olaylara ve çevrelerindekilere karşı meraklıdırlar. Soru sormaya bu yaş döneminde de devam ederler. Planlama becerileri gelişmeye başlar, öğrendiği oyun ve etkinlikleri planlayabilirler. Dikkat süresi henüz çok uzamamıştır ve yönlendirilmediği takdirde yaptığı etkinlikler sık sık değişir. Hayal gücü ve yaratıcılık iç içe Yaratıcılık; yeni bir ürün ya da süreç ortaya çıkarmaktır. Çocukların gerçek hayattaki sınırları ve başarabileceklerini öğrenmesinin yolu hayal gücünden geçer. Hayal gücünü zenginleştirmek amacıyla yapılan etkinlikler, aynı zamanda onları duygusal ve zihinsel olarak da geliştirecektir. Yaratıcılık, anne ve bebeğin ilk dönem ilişkisinden ortaya çıkar. Bu özelliğin gelişmesinde anne-çocuk ilişkisi önemlidir. Ayrıca bebeklerin duyuları sayesinde çevrelerine karşı farkındalıkları da gelişir. İlk dönemlerde nesneleri ağızlarına götürerek onları tanımaya çalışırlar. Motor becerileri geliştikçe bu defa dokunma yoluyla nesneleri tanırlar. Yaratıcılığın gelişmesinde, duyuların uyarılması ve tüm duyuların birlikte kullanılması da etkili olur. Hayal eden çocuk duyarlı olur Çocuklar çevrelerinde gördüklerini taklit etme becerisine sahiptirler. Yaşları büyüdükçe ebeveynlerini, medyada gördüklerini ve çevrelerinde olan olayları taklit etme yetenekleri gelişir. Bununla birlikte çocuğun kendi dünyası da oluşmaya başlar ve hayal gücü gelişir. 3-4 yaş dönemi gibi okul öncesi olan bir dönemde hikaye anlatma, resim yapma, dramatizasyon gibi etkinlikler çocuğun yaratıcılığını geliştirir. Hayal gücünün geniş olması çocuğun dış dünyada olan bitene karşı daha duyarlı olmasına neden olur. Böylece çocuklar çevresindekilere karşı daha dikkatlidir; gördüklerini rahatlıkla taklit edebilir. Yaratıcılık; çocuğun güvenle kendini ifade edebileceği, merakını ortaya koyabileceği ortamlarda gelişir. Ucu açık sanat, müzik, hareket ve dans etkinlikleri yaratıcı ifadeyi besler. Yaratıcılıkla ilgili gelişimini desteklemek için çocukların fikirlerini ifade edebilmelerine ve keşfetmelerine izin vermek gerekir. Çocuklar için yaratıcı etkinlikler oluşturulduğunda, bundan haz duyarlar ve bu durum onların öz güvenlerini destekler. Çocukların zihninde ulaşmak istedikleri bir hedef belirli olmamış da olsa yalnızca keşfetmek ve yaratıcı etkinlikten zevk almak isteyebilirler. Çocuğa sınırlar koymayın! Oyunları ve yaptığı etkinlikler sırasında ebeveynleri tarafından sık sık engellenen çocukların iç dünyasının zenginleşmesi beklenemez. Öte yandan hayal güçleri desteklenen çocukların yaratıcılığı da gelişecektir. Çocuklardaki yaratıcılık özellikle duygu ve düşüncelerini ifade edebilecekleri aktivitelere dahil olduklarında gelişir. Duygu ve düşüncelerin rahat ifade edilebilmesi de duygusal olarak güven veren bir ortamda ortaya çıkar. Bu nedenle anne-babalara düşen bazı sorumluluklar vardır.
Bunlar:
Hazırlayan: Işıl Evrim Akgün