Boyu masaya bile yetişmeyen küçüğünüz, dik bir pozisyonda elleri belinde size kafa tutuyor… bırakın söylediklerinizi dinlemeyi, çileden çıkmanız için sanki ne gerekiyorsa yapıyor. Siz de karmakarışık duygular içinde sinirlerinize hakim olmaya çalışıyorsunuz. "İyi bir anne, iyi bir baba olamadım, nerede hata yaptım" diye kendinizi yargılıyorsunuz. Bacak kadar çocuğa, yapması gerekenleri neden anlatamadığınızı, neden söz geçiremediğinizi sorguluyorsunuz. Aslında çocuğunuz kendini artık sadece sizin kadar önemli ve güçlü hissediyor. Ve en önemlisi o, sadece anne babanın yönlendirmelerine göre yaşamayı tercih etmiyor, kendi kararlarını kendi vermek istiyor. Bu anlattıklarımız gibi veya benzeri durumlar yaşıyorsanız, Psikolojik Danışman Cangül Özer'in anlattıklarını mutlaka okuyun.
Söz dinlemiyorsa…
Yaşamın ilk yılı bebeğin anneye her yönüyle ihtiyaç duyduğu ve bağımlı olduğu bir dönemdir. Çocuklar yürüyüp, kendi başlarına hareket etmeye başladıklarında bağımsız olma isteklerine rağmen, annelerini yakınlarında görmekten hoşlanırlar ve anneden aldıkları güvenle çevreyi keşfetmeye başlarlar. 3 yaşına geldiklerinde ise artık anneye daha az bağımlı olurlar. Anneye yardım eder, onunla oynar ve giderek daha uyumlu şekilde hareket ederler. Bu durum, çocuğun çevresiyle olan iletişimin artması ve kendisini anne olmadan da güvende hissetmesiyle ilgilidir. Bu dönemde çocukların kurallara uyma konusunda uyumlu davranmaları beklenir; fakat 3.5-4 yaş itibariyle çocukların, isteklerine karşı gelindiğinde yetişkinlere ve arkadaşlarına kaba davranabildiği ve kurallara uyma konusunda daha dirençli oldukları bir dönem başlar. Kısa bir zaman dilimi içerisinde çocukların bu kadar farklı şekilde davranıyor olmaları, dış dünyayla olan etkileşimlerinin ve bağımsızlaşma isteklerinin artmasından, diğer bir deyişle çocuğun birey olma çabasından kaynaklanır.
Nasıl davranır?
4 yaş çocuğu bağımsızlık sınırlarını zorlar, duygularını uç noktalarda yaşar ve kendisini ifade ederken de mübalağa ve böbürlenmeye varan ifadeler kullanabilir. Hayal dünyası fantezilerle doludur ve masal anlatmayı sürdürür. Kimi zaman yaptığı bir davranışın yalan söylemekten daha kötü olduğuna kanaat getirirse cezadan kaçmak amacıyla yalan söyleyebilir. Çocuğun bu aşırı davranışlarının altında, neden kurallara uyması gerektiğini bilmiyor olması yatar. Büyüme içgüdüsüyle hareket eden çocuk, karşısına çıkan kurallarla baş etmek zorunda kalır ve bazen ağlama, inatlaşma, istediği olmadığında kendini yerden yere atma gibi çevresi tarafından uygun görülmeyen tepkiler verebilir.
Kuralları öğretirken…
Çocuklar 1 yaş civarında yürümeye başlamalarıyla birlikte, artık birer gözlemci olmanın yanı sıra, hareket etme yetilerini de kullanarak çevrelerini keşfetmeye başlarlar. Bu dönemde anne-babalar da evin her köşesini keşfetme telaşı içinde olan çocuklarını korumak amacıyla, onları bazı konularda engellemeye ve "hayır" ifadesini kullanmaya başlarlar. Çocuk bu engellemenin nedenini sorgulamaz; çünkü istenen şekilde davrandığında anne-babasının ona gülümsemiş olması ya da onu sözlü olarak takdir etmiş olması, çocuğun bu davranışını sürdürmesi için yeterli bir sebep olmuştur. Çocuklar henüz 3-4 yaşlarındayken de kuralların ne işe yaradığını anlayamazlar. Bu sebeple çocukların uygun davranışlar sergileyebilmeleri için anne-babalarının onların yerine kurallar koymaları ve tutarlı şekilde çocuktan beklenenin ne olduğunu göstermeleri gerekir. Okul öncesi dönem, çocuğun kuralları öğrenmesi ve günlük yaşamında kuralları uygulamayı içselleştirebilmesi için en uygun zamandır. Bu dönemde anne-babanın ev içerisinde uyulması gereken kuralları belirlemesi ve çocuğun kurallara uyum sağlamasını kolaylaştırmak amacıyla, herkes için geçerli kurallar oluşturarak çocuğa model olması gerekir. Çocuklar düzenli bir yaşama ihtiyaç duyarlar, henüz kendileri için iyi ya da kötü olana karar verme yetisine sahip olmadıklarından, neyin ne zaman yapılacağını biliyor olmak kendilerini güvende hissetmelerini sağlar ve buna paralel olarak uyumlu davranışlar sergilerler. Yemek yeme, uyuma, giyinme, öz bakım becerileri, isteklerini geciktirme, oyun oynarken sırasını bekleme vb. konularda çocuklar hep anne babalarının yönlendirmesine ve kendilerine fırsat tanınmasına ihtiyaç duyarlar. Bebeklik döneminden itibaren gelişen becerileriyle orantılı olarak bu tür kurallara uymayı öğrenen, ihtiyaçları düzenli şekilde karşılanan ve neyi ne zaman yapmanın uygun olacağını öğrenen çocuklar, sonrasında da anne babalarından gelen uyarılara daha olumlu yaklaşırlar. Çünkü çocuk anne-babanın koyduğu kurallara alışmıştır ve kendisi için yararlı olacağını düşünüp onlara güvenirler. Tersi bir durumda ise çocuk ne zaman ne şekilde davranması gerektiğini bilemeyeceği için, anne-babadan gelen ani taleplere yanıt verme konusunda isteksiz davranırlar. Çocuğuna söz dinletemediğini düşünen anne babanın da buna karşılık, istenmeyen bazı davranışlar sergilemesi farklı problemlerin ortaya çıkmasına neden olur. Görüldüğü gibi kilit nokta, çocuklara erken dönemlerden itibaren kurallara uyma alışkanlığını kazandırmak ve kendi başına hareket edebilmesi için çocuğa olabildiğince fırsat tanımaktır.
Dikkat edilmesi gerekenler
Çocukların düzenli bir yaşantıya ihtiyaç duydukları ve bu sebeple kurallarla ilk olarak ev yaşamında karşılaştıkları bir gerçek; fakat çocukların ani isteklere karşı olumsuz tepkiler verebildikleri unutulmamalıdır. Bu sebeple ev içerisinde uyulması gereken kurallar önceden belirlenmelidir. Kural oluşturmak için çocuğun istenmeyen bir davranış sergilemesi beklenmemelidir. Çocukların kurallara uymalarını sağlamanın bir diğer koşulu da anne-babanın koydukları kurallar konusunda birbirleriyle çelişmemesi ve tutarlı şekilde kurala uyulmasını beklemeleridir. Çocuklar ısrarla kuralları delmeye çalışabilirler ve bunu bazen anne-baba arasındaki tutarlılığı test ederek yaparlar. Bu sebeple anne-babalar yerleştirmek istedikleri kurallar konusunda çocuğa karşı tutarlı olmalıdırlar. Annenin "hayır" dediğine, baba "evet" diyorsa çocuk bunu fark eder ve babaya yönelir. Aynı şekilde bir gün "hayır" dediğiniz bir konuda, ertesi gün çocuğa "evet" yanıtını verecekseniz, bu da bahsedilen kuralın yerleşmesi konusunda zorluk yaşanmasına neden olur. Tutarlı bir şekilde uyamayacağınızı düşündüğünüz bir kuralı yerleştirmek yerine bu kuraldan vazgeçmeniz, çocuğunuz üzerindeki otoritenizi korumanız açısından daha yararlı olur. Bu nedenle anne babaların kurallarını gözden geçirmeleri ve karar verdikleri kurallar konusunda tutarlı olmaları önemlidir.
Anne babalara öneriler