Kız mı erkek mi? Hamile kalındığı andan itibaren en büyük merak konusudur bu. "Sağlıklı olsuna da fark etmez" deriz, ama bir yandan da merak ederiz, hayatımızın bundan sonrasını beraber geçireceğimiz küçük meleğimizin cinsiyetini... Her ikisinin de birbirinden farklı yapıları olduğu bilinen bir gerçek. Ama biz bu defa gelişim süreci ve beceri açısından anne-babaları bekleyenlere değinmek istedik. Konuyla ilgili bilgi aldığımız Psikolog Tuba Yıldırım Üstünel'e göre, kız ve erkek çocuklar arasında genlerden kaynaklanan gelişimsel farklılıklar, anne baba ve çevrenin etkisiyle de artıyor.
Cinsiyet farklılıkları nasıl belirlenir?
Çocuklar kendilerine has kişilik özellikleriyle dünyaya gelirler. Her çocuk farklı özellikler taşır. Aynı ailede büyüyen kardeşler arasında bile kişilik ve gelişim özellikleri açısından çok büyük farklar olabilmektedir. Bunun yanında cinsiyet farklılığından kaynaklanan kız ve erkek çocuk arasındaki gelişimsel farklar da henüz anne karnındayken başlar... Doğumun ardından gelişimsel ve davranışsal farklılıklar anne-babaların ve çevrenin etkisiyle artarak devam eder. Oyuncak seçiminden kıyafet ve odanın renk seçimine kadar her şey çocuğun cinsiyetine göre belirlenir. Tüm bunların etkisiyle kız ve erkek çocuğun gelişimindeki farklılıklar daha da büyür. Ancak bu farklılıklar, "Anne babaların ve çevrenin yönlendirmelerinden kaynaklı mı, yoksa doğuştan mı gelir?" sorusuna net bir cevap vermek mümkün değildir. Her ikisinin de önemli etkenler olduklarını söylemek daha doğru bir yaklaşım olur. Karakter, bir kişilik yapısıdır. Genel hatlarıyla çocuk daha doğmadan belirlenen mizaç özellikleri karakteri etkiler. Sahip olunan pek çok özellik gibi kız ve erkek çocukların kişilik özellikleri de genler yoluyla belirlenir. İlk çocukluk aşamalarında başka özellikler eklenir ve bireyin karakterinin önemli bir bölümü erken çocukluk dönemi olan 6-7 yaşları civarında tamamlanmış olur.
Gelişimsel farklılıklar
Çocuklar doğdukları andan itibaren büyümeye başlarlar ve vücut oranları gözle görülür şekilde değişir. Gövde ve bacaklar hızla büyür. Kız ve erkek çocuklar arasında boy ve kilo yönünden farklılıklar vardır, bunun nedeni de erkek çocukların kızlara oranla daha çok kemik ve kas kütlesine sahip olmalarıdır. Erkek bebekler kızlara oranla daha ağır ve uzun doğarlar. Bu sebeple daha geç oturmayı ve yürümeyi öğrenirlerken yürümeye geçtikten sonraki süreç daha hızlı gelişir. Kız ve erkek çocuklarına özgü gelişimsel özellikleri şöyle sıralayabiliriz:
Yürüme: Bebeklerin doğdukları andan itibaren büyüme ve gelişme süreçleri de başlamış olur. Bu dönemlerde ilk olarak başlarını kontrol etmeyi öğrenirler. Daha sonrasında ise destekli ve desteksiz oturmayı, emeklemeyi ve en sonunda da adım adım yürümeyi öğrenirler. Kız çocukları ortalama 12-15 ay arasında yürümeye başlarlar, 10. aydan itibaren de yürüyebilirler. Erkek çocukları ise kız çocuklarına göre daha geç yürümeyi öğrenirler. Ortalama 12. ve 15. aylarda yürümeye başlayan erkek çocuklarında bu süreç 16-17. aylara uzayabilir. Bu aylara kadar henüz yürümeye başlamamış çocukların bir uzmana götürülmesinde fayda vardır.
Tuvalet alışkanlıkları: Kızlar konuşma, yürüme ve tuvalet alışkanlığı kazanma yönünde bir adım önde seyrederken, erkek çocuklarının kız çocuklarına oranla hastalığa yakalanmaya daha yatkın olduğu gözleniyor. Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber kız çocukların tuvalet eğitimine daha çabuk hazır oldukları bilinen bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Bunun tuvalet eğitiminde annenin ön planda olmasından kaynaklandığı da düşünülebilir. Erkek çocuklar tuvalet eğitimine daha geç hazır oldukları gibi eğitimleri de daha uzun sürebilir. Çünkü onların eğitimi kızlardan farklı olarak iki adımlıdır. Önce tuvaletlerini oturarak yapmayı öğrenecek, sonra da ayakta durarak yapmayı deneyeceklerdir. Erkek çocukların tuvalet eğitimi sürecinde, anneler kadar babaların da yardımcı olmaları gerekir.
Konuşma ve iletişim kurma: Doğumdan sonraki ilk haftalarda kız çocuklarının daha fazla gülümsediği, ayrıca daha çabuk konuştuğu, uzun cümleler kurdukları ve iletişime daha açık oldukları gözlenir. Kız çocukları iyi birer dinleyici olmakla birlikte, göz teması kurmakta da başarılıdırlar. Erkek çocukları ise kızlara göre daha geç konuşmaya başlarlar. İlerleyen dönemde kız çocuklarının okula uyumlarının ve sosyalleşme becerilerinin erkek çocuklara oranla güçlü olduğu da görülür. Erkek çocuklar, isteklerinin reddedilmesine daha az tahammüllü davranır ve sert tepkiler gösterebilirler. Kızlar el-göz koordinasyonu ve küçük kasların kullanılmasını gerektiren etkinliklerde daha başarılı iken, erkek çocukların kaba motor gücü gerektiren aktivitelerde daha başarılı olduğu görülür.
Oyun tercihleri: Oyunlar cinsiyete göre de farklılık gösterebiliyor. Kız çocukları daha çok hayal gücüne dayalı oyunları tercih eder, 4-6 yaşlarında bebekleriyle evcilik türü oyunlar oynarlar. Erkekler ise fiziksel aktivite gerektiren oyunları tercih edebiliyor; ki bu da onların daha "yaramaz" veya hareketli olarak görülmesini de sağlıyor. Erkekler izledikleri bazı savaş serüvenlerini grup oyunlarına yansıtırlar. Ayrıca araba ve güç sembolü olan kahramanların oyuncaklarla oynamayı tercih ederler. Topla oynamaktan hem kızlar hem de erkekler hoşlanırken, erkek çocukları futbol oyunlarından daha çok zevk alırlar. Bu genellemelerin hepsi belli araştırmalara dayalı olmakla birlikte, gelişim farklarının her zaman bu şekilde olma mecburiyeti bulunmamaktadır. Anne-babanın farklı tavır ve tutumları, erkek çocuklarına daha toleranslı davranmaları kızları ise biraz daha katı kurallara dayandırarak eğitmeleri veya tam tersi durumların, çocukların gelişimi üzerindeki etkisinin oldukça fazla olacağını bilmek gerekir. Bazı çocukların hiçbir gelişim problemi olmadığı halde farklı davranabilecekleri de unutulmamalıdır. Ancak herhangi bir gelişimsel sorun şüphesine rastlanıldığında mutlaka bir uzmandan görüş almak gereklidir.
Hazırlayan: Şenay Çelik