Bir çocuğu oyun ve oyuncaksız düşünebilir miyiz? Çocukluğun en vazgeçilmez yanı, en ciddi uğraşıdır oyunlar. Bazen mimar olup legolarla yapı inşa ederler, bazen doktor olup anne-babalarını muayene ederler; bazen bebek uyutup anne olurlar, bazen arabalarında en hızlı şoför... Süpürgeyle ata biner, ıhlamur yaprağından sarma, kavanoz kapağından tabak, borulardan tüfek yapar, hiçbir şey bulamazlarsa şarkı söyleyip dans eder sanatçı olurlar... Her çocuk yaşına göre farklı oyun ve oyuncaklara ihtiyaç duyar. Peki, çocuklar için vazgeçilmez önemi olan oyun ve oyuncak seçiminde nelere dikkat edilmelidir? Bu sorunun cevabını Psikolog Nagihan Aksu'dan aldık.
0-6 yaş çocuk oyunla büyür
Çocuklardaki oyunun önemini, onların hiç oyun oynamadığını ve oyuncaksız olarak büyüdüklerini düşünerek anlayabiliriz. Gerçi oyuncaksız düşünmek zor, çünkü oyun sadece oyuncakla olmaz; 1 yaşında eliyle oynar, sonra "cee" deyince kıkır kıkır güler, etrafında döner ve bir şekilde kendince bir uğraş bulur. Bunların her biri oyundur. Yani insanın aklı olduğu müddetçe üreteceği eğlenceli oyunlar olacaktır. Hepimiz eğlenceli bir şeyler yaparken mutlu olmaz mıyız? Oyun oynamak, çocuklara fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan oldukça fayda sağlar ve yaratıcı düşünmelerine katkıda bulunur. Çocukların zeka gelişimi ve dikkat süreleri gibi faktörler ise hangi oyunu oynadıklarına bağlı olarak güçlenir. Tüm bu gelişme süreçleri çocukların 0-6 yaş döneminde (yüzde 70) tamamlanır. 0-6 yaş; öğrenmenin en yoğun, alışkanlıkların ve zihinsel yeteneklerin en hızlı geliştiği ve şekillendiği dönemdir. Oyun da, bu süreçte çocuğun çevresini tanımasına, bir şeyler öğrenmesine ve sosyalleşmesine yarayan önemli bir araçtır. Bu şekilde çocuklar enerjilerini boşaltır, mutlu olur, birçok konuda öğrenim ve deneyim kazanmış olurlar.
Eğitici oyuncaklar, eğlenceli oldukları kadar çocukların kendilerini ve çevrelerini tanımalarına da yardımcı olur. Bu oyuncaklar, çocukların yaşlarına ve becerilerine uygun olarak seçildiklerinde çocukların gelişimleri üzerindeki etkileri de net bir biçimde görülür. Örneğin; bir çocuk bloklarla oynarken, zamanla bağımsızlık duygusu, kendi kendine yetebilme ve sebat etme becerisi gelişir. Oyun, çocukların sağlıklı gelişimleri için ayrılmaz bir unsurdur. Çocuklar oyun oynadıkça problem çözme becerileri gelişir, motor becerileri ve fiziksel gelişimleri olumlu etkilenir. Çocuklar, bu oyuncaklar sayesinde yaratıcılıklarını geliştirebilirler ve okul öncesi gereken bilişsel gelişim düzeyine erişmelerine de oyuncaklar yardımcı olur. Böylece çocuklar paylaşmayı, keşfetmeyi, öğrenmeyi öğrenirler. Çocuğunuza bir oyuncak verdiğinizde dokunma ve görme aracılığıyla onun duyularına hitap eden bir nesne sunmuş olursunuz.
Duygusal gelişime etkileri
Oyuncaklar, çocuklarda duygusal gelişimi destekler. Doğumdan itibaren çocuklar etrafındakilerle ilişki kurmaya başlarlar. Yaşları büyüdükçe öncelikle yakın çevreleriyle kurmuş oldukları ilişkiler zincirinin genişleyerek çevrelerindeki diğer kişileri de kapsamaya başlaması beklenir. İlişkileri kurma ve ilerletme becerisi, karmaşık yargılarda bulunabilme yetisi (doğru ile yanlışı ayırt edebilme) gibi beceriler; grup oyunları, oyuncak bebekler gibi oyuncaklarla gelişir. Duygusal gelişime etki eden oyuncaklar sayesinde çocuklar arzularını, istediklerini ortaya koyarlar ve korkuları ile kötü deneyimlerinin üstesinden gelebilirler.
Oyunla birlikte çocuğun çevresi üzerindeki etkinliği ve farkındalığı artar. Çocuk, oyun oynarken kendisini güvende hisseder ve bu da olumlu duygusal gelişimine katkı sağlar. Ayrıca, çocuğun oyunlarına ebeveynleri de dahil olduğunda, bu eğitici oyuncaklar çocuk ve ebeveyn arasında güçlü bağlar oluşmasına yardımcı olur. Çocuklar oyun oynarken sahip olma duyguları da gelişir. Önceleri çocuğunuz bir oyuncağı yalnızca kendisi için isterken oyunla birlikte kendini kontrol etmeyi de öğrenecektir. Bu şekilde çocuğunuz sosyal kuralları da oyuncaklar yoluyla öğrenir. Bir arkadaşıyla ya da ebeveyniyle oyun oynayan çocuk, sırayla oynamayı, oyunun kurallarına uymayı ve oyun arkadaşıyla iletişim içerisinde olmayı da becerir. Bebek çıngırakları, sesli ve oyuncaklı ana kucakları, şarkı söyleyen bebekler ve renkli kitaplar gibi oyuncaklar duygusal gelişim açısından etkili olurlar.
Bilişsel gelişime etkileri
Lego ve bloklar gibi oyuncakların çocukların zihinsel gelişimleri açısından olumlu etkileri vardır. Bir çocuk, blokları kullanarak bir kule yapmaya çalıştığında ve bunu yıktığında, bu oyundan öte bir deneyim yaratır. Bu şekilde çocukların zihinsel gelişimleri ve kavrama becerileri de etkilenir. Bloklarla ya da legolar gibi bilişsel gelişime etki eden oyuncaklarla oynayan çocuklarda problem çözme becerilerinde ve neden-sonuç ilişkilerini anlamada gelişim gözlemlenir. Çocuklar bir oyuncakla oynadıklarında yaptıkları bir hareketin sonucunun ne olduğunu da görebilir, böylece neden-sonuç ilişkisine ulaşabilirler. Nedensonuç ilişkisi ortaya koyan oyuncaklar, çocuğunuzun çevresine karşı bir kontrol duygusu geliştirmesine ve kendilerine karşı farkındalıklarının artmasına yardımcı olur. Çocuklar aynı zamanda oyuncaklar aracılığıyla renkleri, şekilleri ve sayıları da öğrenebilirler. Dikkat mekanizmalarıyla birlikte hafızalarının da geliştiği görülür. Kitaplar, yapbozlar, bloklar, halkalar ve farklı renk ve şekillerdeki oyuncaklar çocuklarda zihinsel aktiviteyi canlandırır.
Fiziksel motor gelişime etkileri
Fiziksel ve motor gelişim; çocukların ulaşmayı, emeklemeyi, tırmanmayı ve dengede durmayı öğrenmeleriyle, ince motor gelişim ise küçük oyuncakların tutulmasıyla desteklenir. İnce motor gelişimi, küçük kasların koordinasyonunu içerir (eldeki, ayaktaki, bilekteki kaslar vb…). İnce motor becerileri, ellerdeki kasların kullanımını ve dikkat için de göz kaslarının kullanımını gerektirir. Aktivite masaları, hoppala, bloklar, legolar, atma ve çekme gerektiren oyuncaklar motor gelişimini destekler. Çocuk, yaşamının ilk senesinde hareketlerini daha koordineli hale getirerek basit birtakım hareketleri sonucunda neler yapabileceğinin farkına varır. Seneler geçtikçe bu hareketler daha karmaşık hale gelir ve çocukların oyunları boyunca bedenlerini kullanmalarını gerektirir. Örneğin; çocuğunuza oyuncak olarak blokları verdiğinizde, onları önüne yığarak onlarla ne yapması gerektiğini düşünür ve onları parmaklarıyla tutar. Blokları düşürmeden üst üste kurmaya ya da onları kullanarak bazı şekiller yapmaya çalışır. Tüm bu çabaları, motor gelişime olumlu etki eder.
Sosyal gelişime etkileri
Oyunların çocuklar üzerindeki en büyük etkilerinden biri de sosyal çevreyle olan bağlantıdır. Oyunun çoğu zaman belirli ortamlarda kendi yaşıtları ile oynanması önemlidir. Bu ortamda gerçekleşen her türlü iletişim, tartışma, yardımseverlik ve paylaşım gibi noktalar çocuklar üzerinde önemli etkiler bırakır. Kavgada pasif kalan devamlı dayak yiyen çocuk nasıl kendine güvenini sağlayamıyorsa, tek ve bencil çocuk da oyun parkında paylaşmayı öğrenemez. Ancak aynı zamanda oyunda tartışan çocuklar bir süre sonra bununla nasıl başa çıkılacağını da öğrenmeye başlar. Bir çocuk oyun sayesinde kendini karşısındakinin yerine koyup empati kurmaya, başkalarına saygı göstermeye, kurallara uymaya ve stresle baş etmeye başlar. Empati kurma yeteneği ayrıca çocukların bir hayvana sahip olma ve ona bakmasıyla da gelişebilir.
Yaşına uygun oyun oyuncak seçimine dikkat edin
Çocuğunuz için seçtiğiniz oyuncağın onun gelişim yaşına uygun olması önemlidir. Çünkü çocuğa yaş ve beceri düzeyinin altında alınmış bir oyuncak, keyif vermeyecek ve çok kısa bir süre ilgi alanında kalacaktır. Yaş ve beceri düzeyinin üstünde alınmış bir oyuncak ise çocukta başarısızlık duygusu yaratacak ve yine aynı doğrultuda ilgisini kaybettirecek dikkat süresini azaltacaktır. Bu yüzden hangi yaşta hangi oyunların nasıl oyuncaklarla oynanması gerektiğini bilmek son derece önemlidir.
0-2 yaş: İlk 6 aylık dönemde bebekler kendine elleriyle ve ani ses çıkaran oyuncak ya da kişilerle oynamayı severler. 1 yaşına kadar çocuklar özellikle ses, şekil ve renklere duyarlıdır. Yatağın üstüne asılan oyuncak ve çıngıraklar dikkatini çekecek ve onları heyecanlandıracaktır. Bu dönemde yumuşak, sıkınca ses çıkaran oyuncaklar, toplar (topların çapı en az 44 mm. olmalıdır), kumaş kitaplar ve birbirine geçen plastik halkaların alınması iyi olacaktır. Dişlerinin çıkmasıyla birlikte diş kaşıyıcılar da önem kazanır. Yeterince diş kaşıyıcısı olmayan bebekler her şeyi kemirme özelliğine sahip olan bir yaratığa dönüşebilirler. Tek başına oynamayı tercih ederler. Henüz sosyalleşmeye hazır değillerdir. Bireysel, anne-baba ya da bakıcıyla oynayabileceği türden oyunlar uygundur. Benmerkezcilikten uzaklaşamadıkları için yaşıtlarıyla bir araya gelmeleri gerginliğe yol açabilir. Ancak ara ara denenmesi iyi olacak, alışmalarını sağlayacaktır. Fırlatmaya, ses çıkarmaya, dikkat çekici oyunlar oynayıp tepki almaya, hırçınlığa ve ağlamaya yatkın olabilirler. Renklere, şekillere, seslere, rakamlara, kavramlara göre eşleştirme ve sınıflandırma oyuncaklarını1-2 yaş civarında yapmaya başlamış olması gerekir. Basit kısa öykülerin, tekrarların ve tanıdık konuların yer aldığı kitaplarla anne-babayla eğlenceli vakit geçirebilir ve bu oyunlar oldukça öğreticidir. Küçük el kuklaları, çeşitli rolleri kostümleriyle taklit etme ve canlandırma yetenekleri keşfedilebilir.
2-4 yaş arası: 3 yaş civarındaki çocuklar bireyselleşmeden uzaklaşarak artık sosyal ortamlarda oynamaya başlarlar. Bir yandan da hayali oyunlar oynayarak, insanları taklit etmeye başlarlar. Basit yapbozlara başlanabilir, tahta blokları üst üste getirebilir. Kaba motor becerileri 2 yaşından sonra hızla bu tür oyunlarla gelişirken, ince motor becerisini geliştirmek için ise resim çizme, kalem tutma, makasla şekil kesmeye yavaş yavaş başlanabilir. 3 yaşındaki çocuk renkleri bilir. Yuvarlak şekil çizebilir ve bu çizim ince motor becerisiyle yapabileceği en önemli beceridir. Legolar, küpler, iç içe geçirerek şekiller üretebileceği oyuncaklar, parçaları uygun boşluklara yerleştireceği yap-bozlar (2-2.5 yaş: 4-5 parça, 3 yaş: 6-12 parça), rakam sayma oyuncakları tercih edilebilir. 3 tekerlekli bisiklete binmeye başlayabilir.
4-6 yaş arası: Bu dönemdeki çocuklar fiziksel gelişimlerinin büyük bölümünü tamamlayıp denge kurmak konusunda iyidirler. Koşma, atlama, tırmanma gibi oyunlara geçiş yaparlar. 4 yaşından sonra cinsiyet farkları ayırt edildiği ve cinsel organlar keşfedildiği için oyunlarda da farklılaşmalar gözlenir. Kız çocukları bebekleriyle anne ve misafirlik oyunları oynarken, erkek çocuklar daha çok araba ve çarpışmalı oyunları severler. Resim çizmesi ve renkleri kullanması beklenir. Televizyonu az izliyorsa daha belirgin insan şekilleri yapacaktır. Üçgen resmi çizebiliyor olması gerekir. Bu yaşlarda hayali kahramanlar görebilirler. Bu durum ebeveynleri biraz korkutur. Onlarla evcilik oynarlar, konuşurlar, otururlar ve yatarlar. Çocuklara göre görünürler ama hayalidirler. Sakıncalı değil, üstelik yararlıdırlar da. Siz de varmış gibi davranabilir ve oyuna devam edebilirsiniz.
Asosyalleştiren oyuncaklara dikkat!
Zamane çocukları deyince akla telefon, tablet, playstation gibi teknolojik ürünler gelmemesi mümkün değil. Hem pahalı hem tehlikeli diyebileceğimiz türden oyuncaklar bunlar… Oyun oynamak önemli; ancak bu bağımlılık yaratan, radyasyon saçan ve sosyalliği yok eden nitelikteyse bir tuhaflık yok mu? Özellikle erken yaşlarda alınması konusunda ısrar eden çocuklarla karşılaşıyoruz. Evet, oyuncakları çocuğunuzla birlikte alın, onun seçmesine izin verin; ancak doğru oyuncağı alması konusunda onunla konuşun. Birlikte yaptığınız oyuncaklar, hoşuna gidecektir. Üstelik bu oyuncaklarla daha uzun süre oynadıklarını fark edeceksiniz.
Hazırlayan: Işıl Evrim Akgün