GRİP VE SOĞUK ALGINLIĞI BİRBİRİNDEN FARKLI HASTALIKLARDIR
Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklar virüsler nedeniyle oluşur. Fakat ikisi de kendi içinde değişiklikler gösterir. Gripte yüksek ateş ve ikincil bakteriyel enfeksiyonlar görülürken, soğuk algınlığında yüksek ateş yaşanmaz. Gripte, 39 derece ve üzeri ateş, baş, kas-eklem ağrıları, bitkinlik ve öksürük görülür. Soğuk algınlığında ise burun akıntısı, hapşırma, boğazda yanma ve öksürük yaşanır.
HAMİLELERDE ATEŞ 39 DERECEYİ GEÇMEMELİDİR
Hamilelerde 39 derece ve üzerinde görülen ateş "yüksek ateş" olarak adlandırılır. Ateş 38 dereceye ulaştığında, anne adayının alnına, koltukaltlarına ve diz kapaklarının arkasına soğuk kompres uygulanmalıdır. Anne adayı, ılık bir duş almalı ve ince giysiler giymelidir. Şikayetler devam ediyorsa, anne adayı mutlaka bir doktora başvurmalıdır.
ATEŞ, HAMİLELİĞİN İLK ÜÇ AYINDA TEHLİKELİDİR
Yüksek ateş, hamileliğin ilk üç ayında tehlikelidir ve bebek için risk oluşturabilir. Bu nedenle doktor müdahalesine kadar bebek üzerinde olumsuz etki oluşmaması için yüksek ateşin önüne geçilmelidir. Doktorun onayıyla birlikte parasetamol ilaçlar alınabilir. Bu tür ilaçların hamilelik üzerinde kötü bir etkisi yoktur.
ANNE ADAYLARI KAPALI VE KALABALIK ORTAMLARDAN UZAK DURMALIDIR
Anne adaylarının kış aylarında dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Sağlıklı havalandırma şartlarının sağlandığı mekanlarda bulunmaları bunlardan biridir. Çünkü iyi havalandırılmayan ortamlar, bulaşıcı hastalıkların daha kolay yayılmasına sebep olur. Bu nedenle kapalı ve kalabalık mekanlar hamileler için büyük riskler içerir. Bulaşıcı hastalıkların ve alerjilerin çoğalmasına neden olan bu koşullar, değişen hava şartlarıyla birlikte birçok hastalığa sebep olur. Bu nedenle anne adaylarına, vakit geçirdikleri mekanları özellikle de evlerini sıklıkla havalandırmaları önerilir. Ayrıca mümkün olduğu kadar hastalığı olan kişilerle yakın temasta bulunulmamalıdır. Eller devamlı temiz tutulmalı ve sık sık yıkanmalıdır. C vitamini ağırlıklı beslenilmeli, bol sıvı tüketilmelidir.
HER GÜN AÇIK HAVADA YARIM SAAT YÜRÜYÜŞ YAPILMALI
Kış aylarında tek parça kalın kıyafetler giyilmemeli, rahatsızlık vermeyen yünlü, pamuklu, yumuşak ve havalanabilir giysiler tercih edilmeli ve aşırı terlemekten kaçınılmalıdır. Anne adaylarının soğuk havalarda ısınmak için giydiği polyester, naylon ve sentetik giysiler oldukça zararlıdır. Bu tip giysiler, hava geçirme özelliği olmadığından terlemeye ve buna bağlı mantar enfeksiyonlarına neden olabilir. Kıyafetlerde koyu ve siyah renkler yerine canlı renkleri tercih etmek, hamile güzelliğini sergilemeye olanak verdiği gibi; stresten ve karamsarlıktan uzaklaşılmasına da yardımcı olarak, anneye enerji verir. Kış aylarında güneşten daha az yararlanıldığı için, her gün açık havada yapılacak yarım saatlik yürüyüş, gereken D vitamini için yeterlidir. Bu gezintilerde hava alan giysiler tercih edilmelidir.
MÜMKÜNSE YATAK ODALARINDA HALI KULLANILMAMALI
Sağlıklı bir uyku için yatak odalarının hijyeni de çok önemlidir. Burun tıkanıklıkları ve öksürüklerin önüne geçebilmek için evlerin sık sık süpürülmesi, yastık ve yorganların hijyenik koşullarda olması, sıklıkla değiştirilmesi ve ortamın tozlardan arındırılması gerekir. Evcil hayvanlar ise yatak odalarından uzak tutulmalıdır. Mümkünse yatak odalarında halı kullanılmamalıdır. Evlerde soba ve kaloriferlerin kuruttuğu havayı kaynayan bir çaydanlık ile nemlendirmek de faydalıdır. Nefes almakta zorlanılırsa 2-3 gün kadar burun spreyi kullanılabilir. Ayrıca deniz suyu spreyleri de tercih edilebilir. Burnu nemlendirmek için ortamın nemli tutulması gereklidir.
İLAÇLAR DOKTOR KONTROLÜNDE ALINMALIDIR
Eğer bakteriyel bir enfeksiyon durumu var ise doktor kontrolünde antibiyotik kullanımı gerekebilir. Ihlamur, zencefil, tarçınlı çay, C vitamini özellikle taze sıkılmış portakal suyunun rahatlatıcı etkisi olduğundan, tedavi uygulaması için bu içeceklerin de tüketilmesi önerilir.