Beslenmesi, bakımı, temizliği, uykusu, ağlaması, kusması ve gazı derken bebekle geçirilen ilk günler anne-baba için oldukça karmaşık bir hal alabilir. İnternet üzerinde bebeklerinin gelişim seyrini takip eden, yakın çevresinde bu deneyimi yaşayanları dinleyen veya kitaplar arasında kaybolan çiftler için bebek bakımı bir süre sonra içinden çıkması zor bir labirente dönüşebilir. Memorial Ataşehir Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzmanı Dr. Gökçe Günbey Elemen'in anlattıkları, bebeğinizle geçireceğiniz ilk günlerin tadını çıkarmanızı sağlayacak. Unutmayın, anne-baba olma yolunda ilerlemenizdeki en büyük yardımcınız bebeğiniz, biz ise sadece bazı hassas noktalara dikkat çekmek istiyoruz.
İlk günler…
Aileye katılan yeni bireyin her hareketi, tepkisi, çıkardığı ses, neşe ve sevinç kaynağı olur. Bazen de yerini endişelere bırakır. Anne-babalar hamilelik döneminde bebek bakımı ile ilgili birçok kitap okumuş, kurslara katılmış ya da eğitimler almış olsalar da, yanlarında tecrübeli büyükleri bulunmayan çiftler büyük korku ve endişe yaşayabilir. Çünkü her bebek farklı gelişim gösterir. Anne-bebek arasındaki duygusal bağın oluşması için, ilk aylar bebek her ağladığında kucağa alınabilir. Bebeğin bu dönemde anne-babayı yanında hissetmesi, onun birçok gelişim basamağına daha erken ulaşmasını ve güven duygusunun gelişmesini sağlar.
Yapılan kontroller
Bebeğin doğum eyleminin ardından ilk kontrolleri çocuk doktoru tarafından titizlikle yapılır. İlk olarak "apgar testi" ile bebek değerlendirilir. Burada solunum tipi, kalp atım hızı, cilt rengi, hareketli olup olmadığı ve uyaranlara tepkisi değerlendirilir ve puan verilir. Daha sonra bebek odasına alınır ve kilosu, boyu ve baş çevresi ölçülür. İlk aşısı olan Hepatit B yapılır. Göz ve göbek bakımı yapıldıktan sonra anne yanına alınır. Anne-babaya bu arada bebekle ilgili ilk eğitim verilir. Taburcu olmadan önce, bebeğe işitme tarama testi yapılır ve işitme durumu değerlendirilir. Hastaneden taburcu olduktan 2-3 gün sonra tekrar doktor kontrolüne çağrılır. Bu kontrolde sarılık ve metabolik hastalıkların değerlendirilmesi için kan alınır. Genel fizik muayene ile birlikte bebeğin kilosu değerlendirilir.
Bebeğinizle gezin…
Hastaneden eve gelen anne-baba için yoğun ve koşuşturmalı günler başlar. Uykusuz gecelerin ardından ve sürekli bebekle ilgilenmekten yorgun düşen anne-baba, havaların sıcak olduğu günlerde kendilerini eve kapatmamalıdır. Bebekle birlikte kısa süreli de olsa gezinti yapılmalıdır. Bunun için kendilerine mutlaka fırsat yaratmalılar. Zaten bebeğinizle birlikte ilk olarak dışarıya çıkacağınız zaman muhtemelen 2-3 gün sonraki doktor kontrolü olacaktır. Eğer bebek kış ayında doğmadıysa ve prematüre değilse, doktor aksini söylemediği sürece ilk haftayı takiben her gün dışarı çıkılabilir. Önce 5-10 dakika ile başlanılan bu gezintiler gün geçtikçe daha da arttırılabilir. Böylece anne-baba, hem bebekleriyle vakit geçirmiş olur hem de temiz hava ve güneşten faydalanma imkanı bulur. Yazın sıcak günlerinde dışarı çıkma saati sabah 11:den önce veya akşam 16:00'dan sonra olacak şekilde planlanabilir. Kış aylarında ise havanın yağış durumuna göre bir ayarlama yapılabilir. Kapalı ve kalabalık yerlerden ziyade açık hava tercih edilmesi daha doğru olacaktır.
Gaz sancısı
Anne-babaların ilk günler ve daha sonraki zaman içinde yaşayacağı sorunların başında, bebeklerde görülen "gaz sancısı" gelebilir. Gaz problemi 2. haftadan sonra başlayarak, bebek 3 aylık olana kadar devam edebilir. Genellikle akşam saatlerinde ortaya çıkan ağlama krizleri şeklinde kendini gösteren gaz sancıları, kesin kanıt olmamakla birlikte erkek bebeklerde daha sık görülür. Ağlama krizlerini azaltmaya yönelik birçok ilaç denenmekle birlikte yüzde 100 tedavisi yoktur. Gaz veya kolik problemi olan bebekler, anne veya babanın kucağında rahatlar, ağrıları azalır. Bu dönemde anne-baba bebeklerini kucağa almaktan çekinmemelidir. Onunla konuşmak, şarkı söylemek ve arabayla dolaşmak sakinleşmesine yardımcı yöntemlerdir.
En iyi bildikleri dil ağlamak
Bebekler doğdukları ilk andan itibaren ağlamaya başlar. Çünkü ağlamak bebek için bir iletişim yoludur. Dertlerini ağlayarak ifade ederler. Gaz sancısı, açlık, altının kirlenmesi, aşırı gürültü, kalabalık, üzerindeki kıyafetlerin çıkarılması ve banyo onların en sık ağlamalarına yol açan nedenlerdir. Genelde iyi gözlemci olan anne-babalar, hangi ağlamanın ne ifade ettiğini bilirler ve ona göre çözüm üretirler. Bazen de bebekler fiziksel temas, sevgi ve şefkat isteği için ağlarlar. Bu durumda da kucağa alma, sarılma, dokunma ve ninni söylemek faydalı olabilir.
Kıyafet seçimine dikkat!
Yeni doğan bebeklerin ter bezleri gelişmediği için terleme olanakları daha azdır ve bu nedenle vücut ısıları çabuk yükselebilir. Aşırı sıcak ortamlardan ve kat kat giydirilmekten rahatsız olurlar. Bebek kıyafetlerini seçerken mevsim sıcaklığına dikkat edilmelidir. Bu dönemlere uygun kıyafetlerin seçilmesinde fayda vardır.
Kışın sizden bir kat fazla giymesi ve başının şapka ile korunması onun rahat etmesi ve korunması için yeterli olacaktır. Yazın ise klimalı ortamlarda üzerine ince bir hırka giydirilebilir veya örtü örtülebilir. Yaz sıcaklarında tek kat ve kısa kollu giydirmek bebek cildinin hava alması ve terlememesi için yeterlidir. Kıyafet seçiminde göz önüne alınması gereken noktalar; pamuklu ve açık renk olması, vücudu sıkmamasıdır. Bebeğin terlemesine neden olan sentetik ve koyu renkli giysilerden kaçınılmalıdır.
Babalar da destek olmalı…
Bir çocuk dünyaya getirmek insan hayatında kuşkusuz en önemli aşamadır. Başlangıçta kolay gibi görünse de tamamen size bağımlı bir varlıkla yaşamaya başlamak insanı bazen tedirgin edebilir. Ama bebeğin gülümsemesi, hareketleri, bakışları anne-babaların tedirginliğinden uzaklaşmasını ve her geçen gün ona hayran olmasını sağlar. Doğum sonrası yaşamları tamamen değişime uğrayan anne-baba, bebeklerinden bağımsız bir yaşam istemezler ve istemeyeceklerdir. Aileye yeni katılan bebeğin sorumluluğu en çok annede olsa da, babanın desteği de çok önemlidir. Bebeğin bakımına babanın dahil edilmesi ve anneye manevi olarak destek olması, ilk günlerin daha kolay atlatılmasında büyük önem taşır. Aile büyükleri, ev işlerindeki destekleriyle annenin üzerindeki yükü hafifletebilirler. İlk haftalarda bebeklerde gece-gündüz kavramı oluşmadığı için gündüz uyuyup gece uyanık kalabilirler. Eğer anne gün boyu ev işleriyle de uğraştıysa gece artan uykusuzluk, onu bitkin düşürebilir. Bu nedenle gün içinde bebek uyurken anne de uyumalı ve ev işleri için mutlaka yardım almalıdır.
Bebekler nasıl korunur?
Kış ve sonbahar aylarında sık görülen grip gibi viral enfeksiyonlarından yeni doğan bebekleri korumak büyük önem taşır. Doğum sonrası bebek ziyaretine gelen misafirler ve okula giden çocuklar, bu enfeksiyonları bebeğe taşıma açısından risk oluşturur. Bu nedenle bebeğin öpülmesine izin verilmemelidir. Misafirler gidene kadar bebek kendi odasında kalmalı ve misafirlerin gitmesinin ardından ev havalandırılmalıdır.
Çevrenizden destek alın
Bebekler beslenmek, temizlenmek, korunmak için anne-babasına bağımlıdırlar. Bebeğin ilk 3 ayı ve özellikle de ilk haftalar uyku düzeni tam oluşmadığı ve sık sık beslenme ihtiyacı olduğundan anne için oldukça yorucu geçebilir. Anneler hem psikolojik hem de fiziksel olarak yıpranırlar. Baba ve diğer aile büyüklerinin anneye manevi açıdan destek vermelerinin yanı sıra, bebeğin bakımına katılarak fiziksel olarak da katkıda bulunmaları gerektiği unutulmamalıdır. Bu dönemde yapılan işbölümü özellikle annenin ruh ve beden sağlığı için gerekli ve şarttır.
Emzirme saatleri…
Doğumdan sonraki ilk haftalarda bebeklerin günde 10-12 kez emzirilmesi gerekir. Özellikle ilk günler annenin sütünün de artması için bebek her istediğinde emzirilmelidir. Emme araları ilk ay 3 saati geçirilmemelidir. 2. aydan itibaren bebeklerde gece uyku süresi uzar ve 5-6 saat emmeden uyuyabilirler. 3. aydan sonra ise artık gece gündüz ayrımını yapabilen bebek, gündüzleri 2-3 saat ara ile emer ve aralarda uyanık kalırken geceleri 8 saate kadar uyuyabilir.
Bebeğin bakımı
Yeni doğmuş bebeğin; göbek bağı bakımı, altının temizlenmesi ve banyosu temel bakımın parçalarıdır. Göbek bağı düşene kadar doktorunuzun önerdiği solüsyon ile göbek bakımı yapılmalı ve kuru tutulmalıdır. Kesin bir kanıt olmamakla birlikte göbek kuruyup düşene kadar banyo yaptırılmaması önerilir. Eğer banyo yaptırılırsa da göbeğin iyice kurutulmasına özen gösterilmelidir. Özellikle yaz aylarında bebeği her gün yıkamak isilik ve pişikten korur. Ayrıca banyo cilt sağlığının yanı sıra bebeği rahatlatır ve gaz sancılarına da iyi gelir. Huzurlu ve mutlu bir bebek olması için altının temiz olması şarttır. Tercihen emzirme süresinden önce bebeğin bezi değiştirilmelidir. Alt temizliğinde özellikle ilk aylarda ılık su ve pamuk kullanılmalıdır. Kız çocuklarında önden arkaya doğru temizlik yapılmalıdır.
Bebeğinize dokunun
Bebek doğumu takiben ilk yarım saat içinde anne yanına verilir ve emzirmeye başlanır. Hastaneden taburcu olana kadar da anne-bebek aynı odada kalır. Anne ve bebeğin birlikte vakit geçirmesi duygusal bağın oluşmasını sağlar. Yeni anne bebeğini kucağa almanın, dışarı çıkmanın, konuşmanın ve uyurken seyretmenin mutluluğunu doyasıya yaşar. Birlikte vakit geçirdikçe, bebeğinin hareketlerinin, ağlamasının, gülmesinin ne anlam ifade ettiğini daha iyi bilir. Birlikte geçirilen vakit; anneyi rahatlatır, mutlu eder; bebeğinin de güvenini kazanmasını sağlar. Anneye güven duyma bebeğin kişiliğinin gelişmesindeki en önemli basamaktır.
Uyku düzeni
Bebeklerin gece-gündüz ayrımı 3. aya doğru oluşmaya başlar. Özellikle ilk haftalar, geceleri uyanık gündüz ise fazla uyumak isteyebilirler. Bebeğin uyku ritmi genellikle kendiliğinden düzene girer. Bebeklerin uyku düzeni gece karanlıkta veya loş bir gece lambası ışığında emzirilerek oluşturulmalıdır. Gündüzde odasının perdeleri açık, güneş ışığı ile tanışması sağlanmalıdır. Uyku düzenine yardımcı olacak diğer bir nokta ise gece ve gündüz giydiği kıyafetlerin ayrılmasıdır. Böylece üstü değiştirildiğinde, uyumak için yattığı ve uyuması gerektiği veya artık uyanması gerektiği bilinci oluşur.
Annenin destek alması depresyonu engelliyor
Depresyon, yeni annelerin korkuları arasında yerini alır. Doğumdan sonra birçok anne duygu durum değişikliği yaşayabilir. Bir an çok mutluyken birden ağlamak isteyebilir. "Annelik hüznü" denilen bu durum çok normaldir ve genelde 1-2 hafta sonra kaybolur. Ancak bazı annelerde daha uzun sürer, panik ve aşırı endişeyle birlikte depresyon bulguları giderek daha belirgin hale gelir. Hamileliği sırasında stresli olan, çevresinden destek ve ilgi görmeyen kadınlarda doğum sonrası depresyonun daha sık görüldüğü bilinir. Bunun önlenmesi veya hafifletilmesi için anneye bebeğin bakımı sırasında destek olmak, dinlenmesini sağlamak yeterlidir. Emziren annelerde depresyon daha az görülür. Emzirme sırasında salgılanan hormonların koruyucu olduğu düşünülürse, annenin emzirmesinin desteklenmesi depresyondan korunmada çok önemlidir.