Minicik gövdesi, elleri ve ayakları, mis kokulu teni nasıl da pamuk gibi değil mi? Ona ufacık bile olsa bir zarar gelmesini düşünmek bile istememekte haklısınız, çünkü o sizin biricik yavrunuz. Ama özellikle de ilk 6 ay bağışıklık sistemi henüz tam gelişmediği için hassas bir cildi olduğu gerçeğini de yadsımamalısınız. Bu nedenle doğduğu andan itibaren cildinde karşılaştığınız faklı durumları önemsemenizde ve üstüne gitmenizde yarar var. Emsey Hospital'dan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Yadigar Genç, bu hassas dönemde şüphe uyandıran herhangi bir sorunla ilgili mutlaka uzman bir doktora başvurmanız gerektiğini belirtiyor. İşte bebeklik döneminde karşılaşılabilecek cilt sorunları ve çözüm önerileri...
Atopik dermatit
Birkaç haftalık bebeklerde sıkça karşılaşılan bu cilt hastalığında; bebek cildinde kuru, kabarık ve döküntülü kırmızılıklar oluşur. Kaşıntının eşlik ettiği atopik dermatit, alerjik hastalıklar arasında yer alır. Atopik dermatit, genetik faktörlü olarak ortaya çıkabileceği gibi; besin, hayvan, ev tozu akarı ve polen alerjileriyle de kendini gösterebilir. Kulak arkalarında açılma, deride gözle görülür kuruluk ve kaşıntı gibi belirtilere sahip olan atopik dermatit, terle şiddetini artıran bir hastalıktır. Bu nedenle, özellikle de alerjik yapıdaki bebeklerin terlemesini önlemek oldukça önemlidir. Bu yüzden bebeklere özellikle de yazın, hava alan ve ince giysilerin giydirilmesinde yarar vardır.
Konak
Konak, bebeklerin başlarında kabuklanmayla kendini gösterir. Zeytinyağı ile yapılacak masaj, genellikle olumlu sonuç verir. Saç derisinde fazla yağ birikimi nedeniyle ortaya çıkan çocuk: 0-12 ay konak, sarı ya da beyazımsı kabuklanmalarla belirti verir. Bebeğin hassas cildiyle uyumlu bebek yağı ve şampuanları, konak şikayetlerini, büyük ölçüde azaltılır. Konak; tedavi edilebilen ve kalıcı olmayan bir cilt hastalığıdır.
Egzama
Ailede genetik yatkınlığı olan bebeklerde daha sık karşılaşılır. Cilt kuruluğuyla kendini gösteren egzama, zaman içerisinde tekrarlayabilir. Genellikle astım ve alerjik rinit gibi alerjik kökenli hastalıklarla birlikte görülür. Kulak ortasında, eklem içlerinde, göğüs çevresinde ve yanaklarda kaşıntılarla belirti veren egzama, gece uykusunda da etkisini gösterebilir. Bu nedenle bebekler uykuya dalmada güçlük yaşayarak yaşam kaliteleri düşebilir. Kaşıntıların ciltte tahribat yapmasını önlemek için bebeklerin tırnakları sık sık kesilmelidir. Egzama, yaşın ilerlemesiyle birlikte etkisini azaltır. Ancak şikayetler yaşam kalitesini bozacağından ilaçla destek alınmalı ve doktora başvurulmalıdır.
İsilik
Terlemenin büyük etken olduğu isilik; ter bezi gözeneklerinin sıcak hava neticesinde tıkanmasıyla oluşur. Hava geçirgenliği olmayan ve sıkı giysilerin de ortaya çıkışında etken olan isilik, bebeklerde sık karşılaşılan dermatolojik sorunlar arasında yer alır. Vücudun sık sık sabun gibi cildi kurutucu ürünlerle yıkanması, giysilerin yoğun kimyasal ve parfüm içeren deterjanlarla temizlenmesi, isiliklerin görülmesinde artışa neden olan faktörlerdir. Bebeğin altının ve kıyafetlerinin sık değiştirilmesi, bol ve hava alan giysiler giydirilmesi isiliğin ortaya çıkmasını büyük ölçüde engeller.
Mongol lekesi
Bebeklerde zaman zaman karşılaşılan bu cilt hastalığında, özellikle bel ve kalça kısımlarında mavi-siyah karışımı lekeler görülür. Anne-babaların cilt çürümesi zannettikleri bu lekeler, deri altında pigment yoğunlaşmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Moğollarda ve diğer Asya ırklarında sık görüldüğünden bu adı alan mongol lekesinin, mongolluk ile hiçbir ilişkisi yoktur. Koyu tenli bebeklerde daha sık görülen bu lekelere erkeklerde ve kızlarda aynı oranda rastlanır.
Lanugo
Prematüre bebeklerin yüz, omuz ve sırt bölgelerinde lanugo adı verilen ince tüyler görülebilir. Bu tüyler genellikle anne karnında dökülür. Kimi bebekler saçlı doğarken kimileri de saçsız doğar. Bu tüyler, birkaç haft a içerisinde kendiliğinden döküleceğinden, bu konuda anne-babaların endişe etmelerine gerek yoktur.
Çilek lekeleri
Kırmızı kabarık izler olarak kendini gösteren çilek lekeleri, deri altında yer alan kan damarlarının büyüyerek belirginleşmesiyle ortaya çıkar. 1 yaşından itibaren azaldığı ve zaman içerisinde yok olduğu gözlemlenen bu lekeler, çoğunlukla kalıcı iz bırakmaz. Ancak göz ve ağız çevresi gibi hassas bölgelerde çilek lekelerinin varlığı durumunda kendiliğinden geçmesini beklemeden, özel bir tedaviyle müdahale edilmesi gerekebilir.
Sivilce
Ucu beyaz noktalar şeklinde kendini gösteren sivilceler, sebaceous bezinin aşırı çalışmasından kaynaklanır. Burun kanatları, çene ve boynun yanı sıra yanaklarda da görülebilen bu cilt hastalığına, yeni doğan bebeklerde sık rastlanır. Doğumdan itibaren en geç 6-8 hafta içerisinde kendiliğinden düzeldiği için özel bir tedavi uygulanmasına genelde gerek duyulmaz.
Seborrhoeic dermatitis
Yağ üretmekle görevli olan Sebaceous bezlerinin aşırı aktif olmasından kaynaklandığı düşünülen seborrhoeic dermatitis, kaşıntıyla belirti verir. Deri, kırmızı ve pul pul döküntülü bir hal alır. Bu döküntüler sık olarak; kaş, kafa derisi ve kulak arkaları gibi bölgelerde görülür. Bebeklerin 4-5 aylık olmasıyla genelde kendiliğinden kaybolan bir cilt sorunudur. Endişe duyulmasına gerek yoktur.
Pişik
Halk arasında pişik adıyla anılan ammonia dermatitis, üç bebekten 1'inde, herhangi bir zaman diliminde, en az bir kez görülen dermatolojik bir hastalıktır. Bebek dışkısında yer alan bakteriler, idrardaki amonyak, sıcak havalar gibi nedenlerle oluşumuna ortam hazırlanan pişiğe özellikle de hassas ciltli, fazla kilolu ve kalın giydirilen bebeklerde rastlanır. Pişik riskine karşı bebeklerin bezinin sık sık değiştirilmesi, cildinin temiz ve kuru tutulması gerekir. Sürtünmenin neden olacağı tahrişi engellemek için de bol ve rahat giysiler giydirilmesi önemlidir. Alt değiştirme esnasında pişik önleyici ürünler ve ph derecesi bebeklerin hassas cildiyle uyumlu yağlar kullanılmalıdır.
Pişik yarası
Bebek pişiklerinin gereğinden fazla sürmesi halinde, mantar veya bakteri enfeksiyonu da buna eşlik edebilir. Yaygın bir mantar enfeksiyonu olan pişik yarası (candida albicans), pişik olan bebeklerin yüzde 70'inde görülür. Genelde fark edilmeden gelişen pişik yarası, kırmızı lekelenmelerle kendini gösterir. Mantara karşı etkili bir losyon kullanılması gerekir. Bu nedenle bir dermatoloğa başvurulmalıdır.
Salmon lekeleri (Leylek ısırığı)
Leylek ısırığı da denilen salmon lekeleri; yeni doğmuş bebeklerde görülen, açık kırmızı beneklerden oluşur. Yüzün göz kapağı, dudak, kaş arası gibi bölgelerinde sık görülen bu lekeler, boyun çevresine de yerleşebilir. Kan damarlarından kaynaklı olduğu bilinen bu lekeler, kabarıktır ve kılcal damarların genişlemesiyle belirti verir. En geç iki sene içerisinde geçmeye başladığı görülür. Geçmediği durumlarda bir dermatologdan destek alınabilir.
Şarap lekeleri
Kılcal damar olgunlaşmasıyla ortaya çıkan şarap lekeleri, sıklıkla yüz çevresinde görülür. Ancak, vücudun diğer bölgelerine de yerleşebilir. Pembe tonlarında lekelerle varlığını hissettiren bu rahatsızlık, yüzde olması halinde beyin hastalıklarıyla bir alakası olduğundan, tedavi için bir uzmana başvurmak gerekir.
Toksik eritemi
Nedeni günümüzde halen tam olarak bilinmeyen bu hastalık, bir tür lezyondur. Kırmızı doku üzerinde, beyaz akne ve benzeri kabartılarla belirti veren bu hastalık, doğumdan sonra fark edilir. Yaklaşık 1-2 haft a içerisinde kendiliğinden kaybolması dikkat çekicidir. Zamanında doğan bebeklerin yaklaşık yarısında görülür. Genel olarak yüz çevresinde, karın, kol ve bacakta görülür. Özel bir tedaviye gerek duymadan kendiliğinden geçer.
"Cilt kuruluğunu ihmal etmeyin"
Yetişkinler gibi bebeklerde de görülebilen cilt kuruluğu, genetik faktörlere bağlı olarak gelişebilir. Egzama ve alerjik rinit geçmişi olan aile bireylerinde bu risk oldukça yüksektir. Bebeklerin cilt kuruluğu tedavisi ihmal edilirse, bu sorun yerini egzama gibi döküntülü hastalıklara bırakabilir. Bu nedenle cildinin temiz tutulması, banyo sonrasında uygun bir bebek nemlendiricisiyle ciltlerinin beslenmesi sağlanmalıdır. Cildi kuru bebeklerin, aşırı sıcak ve soğuk hava şartlarından korunmaları gerekir. Terli giysilerle oturmasına izin vermemek ve cildi kuruttuğu bilinen sabunları kullanmamak alınabilecek önlemler arasındadır.
- Dr. Yadigar Genç