Anne-babalar için evlatlarının sağlığı her başında geliyor. Bu konu onlar hayattaki en önemli şey. Özellikle yenidoğan dönemindeki bebeklerinin en ufak bir ateşlenmesiyle bile panik olabiliyor ve hemen kendilerini doktor kapısında bulabiliyorlar. Tabii bu durum sık tekrarlanınca da gereksiz vesveselerden sonra önemsememe süreci de başlayabiliyor. Sıradan bir rahatsızlıktır gibi düşünerek önemli bazı hastalıkların belirtileri gözden kaçırılabiliyor. Biz de yeni doğan bebeklerde sık görülen hastalıkların belirtilerini Beyoğlu Özel Avusturya Sen Jorj Hastanesi'nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Osman Ayataç'a sorduk. Bakın bize neler anlattı.
Derin uyuşukluk varsa…
Derin uyuşukluk veya bebeğin uyarılara cevap vermemesi olağan ve normal bir durum değildir. Yeni doğan bebeğin emme, yakalama, özellikle uyarılara ağlama ile cevap verme, hızla yapılan bir gürültüde kollarını önce her iki yöne açma, daha sonra kucaklama hareketini yapma (Moro refleksi) ve her iki kollarından tuntup kaldırırken başını çok kısa süreli (1-2saniye) tutma gibi normal refleksleri vardır.
Bunların olmaması, diğer bir deyimle bebeğin lapa gibi olması (hipotonik) veya bez bebek gibi olması ciddi sorunları olduğunu (özellikle hipoksik iskemik ensefalopati=beyinin oksijensiz kalması) gösterir. Buna benzer birçok (metabolik, genetik) hastalıkta, bebeklerde hipotoni (gevşeklik ve uyuşukluk) oluşur, çok tehlikeli ve acil önlem alınması gereken durumlardır.
Sürekli ayağını bükülü tutuyorsa...
Bebekler yeni doğdukları dönemde kol ve bacaklarını zaman zaman gevşeterek (hipotonik) kasıp (hipertonik) sertleştirirler. Bebeğin kasılmış ve sertleşmiş kol veya bacağını kendi istemi dışında düzleştirmek çok zordur, bu refleks 4 aya kadar sürer. Bu aylardan sonra kol ve bacaklar daha düzenli, koordine bir şekilde açılırlar.
Doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonu beyinin oksijensiz kalması, çeşitli nedenlerle oluşan yenidoğan sarılıkları, metabolik ve genetik özellikli hastalıklarda, yenidoğan enfeksiyonu, ateşli rahatsızlıklar, ayak ve bacak travmaları nedeniyle ayaklar çekili ve bükülü tutulabilir. Bebeği doktorunuza göstermeniz gerekir. Sıklıkla gazlı bebeklerde ayakların karna doğru çekilmesi izlenir. Bebeğin karnına masaj yapma, hafifçe ısıtma, annenin karnına yatırılması ve bebeğin gaz çıkarması rahatlamasını sağlar.
Ateşlendiyse…
Bebeklerin immun sistemleri (bağışıklık sistemleri) tam olgunlaşmadığı için çok sık olarak çevreden (özellikle ebeveynlerden ve ziyaretçilerden ve hastaneden) virüs ve bakterileri alarak ateşlenirler. Ayrıca iyi beslenememe sonucu susuz kalarak ateşlenebilirler, çok az sıklık da ciddi bakteriyel ve viral nedenlerle sepsis sonucu (Bronkopnömoni=Zatüre, Menenjit vb.) ateşlenmeler olur. Bebeğin periyodik kontrollerinde uygulanan aşılar sonrasında bazı bebeklerde geçici ateşlenmeler olabilir. Genelde tehlikesiz şekilde kendiliğinden veya basit tedavilerle geçer. Bebeğin odasını serinletmek, giysilerini çıkarmak, basit ateş düşürücüler vermek ve gerekirse musluk suyu ile ıslatılmış kompreslerle soğuk uygulama yapmak ateşin düşmesini sağlar. Bu uygulamalarla geçmeyen durumlarda bebeği doktoruna götürmek uygun olur.
Sarardıysa…
Yeni doğan bebeklerde genellikle ikinci ve üçüncü gün ortaya çıkan, gözlerde ve vücutta sararma ile genel durumu bozmadan ortalama 3-5 gün süren sarılık görmekteyiz. Bebeğin sürekli uyuklaması, meme emmesine engel olan ilk 12-24 veya 72 saatte çıkan sarılıklar ciddi ve tehlikelidir, çok sıkı takip edilmelidir.
Genellikle anne-baba, kan grubu uyuşmazlıkları, sepsis ve enfeksiyonlar ile bebeğin karaciğer, safra yolları ve kan sisteminde oluşan ciddi durumların habercisidir. Doktor muayenesi ve kontrolleri gereklidir. Fototerapi (belirli dalga boyundaki ışık tedavisi) ve kan değişimleri ile bebek sağlığına kavuşur. Gecikmelerde kalıcı beyin hasarları oluşarak bebek ömür boyu nörolojik sekelli (beyin ve sinir sistemi hasarı) kalır.
Derisinde kızarıklık ve şişlik varsa…
Yeni doğan bebeklerin derilerinin üstünde Vernix caseosa denilen (bebeği enfeksiyonlardan koruyan) bir tabaka vardır, bu nedenle bebekler (anneleri Hepatit ve HİV'li ve bebek mekonyum boyalı değilse) yıkanmazlar, ancak kabaca silerek temizlenirler. Bebeğin cildinde doğumdan hemen sonra yaygın kızarıklık, şişlik ve bebekte ateş, inleme tespit edilirse ciddi bir durum (anne karnında sepsis=enfeksiyon) düşünülerek hemen doktoruna başvurulur. Anne sütü ile beslenen bebeklerde emzirmeden belirli bir süre sonra göğüslerde şişlik, vajinal akıntı ve deride kırmızılıklar (Eritema Toksikum) oluşur. Bunlar normal hormonal belirtilerdir, kendiliğinden kaybolurlar.
Boynunun bir yanı şişmişse…
Zor ve uzun süren normal doğumlar sonrasında bebeğin başını özellikle bir tarafa çevirdiği görülür ve muayenede boynun o bölgesinde muhtelif büyüklüklerde şişlikler olabilir. Zor doğumlarda boynun o bölgesinde kanamalar oluşarak kasların kısalması ve kasılmasına sebep olur. Erken egzersizlerle bu durum ortadan kalkar, ancak doğumsal boyun tümörleri ve buna benzer ciddi durumlarda doktor kontrolü şarttır.
Gözlerinden salgı geliyorsa…
Yeni doğan bebeklerin gözlerinden salgı gelmesi ve çapaklanmalar, çok ciddi olmasa bile gözyaşı kanallarının tıkanmasına ve göz yaşının sürekli dışarı akmasına (kronik dakriyosistit) sebep olabilir. Tedavi genellikle cerrahidir, ameliyat gerekir. Bebek genellikle bu enfeksiyonu doğum esnasında anneden alır, erken göz bakımı (koruyucu antibiyotikli damlalar ile) ve masaj yapılarak bu olumsuz durum engellenir.
Burnu ve kulağı akıyorsa...
Yenidoğan bebeklerin burun mukozaları (zarları) çok duyarlı ve hassastır. Ortam ısısı, nem ile değişken olarak tıkanır veya akar. Doğum sonrası bebeğin önce ağzı, daha sonra her iki burun deliği yüzeye doğru aspire edilir. Güçlü aspirasyon bebeğin burun mukozasını tahriş eder, kanamalara sebep olabilir. Nadiren bebek kalp atışlarının azalmasına (bradikardi) sebep olur. Bebeğin burun akıntısı ve tıkanıklıklarında serum fizyolojik damlatılması uygundur. Kulaklardan dışarıya akan sıvı, dış kulak segresyonu olup, normaldir. Kulakları özellikle ucu pamuklu çubuklarla temizlemek sakıncalıdır. Bu segresyonu temiz bir gazlı bezle silmek yeterli olacaktır.
Ağzındaki pamukçuklar
Bebeklerin immun sistemleri (bağışıklık sistemleri) zayıf olduğundan, ağız içinde, dil üstünde, damak ve tüm ağız boşluğunu sararak yemek ve soluk borusuna uzanan mantar enfeksiyonları (pamukçuk) oluşabilir. Bebekler bu enfeksiyonu anne meme başlarından, emziklerden ve biberon başlıklarından alırlar. Anne göğüs uçlarının ve bebeğin ağız içinin karbonatlı su ile temizlenmesi, biberonların ve emziklerin iyice kaynatılarak sterilize edilmesi, ellerin iyice yıkanması gereklidir.
Kusuyorsa…
Kusma, yenidoğan bebeklerde çok sık görülen bir durumdur. Bebeğin fiziksel gelişimini engellemeyen, yani aylık kontrollerde boy, baş çevresi ve kilo artmasını etkilemeyen kusmalar, genellikle ileri dönemde geçen fizyolojik durumlardır. Mide ile yemek borusu alt ucunun birleştiği bölgenin gevşek olması nedeniyle oluşurlar.
Genel durumu bozmadan, gelişimi engellemeden kaybolurlar. Genel durumu bozan, büyümeyi engelleyen kusmalar (kilo ve boy uzamasının durması veya yeterli olmaması gibi...) ciddi kabul edilmeli ve doktora başvurulmalıdır. GÖR (Gastro-özofogal reflü) hastalığı, doğumsal mide ve yemek borusu rahatsızlıkları ve bağırsakların çeşitli bölgelerinin darlık ve tıkanıklıkları ciddi kusma sebebidir. Doğumsal metabolik hastalıklar da ciddi kusma sebebidir; tanıya süratle giderek erken önlem (tıbbi, cerrahi) ile olumlu sonuçlar alınır.
Bebek kanlı kusuyorsa ciddi kabul edilmeli ve erkenden tetkik edilmelidir. Annenin göğüs başı çatlakları sonucu emme sürecinde bu çatlaklardan oluşan kanın bebeğe geçmesi, bebeğin kanlı kusmasının en sık sebeplerindendir. Bu nedenle annenin göğüs başları incelenmeli ve bir rahatsızlık varsa tedavi edilmelidir.