Bebeğiniz her geçen gün şaşırtıcı gelişmelerle büyüyor ve çocukluğa doğru yavaş adımlarla geçiş yapıyor. Bu süreçte nelerle karşılaşacağınızı öğrenmek için, Psikolog Serap Duygulu'nun anlattıklarına mutlaka bir göz atın.
1-2 yaş çocuğu
Bu dönemde çocuklardaki en dikkat çekici özellik, belirgin kişilik yapısı ve duygusal eğilimlerin ortaya çıkmasıdır. Gerçekten de 1 yaşını bitirmiş bir çocuğun nelere tepki gösterdiği ya da nelerden hoşlanıp hoşlanmadığı net olarak belirginleşmiştir. Bu dönem pek çok bakımdan önemlidir. Öncelikle bağımsızlık evresi olarak tanımladığımız bir dönemdir. Çocuk anneye olan bağımlılığından uzaklaşıp, kendi ayakları üzerinde durmaya başlar. Doğal olarak da çok hareketlidir. Ayakları üzerinde durabilmesi, fiziksel olgunluk göstergesidir. Bu olgunluğa bağlı olarak da kişisel açıdan bağımsızlığı gelişir. Yapabildiklerini fark edip yeni şeyler yapmanın yollarını araştırmaya başlar ki o yüzden çocuğun tehlikelere en açık olduğu dönemdir. Gözle görünen fiziksel gelişiminin dışında çocuğun, asıl psikolojik ve sosyal gelişimi bu 1-2 yaşlarda ön plana çıkar. Bilindiği gibi bu evre aynı zamanda çocukların keşif dönemleridir. Keşfederken de bağımsız hareket edebiliyor olması gereken çocuk, eğer bu dönemde sürekli olarak aşırı kontrol altında kalırsa ve hareketleri kısıtlanırsa önce çekingen ürkek tepkiler vermeye başlayacak, ama daha sonra saldırgan ve öfkeli bir tutum takınacaktır. Özellikle anneye olan aşırı bağımlılık duyguları anne ve çevre tarafından da pekiştirilirse ve çocuğa kendi başına hareket etme özgürlüğü tanınmazsa, özgüveni düşük, korkak ve içe kapanık bir kişilik oluşturması beklenmelidir.
Gelişimini destekleyin!
1-2 yaş sürecinde çocuklar doğal olarak anneye ve yakın çevresindeki bireylere bağımlıdırlar. Ancak çocuk büyüdükçe bu bağımlılığın kırılması beklenir. Bu da ancak çocuğun cesaretlendirilmesi, teşvik edilmesiyle mümkündür. Böylece çevresine ve kendisine güven duygusu geliştirebilir. Çocuğun büyümeye giden bu keşif yolculuğu sırasında ona eşlik etmek ve yorucu olsa da her şeyi açıklamak zeka gelişimi açısından büyük önem taşır. Çünkü beyin, uyaranlar ne kadar bol olursa o kadar fazla yeni bağlantı oluşturarak zihinsel gelişimini sürdürür. Küçük çocukların her şeyi anlamadığını düşünmek yanlıştır. Aksine çocuklar en erken dönemlerde bile bütün bilgileri alır ve hafızasına kaydeder. Bağımsızlığını kazanmaya başlayan ve bebeklikten çocukluğa geçen çocuğa bir birey olarak davranmak ve onunla konuşmak çok önemlidir. Onu dinleyen ve onunla konuşan insanların olduğu bir ortamda büyüyen bir çocuğun daha uyumlu ve ılımlı olacağı bilinmelidir.
Zorlayıcı bir süreç sizi bekliyor
Çocuk çevresini keşfederken aslında her şeyi karıştıracak, döküp, dağıtacaktır. Bu süreç boyunca elini uzattığı her şey için tepki görürse ve yasaklamayla karşılaşırsa karşı tepki olarak hırçınlaşacak, inat edecek ve uyarılara aldırmayacaktır. Ancak gerçekten tehlikeli durumlarda çocuğa yasak koymak ve sebebini açıklamak gerekir. 2 yaş civarında sıklıkla karşılaşılan ve aslında bir hastalığı değil de bir süreci tanımlayan "2 yaş sendromu" tipik inat ve öfke patlamalarıyla bilinir. Yine bu yaşlar çocukların tuvalet eğitiminin başladığı dönemdir. Bu açılardan anne-babalar için çok zorlayıcı ve yorucu olduğunu kabul etmek gerekiyor. İnanılmaz benmerkezci davrandıkları için de bu süreç ailelerin en zorlandıkları dönemdir. Bu nedenle en hareketli, en meraklı oldukları dönemde onları engellemek ve durdurmaya çalışmak çözüm değildir. Mesele çocuğun yaşına uygun davranışlar geliştirdiğini bilmektir. Düşünmeden hareket ederler, her şeyi karıştırmak isterler. Bu dönem çocuklarda enerjinin en yüksek olduğu yaşlardır. Kendisinden başkalarının varlığı ve istekleri gibi bir bilinç gelişmemiştir. Kendisini olayların tam merkezinde görür ve öyle algılar. Paylaşma duygusu oluşmamıştır. Sadece gördüğü görüntüyü algılayabilir. Somut ve soyut kavramlar yoktur. Olayları ve durumları sorgulama bilinci oluşmamıştır. Mantıksal muhakeme ve çıkarımlar yapamaz. Eşyaları ya da olayları sınıflandırma, sıralama ya da gruplandırma yetisini kazanmamıştır. Kendisine ait olanlarla başkasına ait olanlar diye bir ayrım yapamaz. Diğer insanların görüşlerini ve düşüncelerini dikkate almaz, çünkü böyle bir bilişsel olgunluk düzeyine ulaşmamıştır.
Anne-babalara öneriler
Çocukların olur olmaz yerlerde tamamen kendilerine dönük istekleri ve tutturmaları sıkıntılı anlara yol açabilir. Böyle durumlarda doğal olarak aşırı tepkiler verilse de aslında bilinmesi gereken, bu dönemin gelip geçici bir süreç olduğu ve bebeğinizin çocukluğa geçiş dönemini yaşadığıdır. Ne zaman biteceği ya da daha sakin bir döneme girileceği de tamamen ebeveynlerin tutum ve tepkilerine bağlıdır. Çocuklar ilgi görmek isterler. Söyledikleri dinlenmeyen, kendisine önem verilmediğini düşünen çocuk zaten her istediğini ağlayıp tutturtarak yaptırmak isteyecektir.
Hazırlayan: Işıl Evrim AKGÜN