Anne-baba olmak; hamilelikte başlar ve tüm bir yaşam boyunca emek ve uğraş gerektirir. Bir insanın sahip olabileceği en tatmin edici deneyimlerden biridir. Çoğu kişi anne-babalıktan "hayatlarındaki en önemli değişim" olarak bahseder... Bir kere ebeveyn olduysanız, bu rolü bırakamazsınız, istifa edemezsiniz ve vazgeçemezsiniz.
Ebeveynler çocuklarının sağlıklı olmalarını, uygun şartlar altında büyümelerini ve güvende olmalarını isterler ama bu amaçlarını en iyi şekilde nasıl başaracaklarından her zaman tam olarak emin olamazlar. Beynin Gücü İnsan Kaynakları Genel Müdürü Uzman Psikolog Ayben Ertem'in konuyla ilgili bilimsel açıklamaları anne-babalara yol gösterecek.
İyi anne-baba olmak ne demek?
Birçok ebeveyn davranışlarını içgüdüsel tepkilerine dayandırıyor. Bazıları da kendi büyüklerinden ne gördülerse aynı taktikleri uygulamaya çalışıyorlar. Bu da çoğu zaman şiddete dayanan bir disiplin oluyor. Bazı anne-babalar da kendi ebeveynleri tarafından şiddete dayanan bir disiplinle büyütüldülerse kendileri tam tersini uygulayarak hiç kural koymayabiliyor, ilişkileri tamamen materyal sahibi olma, bir şeyler talep etme ve onu elde etme çabası, elde edemezse ilişkinin bozulması üzerine kuruluyor.
Doğru anne-baba olmanın 5 altın kuralı:
1. Çocuğunuzun yaşamının içinde olmaya çalışın Mutlaka çocuğunuzun yaşamının içinde olun. Bu da önceliklerinizi tekrar düşünmeniz ve ona göre ayarlamanız anlamına gelebilir. Bu, genellikle çocuklarınızın ihtiyaçlarına öncelik vermek adına sizin bazı şeylerden fedakarlık etmeniz anlamına gelebilir. Onun yanında hem fiziksel hem zihinsel olarak bulunmanız önemlidir. Tabii yanında bulunmak; onun ödevlerini yapmak ya da kontrol etmek anlamına gelmesin. Ödev yapmak çocukların görevi, sizin değil! Eğer yapmazsa da öğretmenine açıklama yapması gereken o olmalıdır ya da öğretmeni onun ne bilip bilmediğini ölçmeli, ona göre yardım etmelidir.
2. Onun gelişimini takip edin Çocuğunuzun yaşına göre ihtiyaçlarını gözden geçirin. Buna göre onda olan değişiklikleri gözlemleyin, nasıl davranmanız gerektiğini öğrenin. 13-14 yaşlarındaki çocuğunuz sürekli odasına kapanıyor, uyku uyumuyor, yemek yemiyor ve agresif davranıyorsa ergendir deyip serbest bırakmak mı, yoksa bir uzmana danışmak mı gerekir? Ebeveynler her zaman çocuklarının davranışlarındaki değişikliği takip etmeli, uzman yardımı ihtiyacı var mı yok mu emin olmalı ve hiç çekinmeden bir uzmandan yardım almalıdır.
3. Kuralları oluşturun ve uygulayın Ebeveynlikte en önemlisi, ancak çoğu ebeveyn için zor olan şey; kuralların oluşturulması ve uygulanmasıdır. Çocukken kuralları koymanız, onları terbiye etmeniz ve davranışlarını kontrol altına almanız onların yetişkin olduklarında başarmalarını ve kendilerini idare etmelerini sağlar. Her zaman kendinize şu üç soruyu sorun: Çocuğum nerede? Kiminle birlikte? Ne yapıyor? Bu üç sorunun cevabını her zaman bilin. Çocuğunuza kural koyarsanız ve hayatını ona göre düzenlerseniz o da ileriki yaşamında kendisi için uygun kuralları biçimlendirebilecektir. Sınır koymak, sınırları belirlemek, her istediğine ulaşamayabileceğini öğrenmesi onun kendi kendini kontrol etmesini ve iradesini geliştirecektir. 6-7. sınıftan itibaren de sorumluluk ve biraz da bağım sızlık vermek çocuğunuzun öz yönetiminin gelişmesini sağlatacaktır ve bunlar çocuğunuzun hayatta başarılı olması için önemli kriterlerdir.
4. Kuralları koyarken tutarlı olmayı unutmayın! Kuralları koymakla bitmiyor, bir de tutarlı olmak gerekir. Bir gün başka, diğer gün başka davranmanız, kuralı koyup uygulamamanız ya da esnek davranmanız çocuğunuzda uygunsuz davranışlar ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Çünkü çocuğunuzun kafası karışır. Bu yüzden tutarlı olun. Sizinle tartışamayacağı ya da pazarlık yapamayacağı durumları açıkça belirleyin ve değiştirmeyin. Otoriteniz kaba kuvvetle değil, ne kadar bilgelikle olursa çocuğunuz da size çok daha az karşı çıkacaktır.
5. Ödül yöntemini kullanın Eğer koyduğunuz kurallara uymuyorsa ödül-ceza yöntemini kullanın. En sık kullanılan ceza yöntemi ona düşünmesi için mola verdirmektir. Amaç yaşıyla doğru orantılı olarak (5 yaş 5 dakika gibi) o zaman dilimi boyunca odasında herhangi bir şeyle meşgul olmadan neden bu zaman aralığını aldığını sorgulamasını sağlatmaktır. Bunun dışında yemek dışında belli bir süre için sevdiği bir şeyden mahrum etmek de ceza yöntemleri arasındadır. Yalnız bunu yaparken de o zamanı belirlemeniz ve o cezayı neden verdiğinizi de açıklamanız çok önemli.
Örneğin "bilgisayar yasak sana" demek yerine "bundan/ şundan dolayı üç gün bilgisayar oynamayacaksın" demek daha doğrudur ve o üç günü de sizin takip etmeniz gerekir. Yemek vermemek bir ceza yöntemi olamaz. Ancak sizin onun önüne koyduğunuz bir yemeği yemiyorsa ve başka bir yemek talep ediyorsa da başka bir yemek yapamayacağınızı ya da alamayacağınızı, herkesin bu yemeği yediğini ve onun da yemesi gerektiğini söylemeniz daha doğrudur.
Doğru iletişim için birkaç ipucu
Birçok insanın düşündüğünün aksine çocuklara sevginizi göstermek onları şımartmaz. Sevginizi olduğunca gösterin, dokunun, sarılın, kucaklayın ve onu sevdiğinizi söyleyin. Sevgi bağı çok önemlidir. Çocuklarınız sevginin ve ilginin yerine bir şeyler koymaya başladığınız anda şımarırlar. Örneğin; her şeye çok fazla müsamaha göstermek, kural koymamak, sürekli bir şeyler almak, hediye vermek gibi davranışlar onları olumsuz etkileyebilir. Annebabanın çocuklarıyla ilişkisi, çocukların davranışlarına direkt yansıyacaktır. Buna davranış bozuklukları da dahildir. Çocuğunuzla iyi bir iletişiminiz yoksa sizi dinlemezler. Sizin diğer yetişkinlerle ilişkiniz üzerinden düşünürsek, iyi iletişim kurduğunuz insanlara daha çok güvenirseniz, onların fikirlerine önem verirsiniz, dinlersiniz ve aynı fikirde olursunuz. Eğer o kişi hoşlanmadığımız ve saygı duymadığımız biriyse düşünceleri, fikirleri ne olursa olsun göz ardı ederiz, aldırış etmeyiz hatta yok sayarız. İşte çocuğunuzla iletişiminiz de böyledir.
Hazırlayan: Aytülike KESKİN