Sözde sosyal demokrat CHP'nin yönettiği Büyükşehir kendileri istemediği halde taşeron işçilere kadro sözü verdi. Bağlı oldukları şirketlerden ayrılmalarını istedi. Hile ile işçileri kandıran Mansur Yavaş yönetimi kendi verdiği sözü unuttu. 24 işçi bütün dünyanın zorluk yaşadığı pandemi döneminde işsiz kaldı. Haklarına da şirkete bıraktı. SABAH Ankara işçilerin haince oyuna getirildiği olayı haber yaptı. Mağdur işçiler tek tek konuştu. İşçi düşmanı Mansur Yavaş'ın mağdurlarından biri de 50 yaşındaki İsmail Uysal. Bir çocuk babası Uysal işe geri dönmek için mahkemeye başvuran 11 işçiden biri.
KREDİ ÇEKTİ OTOMOBİLİNİ SATTI
Mansur Yavaş'ın kaderiyle baş başa bıraktığı İsmail Uysal'ın oğlu Çankaya Üniversitesi'nde yüzde 50 burslu olarak okuyor. Bu yıl ikinci sınıfı bitiren oğlunu okutabilmek için Uysal çok borca girdi. Kredi çekti. Bir otomobili vardı. Onu da satmak zorunda kaldı. Oğlu için büyük fedakârlık yapan Uysal en çok işine güveniyordu. Büyükşehir'e iş yapan taşeron şirkette 6 yıldır şoför olarak çalışıyordu. İşinin hakkını veriyor.
ŞİMDİ KARA KARA DÜŞÜNÜYOR
Gece gündüz çalışıyordu. 'Kadro yapacağız' yalanı ile kapı dışarı edilen Uysal, işsizlik kredisi ile geçiniyor. Emekliliğine 5 yıl var. Bütün haklarını hile ile istifa ettirildiği şirkete bıraktı. Oğlunun eğitime devam edebilmesi için okul taksitini ödemesi gerekiyor. Taksiti zamanında yatırmazsa oğlunun eğitimi son bulacak. Eski borçları için kredi çekmek zorunda olan Uysal, yeni taksiti nasıl ödeyeceğini kara kara düşünüyor.
İŞTE İŞÇİLERE KURULAN TUZAK
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, yerel seçimden önce hiçbir işçiye dokunmayacaklarına namus ve şerefleri üzerine söz verdi. Ancak Mansur Yavaş koltuğa oturunca ince ince kıyım başladı. Gözlerine kestirdikleri taşeron işçileri kapı dışarı etmek için sistematik yöntem işleme konuldu. İstenmeyenler işten atıldı. Kendi adamları kadroya alındı. İşte verdikleri sözleri yutan işçi düşmanlarının sinci planı: Yönetim her taşeron işçinin hayali kadro ümidini kullandı. 27 Mayıs günü taşeron işçileri toplantıya çağırdı. Taşeron işçilere kadroya alınacaklarını söyledi. 1 Haziran günü BELKA AŞ'de işe başlayacaklardı. İşçiler verilen listede yer alan isimlerinin karşılığına imza attı. İşçilere 475 sayfalık sözleşme kitapçığı verildi. Ayrıca iş başı yaptıklarında kullanmaları için de 30 maske ve 50 eldiven bile teslim edildi.
İŞİMİ GERİ İSTİYORUM
EMEKLI olsa bile çalışmak zorunda olduğunu vurgulayan Uysal, SABAH Ankara'ya dert yandı: Çalışma dışında başka alternatifim yok. Evraklarımı geri aldım. Ancak 2-3 belgeyi içinden çıkartmışlar. İşimi geri istiyorum. Bir şey yapmadım, etmedim. O adamlar orada çalışıyor. Onlar hak etti de biz hak etmedik mi? 6 sene çalıştım, Bir kötülüğüm olmadı."
1 SAAT KALA BÜYÜK ŞOK
TOPLANTIDA işçilere çok önemli bir şart koşuldu. Çalıştıkları şirketten istifa edeceklerdi. Kadro umudu ile işçiler birikmiş haklarını almadan görevlerinden istifa etti. 29 Mayıs günü evrak teslim zamanı geldi. Ancak yetkililer teslime bir saat kala 'Liste güncellendi' dedi. Yeni listede 24 taşeron işçinin adı yoktu. İsimleri listede yer almayan işçiler büyük bir şok yaşadı. Büyükşehir'in sözüne güvendiler fakat işlerinden oldular. Pandemi döneminde durduk yere işsiz kaldılar.
ÖZ TURİZM-SEN başkanını seçti
ÖZ TURİZM-SEN Sendikası 1. Olağan Genel Kurulu 8 Ağustos'ta yapıldı. 18 No'lu "Konaklama ve Eğlence İşleri" işkolunda faaliyet gösteren sendikanın genel başkanlığına Sedat Yılmaz seçildi. Genel Yönetim Kurulu üyeliklerine ise Sezai Top, Salih Karababa, Ramazan Biçer ve Mahmut Bayram seçildi. Ayrıca, 1. Olağan Genel Kurul da sendikanın ÜLKEM-İŞ Konfederasyonu'na katılması kararı aldı.