"Sabotörler iş başında" başlıklı yazısında Akdoğan net biçimde bir "psikolojik harekat" yapıldığına dikkat çekerek, Milliyet'in de bundaki rolüne işaret etti.
İşte yazısından önemli bölümler:
(…)
Yalan-yanlış şekilde tutulan bazı notların veya değerlendirmelerin basınla paylaşılması ve çözüm sürecinin muhtevası olarak takdim edilmesi çok büyük bir aymazlıktır.
(…)
Öcalan'ın
BDP ve
Kandil'e sunduğu taslak metin ile burada konuşulanlar arasında uçurum olması pekala mümkündür. Böyle bir görüşme notunun basına sızdırılması, asıl Öcalan'ın sunduğu metni boşa düşürmekte ve anlamsızlaştırmaya çalışmaktadır.
Süreç açısından dün yayınlanan metin tamamen keenlemyekün (yok hükmündedir).
Ayrıca Öcalan'ın BDP'ye sunduğu taslak metin ise, devlet tarafından kabul edilmiş falan da değildir. Hatta Öcalan bile bunun bir dayatma metni olmadığını söyleyerek Kandil ve BDP'nin görüşünü beklediğini vurguluyor. Hal böyle iken BAŞKA BİR MUHTEVANIN ÇÖZÜM MUTABAKATI GİBİ SUNULMASI SON DERECE YANLIŞTIR, AÇIK BİR SABOTAJDIR.
Bu durumu, Öcalan'ın mesajının çok düşük olduğunu düşünen BDP'lilerin çıtayı daha yüksek göstermek için bir hamlesi olarak yorumlamak da elbette mümkündür. Ama haberin muhtevasındaki konular, daha öncelikli olarak sabotaj maksadı taşındığını gösteriyor.
Aslına bakarsanız, BDP ve Kandil'in bu sürece hararetle destek vermediği ve makul bir muhtevada anlaşılmasından rahatsızlık duyduğu izlenimi giderek güçleniyor.
(…)
Terör belasından kurtulmak gibi milli bir meselede basının daha duyarlı olması, bu tür sabotajlara alet olmaması gerekir. Bu, haberciliği aşan, psikolojik harekata alet olunan vahim bir durumdur.