Obezite, Türkiye ve tüm dünyada pek çok kronik hastalığa yol açarak yaşamı tehdit eden önemli bir sağlık sorunu. Kilosunu kontrol altında tutan bir kişinin hayatını kontrol altına alabileceği görüşünden yola çıkan Memorial Antalya Hastanesi Kilo Kontrol Merkezi uzmanları, 'Sağlıklı Kilo Kontrolü Günü'nde bir araya geldi. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Berna Ertuğ, Psikiyatri Uzmanı Dr. Güneş Berk ve Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Alihan Gürkan tarafından, aşırı kilo alımının nedenleri ile tedavi yolları masaya yatırıldı. Toplantıda, aşırı şişmanlık tedavisinde hangi hastanın nasıl bir tedaviden en yüksek oranda yararı görebileceği değerlendirildi.
BEKLENTİ KISALIYOR
Memorial Sağlık Grubu Antalya Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de obezite tablosunun her geçen gün olumsuz yönde değiştiğini söyledi. Aşırı kilo sorununun son 10 yılda ciddi bir artış gösterdiğinin altını çizen Prof. Dr. Gürkan, "Türkiye'de erkeklerin yüzde 25'i, kadınların da yüzde 40'ı aşırı kilolu. Yapılan araştırmalar, diyet ve egzersizle kilo verebilen kişi sayısının yüzde3 ila yüzde10'u geçmediğini gösteriyor. Geriye kalan yüzde 90, kanser, diyabet ve kalp hastalığı riski altında. Obezite gençlerin yaşamını da önemli ölçüde etkiliyor. 20 yaşındaki bir gencin yaşam beklentisi, yaşıtlarına oranla 12 yıl azalıyor. Ancak tehlikeyi gösteren tüm bu verilere rağmen obeziteye karşı savaş Türkiye'de de dünyada da yeterli değil" diye konuştu.
KISIR DÖNGÜDEN ÇIKILABİLİR
Prof. Dr. Gürkan, "Obezite için uygulanan tedavi ve diyet programlarıyla kilo vermeyi başaramayan bazı hastaların ameliyat ile kilo vermeleri sağlanabiliyor. Beden Kitle İndeksi (BKİ) 40'tan yüksek olan ya da BKİ'i 35'ten yüksek ve yandaş hastalığı olankişilerde cerrahi girişimler uygulanabiliyor. Operasyonlarla, kişiler girdikleri kısır döngüden çıkabiliyor. Obezite cerrahi işlemlerinden biri olan tüp mide ameliyatı sonrası kişiler, endokrinoloji uzmanı ve diyetisyen takibinde 3-4 ay içinde ortalama 30-40 kilo verebiliyor" ifadelerini kullandı.
TEMEL NEDENLER
Obzitenin yol açtığı kronik hastalıklara değinen Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu ise obezlerde kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler, hipertansiyon, şeker hastalığı ve hatta kanser görüldüğünü belirterek "Meme, rahim ve kalın bağırsak kanserleri obez kişilerde daha sık ortaya çıkar. Ölümle sonuçlanabilen uyku apne sendromu, yani uyurken nefesin durması, obezitenin getirdiği tehlikeler arasındadır" dedi. Obezitenin, yaşamı tehdit eden özelliğinin yanında yaşam kalitesini de önemli ölçüde düşürdüğüne vurgu yapan Uz. Dr. Yazıcıoğlu, "Dilin büyümesi nedeniyle horlama, reflü şikayetlerinin artışı nedeniyle boğazda yanma, kronik farenjit, mide-bağırsak hastalıkları, safra kesesi taşı, kas-iskelet sistemi hastalıkları, prostat büyümesi de oluşabilecek hastalıklar arasındadır" şeklinde konuştu. Oezite tedavisinde öncelikle endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanına başvurmanın büyük önem taşıdığını söyleyen Uz. Dr. Yazıcıoğlu, hastaların metabolik, hormonal ve diğer parametreler açısından değerlendirilmesinin şart olduğunu ifade etti.
PSİKİYATR DESTEK
Uz. Dr. Güneş Berk de kilo kontrolünde, hem sebep hem de sonuç olabilecek ruhsal sıkıntıların saptanmasının ve tedavisinin, hem kilo kaybı hem de kaybedilen kilonun korunmasında temel öneme sahip olduğuna dikkat çekti. Uz. Dr. Berk, "Kişilerin sağlıklı kilolarına ulaşmaları için uygulanan ilaç tedavileri, diyet ve cerrahi yöntemlerde çok büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak sağlanan kilo kaybının korunabilmesi için, hastanın içinde bulunduğu durumunun, psikolojik ve davranışsal boyutunun değerlendirilmesi gerekir. Bu da tedaviye uyumu artırır ve tekrar kilo alımını önler. Psikiyatrik destek bu noktada, psikoterapiler ve gereğinde ilaç tedavileriyle sağlanmaktadır. Kilo kontrolünde psikiyatrik desteğin de içinde olduğu bir ekip çalışması tedavi başarısı için çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
BESLENME EĞİTİMİ ŞART
Dyt. Berna Ertuğ, nasıl bir obezite tedavisi uygulanırsa uygulansın başarının bireylerin yeterli ve dengeli beslenme eğitimi almasıyla sağlanabildiğini söyledi. Dyt. Ertuğ beslenme eğitimi ile ilgili şu bilgileri verdi: "Yeterli ve dengeli beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin ögelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır. Bu davranış için bireye gerekli ölçümler yapılarak, sonuçlarına göre bireyin yaşam şekli ve beğenileri göz önüne alınarak, kolaylıkla uygulayabileceği, kendini tüm gün tok ve enerjik hissetmesini sağlayacak, bir egzersiz programını da içeren, sağlıklı ve kalıcı kilo yönetimi programı hazırlanmaktadır. Bu şekilde hastaların yaşam tarzlarının kökten değişmesi sağlanmaktadır."