Gelelim şimdi TRT'nin "Kamuoyunun dikkatine" başlığı ile yaptığı şu öfke dolu açıklamaya. Sanırım yukarıda Hıncal Abi'ye hitaben yazdıklarımı kendileri de okumuşlardır. Papağan misali aynı şeyleri yazmayacağım buraya tabii ama onlara da aynı kilit soruyu yönelteceğim: "Neden daha evvel yazdıklarıma karşılık açıklama yapma gereği duymadınız da, söz konusu Uzak İhtimal olunca böyle celallendiniz?"
Sevgili okurlarım. Bir devlet kurumunca yapılan açıklamada ben duygusal bir reaksiyon değil, daha gerçekçi, daha somut bilgiler bulmayı yeğlerdim. Muhteremler benim sorduğum soruların aslına cevap vermek yerine, sadece yaptıkları alışverişin makul olduğunu söylemekle yetiniyorlar. Ve bir de beni mahkemeye vereceklerini ilan ediyorlar.
Zaten kimin ayağına bassak mahkemeye koşuyor. TRT de koşsun. Ancak ben hâlâ aynı noktadayım. Sorularımda ısrarlıyım yani. Bu TRT kamu kaynaklarını kullanarak yayıncılık yapmıyor mu? Ben de kamu adına görev yapmıyor muyum? Eee. O halde, "Bırakın duygusallaşmayı da, Kültür Bakanlığı bütçesi ile çekilen Uzak İhtimal için ne kadar ödediniz onu açıklayın!" diye sormak benim en doğal hakkım değil mi? Eski yazılarımdan yola çıkarak ve bana aktarılan kulislere dayanarak bu işi sorgulama görevim neden TRT'yi ve Hıncal Abi'yi şaşırtıyor anlamıyorum.
Şimdi. Bir haber kaynağım diyor ki: Filmin yapımcısı olan Hokus Fokus'a TRT Arap'ta başka işler de veriliyor. İddia ediyor. Mesela 133 bölümlük 5'er dakikalık bir Kültür Belgeseli'nden bahsediyor. Bir de yemek programı için sözleşme yapıldığını ve ayrıca bir gezi programı için anlaşmaya varıldığını söylüyor. Şimdi sormayayım mı TRT'ye, "Doğru mu bütün bunlar?" diye. Sorduğum kanal atv ya da Kanal D değil ki kardeşim! Halkın vergilerinden toplanan paralarla bütçe yapan bir kamu kuruluşu! Hal böyleyse benim de sorgulamam ve eleştirmem yanlış mı oluyor ey ahali?