Haksız faiz kazancı elde edenlere güzelleme yapan faiz lobisi şimdi yeni bir yalan uydurmuş. Yeni yalan şöyle: "Güya bankalar yüksek faizden hoşlanmazmış. Düşük faiz isterlermiş, çünkü ellerindeki bono ve tahvil portföyü faizler düşünce para kazanırmış. Yükselince zarar edermiş." Bu yalanı işlerin gerçekte nasıl yürüdüğünü bilmeyen bazı akademisyen ve köşe yazarlarına yutturmuşlar. Onlara şimdi bu yalanı söylettirip, kendileri de bıyık altından gülüyor.
Niye gülüyorlar? Gülüyorlar çünkü bono ve tahvil portföyünden para kazanmak için önce yüksek faizli bir bono ve tahvile sahip olmanız gerekir. Sonra faiz gerileyince para kazanırsınız. Peki bono ve tahvil vadesi gelip itfa olunca ne olacak? Elinize geçen parayla yeniden yüksek faizli bono ve tahvil almanız gerekiyor. Aksi takdirde kâr edemezsiniz. İşte bu nedenle düşen faizlerin belli aralıklarla yükseltilmesi şart.
Tut ki bankalar uydurdukları yalanda olduğu gibi düşük faiz seviyorlar, o halde niye Hazine bono ve tahvil ihalesi açıyor? Düşük faiz işlerine geliyorsa ihaleye gerek kalmaz. Düşük faiz seven bankalar, Hazine'nin önerdiği en düşük faizle Hazine bonosunu, tahvilini alabilirler. Kabul edemezler bu öneriyi. İşlerine gelmez çünkü. İşte bu noktada faiz lobisinin "bankalar düşük faiz sever" yalanı açıkça ortaya çıkıyor.
Gelelim faiz lobisinin diğer tutarsızlığına... Lobi geçmişi unutturuyor. Şöyle ki, on sene öncesinde bütçe açığı milli gelirin yüzde 24'ü düzeyindeydi. Devlet piyasalardaki paranın hemen tamamını borçlanıp bütçe açığını kapatıyordu. Oysa şimdi bütçe açığı kapandı. Bankalar artık devlete kredi yerine tüketici kredilerine ağırlık veriyorlar. Vatandaştan düşük faizle topladıkları paraları, çok yüksek faizlerle yine vatandaşa kart ve tüketici kredisi olarak satıyorlar. Haksız yüksek faiz nedeniyle dar gelirliler borçlarını yeni borç alarak kapatıyorlar. Böylece küresel mega zenginlerin kölesi haline getiriliyorlar.
Gelelim faiz lobisinin çarpıttığı konuya... Önce çarpıtılan konuya açıklık getirelim. Başbakan Erdoğan "Gezi olaylarını faiz lobisi çıkarttı" demedi. Gezi'yi fırsat bilip 3 Haziran 2013'te borsada yaşanan bir günde yüzde 10.4'lük çöküşte lobinin parmağı olduğunu söyledi. Çünkü lobiyi görevlendirenler düşen faizleri yeniden hızla yükseltip para kazanacak zemini hazırladılar. Şimdi bu haksız kazancı örtbas etmek için yalan söylüyorlar. Dikkat edin, "faiz lobisi yok" diyenlerin hepsi, 2008'de "IMF'siz Türkiye ekonomisi batar" diyen aynı kişiler. Ve onlar "Hükümet IMF'den 35 milyar dolar alsın bize versin"cilerin o dönemde sözcülüğünü yaptılar. Yine aynı kişiler "IMF'den borç almayıp, vatandaşın sırtına İstanbul sermayesinin borcunu yüklemeyen Erdoğan'ın ekonomi bilmediğini ileri sürdüler. Fakat sonra IMF'siz Türkiye ekonomisi daha iyi yönetilince bu defa gidip "aman biz hata ettik" diyerek özür dilediler. Kısacası, şimdi "faiz lobisi yok" diyenler bir müddet sonra yine Erdoğan'dan özür dilerlerse şaşırmayın.