Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER ÜRÜNDÜL

Dünya futbolu ve Türkiye

Cumartesi gecesi Madrid'de Real Madrid-Valencia maçını izledim. Bernabeu Stadı'nda bugüne kadar Real Madrid'in La Liga olsun, Şampiyonlar Ligi olsun birçok maçında bulundum. İlk defa 80 bin seyircinin bu kadar suskun ve sıkıntılı olduğuna şahit oldum. Stres altında kopuk kopuk bir futbol oynadılar. İkinci yarıda tempoyu yükselttiler. Ronaldo, hırslandı, hareketlendi. Rakip 10 kişi kaldı. Ronaldo iki güzel golle işi bitirdi. Mesut kendine güveni olduğunu her halinden belli ediyor. Kornerleri Mesut kullanıyor. 18'e çok yakın kritik bir frikik atışını da Ronaldo'nun Mesut'a bırakması bir hayli önemliydi. Skorda sıkıntı yaşanırken son 20 dakikadaki kritik ilk golün asistini de Mesut yaptı.

OLAYLARA BAKIŞ AÇISI YANLIŞ
Cumartesi gecesi bir kere daha net biçimde gördüm ki, R.Madrid'in Barcelona gibi veya ona yakın takım oyununa ulaşması mümkün değil. Geçen haftaki El Clasico bizim medyamızda tahminimden fazla yer tuttu. "Biz neredeyiz?" tartışmaları gündeme geldi. Gittikçe geriye giden futbolumuz hakkında medya olarak "Nerelerde yanlış yapıyoruz?" görüşleri ortaya atıldı.
Aslında çuvaldızı kendimize batırmak için El Clasico'daki 5-0'lık Barcelona resitali bir örnek değil. Barcelona, gücü belli, çağın ilerisinde bir takım. Real Madrid'e önceki sene Madrid'de 6 gol attı. Bizle mukayese yaparken, esas üzerinde durmamız gereken Barcelona değil, diğer takımlar olmalı. Bizim ülke olarak en büyük yanlışımız olaylara bakış açımız.

YABANCILAR HAYAL KIRIKLIĞI
Senelerdir yeri geldikçe vurguluyorum. Bilhassa yabancı transferler büyük çoğunlukla hayal kırıklığı yaratıyor. Çünkü gelen kaliteli isimler gördükleri aşırı ilgi karşısında havaya giriyorlar. Ligimizi küçümsüyor, kendilerine iyi bakmıyor, performansları sürekli düşse de genelde hep forma şansı buluyorlar. Bunlardan da kimse hesap sormuyor. Bazı örnekler verelim. Konfederasyon Kupası'ndaki performansı ve yaşıyla Brezilya Milli Takımı'nın değişmez sol beki olarak görülen Santos şu anda emekli durumunda. Birinci sınıf futbolcu olmasa da bazı önemli özellikleriyle takıma katkı vereceğini beklediğim Stoch günden güne fizik olarak geriye gidiyor. Marsilya'daki Niang ile son haftalardaki Niang'ı mukayese etmek mümkün değil. Şu anda Niang ayakta zor duruyor ama Aykut Kocaman kendisinden memnun ki (!) Karabük karşısında 89 dakika sahada kaldı.
Galatasaray'a gelen Misimoviç'in Wolfsburg'lu Misimoviç olduğuna inanmak mümkün değil. Elano'dan hiçbir katkı gelmedi. Quaresma'nın lifi attı, 1 ay sonra oynadı, öbür ayağının lifi attı. Guti kalitesiyle, düşük tempoyla işi şu anda idare ediyor. Gelecek ne olur, soru işareti. Yetenekli Alanzinho her geçen gün geriye gidiyor. Teofilo kaçtı. Insua daha vasatın altında. Nunes ve Steinert ortalarda yok. Stepanov iki maç oynayabildi, hep yedek. Dünya Kupası'nın önemli isimlerinden Slovak Vittek ligin devre arası geliyor, hala sakat. Anelka gibi bir oyuncu dahi bizde başarılı olamadı. Şimdi Premier Lig'in önemli bir ismi. Buna karşılık maliyeti ucuz ama profesyonel Ernst geldiğinden beri sahada basmadık yer bırakmıyor. Böyle iki-üç isim sayamıyoruz.

AKIL YOLUYLA DESTEK VERİLMELİ
Sezon öncesi Avrupa'da ön eleme kuraları çekiliyor, hemen manşetler başlıyor, "Şeker gibi kura", "Güle oynaya eleriz" deniyor. O takımlar bizim takımları eliyor, ama değişen bir şey olmuyor. Beşiktaş Porto'dan başka iki zayıf takımlı grupta ikinci olarak üst tura çıktı. Avrupa'da devam eden tek takımımız. Ona hepimizin destek olması gerekiyor. Ama bu desteği akıl yoluyla vermek lazım. Beşiktaş Sofya'da CSKA'yı yenip turu garantiliyor, "Dublin yolu açıldı" deniyor. Önce bir-iki takım elesin de ondan sonra Dublin'den bahsedelim.
İşte bu bakış açısıyla şu anda bir tek Avrupa'da Beşiktaş kaldı. Bursaspor'un Şampiyonlar Ligi'ndeki tablosu ve Fenerbahçe ile Galatasaray'ın elendiği takımlar ortada. Demek ki futbolun içindeki bütün birimler başta medya olarak büyük yanlışlar yapıyoruz. Kulüp takımlarımızda ve Milli Takımımız'da kadro istikrarı ve oturmuş bir oyun düzeni yok. Bu şartlarda gelen kariyerli teknik adamlar da başarılı olamıyor. Del Bosque, Aragones, Rijkaard. Şu anda görevde olan Hiddink ve Schuster de soru işaretleriyle dolu.

ALEX'İN YETENEĞİ TAMAM AMA...
Gelelim gündemde en çok yer teşkil eden Alex'e.
Alex yetenekli ve yüksek futbol zekasına sahip. Buna hiçbir zaman itirazım olmadı. Ama günümüz futbolunun istediği devamlılık ve fizik güce tam zıt kutup teşkil eden, bu yüzden de dünya futbolunda yeri olmayan Alex, bizde ilah kabul ediliyor. Yukarıda verdiğim tüm örnekleri göz önüne aldığımızda günümüz gerçeklerini göz ardı edip, olaylara doğru yorumlar getirmezsek, dünya futboluyla aramızdaki mesafe her geçen gün daha fazla açılır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA