Kadro tam olduğu zamanlarda dahi Mustafa Denizli'nin nasıl bir 11 sahaya süreceği ve taktik anlayışının nasıl olacağını tahmin etmek hep zordu.
Dün gece eksikler vardı ama sahaya çıkan 11'de en büyük sürpriz üçlü defans uygulamasıydı. Ayrıca orta sahada bugüne kadar çok az görev alan ve birbirlerini tanımayan Necip-Uğur birlikteydi. Sezon başından beri kadro istikrarı olmayan ve saha içi organizasyonu oturmamış Beşiktaş'tan böyle bir formatta kollektif ve iyi bir futbol beklemek mümkün değildi.
İlk devreye baktığımızda Beşiktaşlı futbolcular mücadele ettiler. Takım halinde topun arkasına geçerek kalabalık bir savunma uyguladılar. Baskı altında olmalarına rağmen Ankaragücü'ne pozisyon şansı vermediler. Kopuk kopuk gelişen hücum girişimleri programlı değildi. Ama rakibin genel pres rahatsızlığı, Beşiktaş'a seyrek çıkışlarında karşı 18'e yaklaşma şansı verdi. Sürpriz gole yakın iki-üç pozisyon oldu.
DENİZLİ BÜTÜN RİSKLERİ ALDI
İkinci yarıda da değişen fazla bir şey yoktu. Ankaragücü topa genelde sahip oluyor, Beşiktaş da kalesini savunuyordu.
Ardından Denizli, arka arkaya hamlelerle oyuncu değişikliklerine gitti. Ve son 15 dakikada savunma güvencesini bırakıp, 3 puan için bütün riskleri aldı. Arka arkaya tehlikeli ataklar geliştirdiler ama neticeyi değiştiremediler.
Ve de şampiyonluk yarışında bundan sonrak i fikstür zorluklarını da göz önünde bulundurursak çok önemli bir yara aldılar.
Ankaragücü ilginç bir takım. Çok kaliteli oyuncuları var. Zaman zaman iyi de top yapıyorlar. Ama pozisyon yönünden sıkıntılılar. Ayrıca takım savunmaları da arızalar gösteriyor. Sürekli riskli hücumu düşündüler. Ama baktılar ki son 15 dakikada arka arkaya Beşiktaş'ın ciddi kontratakları gelişiyor, bunu göz önüne alıp geriye yaslanarak en azından bir puanı aldılar.
Bence Roger Lemerre önemli bir yanlış yapıyor. El Yasa çok iyi bir sağ bek. Solda oynamak, ofansif aksiyonlarını engelliyor. Gerçek yerinde oynayıp, önünde de Geremi olsa; dün gece işlemeyen sağ kanadı mutlaka çalıştırırlardı.
Hakem Barış Şimşek, sakin ve de çok başarılıydı. Vassell ile İbrahim Kaş arasındaki kritik pozisyonda devam kararı bence doğruydu.