Bu yazıyı cuma öğlen yazıyorum..
Öğleden sonra bir ani gelişme olmazsa, hafta sonunu Twitter'siz geçirecek Türkiye..
Böyle bir kararın demokrat bir ülkede alınmasını kabul etmek mümkün değil. Başta Cumhurbaşkanı, kimse uzun süreli olacağına inanmıyor.
İnanmak da istemiyor.
Hayatımda tweet yazmamış ve okumamış biri olan ben bile.. Tweet, benim gibi olanakları olmayanlar başta, herkesin ifade özgürlüğüdür. Yanlış kullanılmıştır, tamam.. Linç aracı yapılmıştır tamam.. Ama ifade özgürlüğünden doğan yanlışları gidermenin en iyi yolunun gene ifade özgürlüğü olduğunu bu Cumhuriyeti kuranlar söylemişlerdir.
Bu yüzden, "Yasak" ve "Kapatma" sözcüklerini tartışmam bile..
Ama.. Eğer dediğim gibi öğleden sonra bir şeyler olmamışsa, siz bu sabahtan başlayarak hafta sonunu Twitter'siz geçireceksiniz demektir..
O zaman tadını çıkarmaya bakın..
Önce "Tebessüm" köşesini okuyun.. Sonra, bu sabah, yarın sabah, ailenizle bir masa başında toplanın ve tweetsiz, yazmasız ve okumasız bir kahvaltı yapın.. Unuttuğunuz sohbetin tadını çıkarın, bir yasak haftalık..
Geçen hafta, dünyanın en güzel Boğaz'ının kenarında, dünya güzeli bir kafedeydik, brunch için.. Koru Kafe'nin özenle seçilmiş malzemeleri ünlüdür.
Yani, harika bir manzaraya karşı, lezzetle kurulmuş bir masa ve etrafında dostlar, aileler..
Bir ara, arkadaşlara, öteki masaları işaret ettim.. Hemen herkesin elinde telefonlar..
Parmaklar yazıyor, kayıyor, okuyor, kayıyor, yazıyor..
Bu haftayı "Akıllı" telefonlara mahkûm olmadan geçirmeye mahkûm edildik. (Cümleye bak..) O zaman tadını çıkarın..
Son bir not.. Geçen yıl satılan 12 milyon cep telefonundan 10 milyonu akıllı telefonmuş.
Akıllı olan, akılsızın nerdeyse on misline satılıyor.
Yani, bu telefonu yapanlar asıl "Akıllı" oluyor.. O zaman alanlar ne oluyor, ben söylemeyeyim!..