Berlin etrafında tura çıktığımızda, Büyük Frederic'in saray bahçesine de girmiştik yıllar önce Faruk Bayhan'la.. Çapı bir metreyi geçmiş onlarca dev ağaç yerlerde yatıyordu..
"Almanlar da bunu yaparsa.." dedik.. Merak da ettik.. Gittik sorduk.. "Bunlar tarihi ağaçlar, niye kestiniz" diye.. Öğrendik.. Bilim adamları geliyor, inceliyor ve karar veriyorlarmış ağaçlar hakkında.. Biyolojik yaşı biten ve çevreye zarar vermeye başlayanlar işaretleniyor ve kesiliyormuş..
Yani her ağaç kesme cinayet değil, bazısı tam dersi.. Çevreyi yaşatma..
Biz kesilen ağaç gördük mü, araştırmadan kıyamet koparmaya meraklı olduk..
Son örnek, Fatih Camisi..
Fırtınalar yaratıldıktan sonra öğrenildi ki, bu asırlık ağaçlar, tarihi caminin temellerini zorlamaya başlamışlar kökleriyle..
Yani, ya ağaçtan vazgeçeceksin, ya camiden!..
Haberi yazmadan merak etmek, gidip sormak çok mu zordu, biz Faruk'la tek kelime Almanca bilmeden, Almanya'da yapmışken..
Meselenin sırrı "Merak!.."
Merak etmeyen, gazeteci olamaz!..