19'uncu yüz yılda Paris'te Kafe Şantanlar vardı.. Giderek müzikhollere, gece kulüplerine, nihayet diskolara dönüşen, müzikli, içkili mekanlar..
Onlardan örnek alan İstanbullu müteşebbisler de Galata civarında benzeri yerler açma kararı verdiler.. Ama o devirde İstanbul'da şansonlarla rakı içecek bulunmaz ki..
Gazelhanlar ayarladılar.. "Aman!.. Amaannn!.." diye uzun uzun gazel okuyanlar..
Arkalarında da saz heyeti..
Yerlerinin adını da, Kafe Şantan'dan mülhem ve kafiyeli Kafe Aman koydular.. Kafe Amanlar günümüze gelemedi ama Kafe Aman bu hafta Yaşamdan Dakikalar'a geldi..
Ege'nin iki yanının müziği deniz aşırı gide gele birbirine iyice karışmış, uzmanlar, araştırmacılar bile, iki tarafın da dillerindeki (Her anlamda) türkülerin ilk nerden çıktığını aramaktan vaz geçmişlerdi, bu ortak müziğin adını Rembetiko koyup.
Bu müziği yapan konservatuar eğitimli gençler kurdukları guruba "Cafe Aman" demişler. İlk albümlerinin adını da Fasl-ı Rembetiko koymuşlar..
Geldiler, çaldılar, söylediler, dans ettiler.. Biz Lefter'i konuştuk. Onların müzikleri de cuk oturup, eşlik etti.. Lefter'le ölümünden üç hafta önce Nebil'în yaptığı söyleşinin çok özel görüntüleri dahil..
Bu gece 21.00, pazar 10.00 da, Sky- Turk'te..