Pazar öğleden sonra, televizyonu açtım. TRT Müzik Kanalı'nın programına girip bakacağım, o gece başlayacak Müzikaller Kuşağında Atilla Dorsay ilk olarak hangi filmi sunacak diye..
Bir baktım, ekranda bizim Modern Folk Üçlüsü.. Leblebi söylüyorlar.. Siyah beyaz.. 1970'den falan kalma.. Arşivden.. Smokinler içinde çok şıklar.. Ama Doğan müthiş yakışıklı.. Her konser sonunda kızlar niye onu çembere alırlardı, bir kez daha anladım..
Kalakaldım.. Cem Karaca geldi ardından.. Sakalsız.. Müthiş.. "Doğarken ağladı insan.. Bu son olsun bu son" diye haykırıyor.. Ve MFÖ.. Mazhar, Fuat, Özkan, hem de benim en sevdiğim şarkılarıyla.. Güllerin İçinden.. Onların da gençlik halleri.. Vay ki vay..
Ve dünyalar tatlısı Sezen.. 70'li yılların Minik Minicik Serçesi.. Yani ona öyle dalmışım ki, hangi şarkıyı söylediğini dahi hatırlamıyorum.. "Kaç yıl geçti aradan"dı galiba..
"45" diye bir programmış.. Efsane Odağ diye bir genç kız, yapıyor ve sunuyor.. 45'lik plaklar devrini yeniden yaşatıyor, TRT arşivine girip..
Doyulmaz bir program, ama kimsenin haberi yok.. TRT'nin tanıtımı yok.. Bu işten para alan tonla adamı varken.. O pazar tekrar mıydı, ne zamanlar yayınlanıyor, bilen eden var mı?.
Öyle yok ki.. DigiTurk'te düğmeye bastım. "günlük programlar" düğmesine.. Her kanal, her saatinin içeriğini, saat saat koymuş.. TRT Müzik'te şöyle yazıyor..
"23.00: Yabancı sinema.." Hepsi o kadar..
Yani bırakın, gazetelerde duyurmayı.. Kendi programlarına bile bi zahmet yazmamışlar, hem de o gece açılışı olan bir harika kuşağı duyurmuyorlar..
Yazıklar olsun!..