BOĞAZ yolunu, babasının mal gibi kullanan, kural tanımayan bir motosikletçiyi yazmıştım. Yazarken, başta "Kuryeciler" her türlü kuralı ihlal eden motor sürücülerine göz yuman trafik polislerini de eleştirmiştim.
"Adam kask takmıyor, polis bakıyor. Adam ters yoldan gidiyor, polis bakıyor. Adam kaldırımdan sürüyor, polis bakıyor. Adam emniyet şeridinde pervasız, polis bakıyor.. Yani motosikletler, trafik kurallarına uymaktan sorumlu değil mi" diye sormuştum.
Yığınla e-mail.. Motosikletçilerden.. "Bizi hedef gösterdin" diyen bile var..
Yahu 20 senedir, otomobil plakaları yazıyorum. Oto sürücülerini mi hedef gösteriyorum..
Benim trafik yazılarımın iki hedefi var..
Kurallara uymayanlar.. Yayalar ve her türlü sürücüler dahil, herkes, ama herkes.. Ayrımsız..
İkincisi de, hem de gözünün önünde işlenen trafik suçlarına seyirci kalan sorumlular..
Hep bunları yazdım. Yazmaya da devam edeceğim..
Bana mail yağdıran motosiklet sürücüleri, baskılarını kendi içlerinde yapsınlar. Motosikletçilerin adını çıkaranlarla savaşsınlar.. Başta kuryeler.. Sonra da, altındaki aracı hava atmak için kullananlar olmak üzere..
Egzozu çıkarılmış motorla, gök gürültüsü gibi geçen adamın, kendine baktırma dışında ne amacı olabilir, biri bana söyleyebilir mi?.
Bu arada..
Daha pazartesi günü, Sabah gazetesinde feci bir kaza haberi okudum.. Ölümlü kaza..
Aşırı hız yüzünden, motosiklet kaymış.. Arkada oturan genç kız, fırlamış, motordan düşmüş ve asfaltta 30 metre kaymış.. Kafasında kask olsa, hafif yaralarla kurtulacak. Kask olmadığı için şimdi morgda..
Otobana bile kasksız çıkmak ne demek motosikletçiler?..
Otobanda bile pervasız olabilmek, otobanda bile kask kullanmamak özgürlüğü bu insanlarda nasıl oluşuyor, İstanbul Trafik Müdürü, kardeşim?..