BU ne bitmez tükenmez kompleksmiş.. Kaleme sarılan Ertuğrul Özkök'e sövüyor..
Doğan Yayıncılığın içinden, dışından salvolar.. Meğer yıllardır korku içinde susar oturur fırsat kollarlarmış.
Aydın Doğan'ın sağ kolu, Hürriyet'in patronu Ertuğrul'a gurup içinden saldırmak kimin ne haddine.. Dışarda olanların da günün birinde Hürriyet'e gitme ihtimalleri olabilir. O zaman herkes sussun, otursun.
Şimdi Ertuğrul, yönetici değil, sıradan bir yazar.. O zaman içte ne kalmışsa, kusma zamanı..
Mesleğimden utanıyorum her defasında, Ertuğrul sövgüsü okurken..
Bakın.. Ben 60 yıldır her gün Hürriyet okurum.. İki Genel Yayın Müdürü tanıdım. Biri Necati Zincirkıran, öteki Ertuğrul.. Hürriyet Ertuğrul ayrıldığından beri eski tadına ulaşmadı hâlâ.. Bu bir..
İkincisi..
"Her gün lezzetle okuduğun beş yazar say" derlerse, en başa Ertuğrul'u koyarım.. Arkasından da, Ertuğrul'la yönlerini bulanlar gelir.
Bir Genel Yayın Müdürü'nün bir yazarı etkilemesi, yönlendirmesinden doğal bir şey yok.. Ayıp da değil. Ben, bu köşeyi yaratan adamın Zafer Mutlu olduğunu yıllardır gururla söyledim. Yazarlığı M. Ali Kışlalı öğretti, bana. Bugün "Hıncal türü" denen yazı şeklini de Zafer icad etti. Bunları söylemek beni küçültür mü?.
Ben de Erkekçe'de, ne unutulmuş isimlere harikalar yarattırdım, yönlendirmelerimle.. Genel Yayın Müdürlüğü, asıl odur!..
Teşekkürler Ertuğrul!..