Bursalı okur Abdullah Şener, eşini ve oğlunu alıp maça gitmeye karar verince başına gelenleri öyle hoş kaleme almış ki..
***
Yıllardır Bursa'da oturup hiç maça gitmezseniz ne olur?
İlk gidişte şoke olursunuz. Abartmıyorum bir komedi filmi veya stand up izleseniz bu kadar gülünecek olayı bir arada bulamazsınız.
Oğlumuzun OKS denen bir sınav komedyasına hazırlanması sırasında çocuk biraz değişiklik yaşasın diye bir Bursaspor maçına götürelim dedik.
İyi bir bölümden bilet alıp girişe geldik. Bir polis memuru herkesi aradığı gibi 13.5 yaşında oğlumu da aradı elbet. Cebinden çıkan 3 lira bozuk parayı gözüne sokar gibi "Hakemin kafasına atıcan demiii" diyerek aldı ve oradaki bağış kutusuna attı.
Konuşmasının biçiminden biraz rahatsız olsak da, stadyumlarda çıkan olayları düşünerek memur beye hak verdik. Hatta ben salak salak "Bunları yapmak gerekli, taşkınlıkların önüne geçmek spora değer katar" gibi absürd cümleler bile kurdum.
Stadyum dolu. İnsanlar bağrış çağrış takımı destekliyor, küfürler ediliyor. Oğlum şaşkın, daha maç falan başlamamış ama ne hikmetse millet Beşiktaş'a küfür ediyor. İnanın ben bile bir an "Beşiktaş'la mı oynuyoruz" diye düşündüm. Neyse biletlerimiz numaralı ya, yerimizi arıyoruz, bir baktık yer mer hak getire, millet boş bulduğu yere oturmuş gibi yapıyor.. Oturamazlar çünkü her tarafta çekirdek kabuklarından oluşan yığınlar var. Belli ki bir profesör "ayçekirdeği kansere iyi geliyor" demiş. Yoksa bu kadar ay çekirdeğini tüketmek mümkün olamaz.
Bu arada maç başladı ama mis gibi köfte kokuları yayılıyor etrafa inanamazsınız. Allahım bir de ne görelim. Korner direğinin arka tarafına konuşlanmış bir köfteci harıl harıl ekmek arası yapıyor. Dumanlar bütün stadyumu sardı saracak. Nerdeyse dumandan maçı izlemek mümkün olmayacak. Bu arada kenarda köpekleriyle gezinen polis memurları var. Olay çıkarsa müdahale edecekler.
Hava sıcaklığı 30 derece, kalabalık, bol küfür ve köfteci.
Bu arada seyirci belli ki alışkın "Kantin" diye bağırıyor, bir torba çekirdek havada uçuşarak sesin geldiği noktaya gönderiliyor. Bir başkası "Kantinciii, bir şişe su" diye bağıyor. Havada süzülerek su şişesi izleyiciye ulaştırılıyor. Bu arada para işleri de köftecinin çocukları tarafından hallediliyor.
Yahu hakemin kafasına atar diye oğlumun parasını, benim suyumu alan memur nerde?
Polis bu alışverişlerde dönen bozuk paraları toplasa Bursaspor tenekelerden süs yapılmamış bir stadyuma kavuşur. Burada hem bozuk para, hem dolu su şişesi fazlasıyla var ve kenarda köpekleriyle tur atan polis memurları gülümseyerek izliyorlar olanları. Hatta memurun biri köftecinin soğutucusundan sandviçini alıyor ve kendisine nefretle bakan köpeğinin gözünün içine baka baka yiyor. Derken "Lan Mustafa bu maçta bari oyna diye" haykıran bir izleyiciyi, arkadaşı uyararak "Oğlum o Mustafa değil Veli lan" diye düzeltiyor.
Bu arada ikide bir stad hoparlörlerinden Windows'un dong sesi duyuluyor. Belli ki anonslar için bir bilgisayar kullanılmış. Tam maça konsantre olacağız bir dong sesi daha..
Velhasıl, bu manzaraları izleyelim derken, maçın tek golünü de göremedik iyi mi?.