Yolumu kestiler.. "Arkadaşlar sizden şikâyetçi" diye.. Bazı ressam arkadaşlar şikâyetçi imişler benden..
"Niye" dedim.. "Başak tanelerini tek tek çizmekten çok farklı şeydir resim" dediler..
TÜYAP'taki fuarda hayran olduğum bir resmi böyle anlatmıştım da.. "Sizinle bir çay içip resmin ne olduğunu anlatacaklar.."
"Hiç zahmet etmesinler" dedim.. "Anlamak eleştirmenlerin işi.. Ben resimden anlamam.. Anlamaya da niyetim yok.. Ben güzelden anlarım.. Benim güzelliğimden.. Gelirim.. Gezerim, hoşuma gidenleri seçerim, bende bıraktıkları duyguları, izlenimlerimi yazarım.."
Bir galerinin önünde durdum.. Soyut resimler var..
"Siz hoşlanmazsınız ama.." dedi..
"Yanlış.. Güzelse hoşlanırım" dedim.. Kenarda duran bir resmi işaret ettim.. Harika bir kırmızı tuval.. Kırmızının gölgeleri.. "Ben olsam tam karşıya, en göbeğe bunu asardım" dedim.. "Müthiş çekici, çarpıcı.. Gezenleri içeri alır.."
Üç saat sonra bitkin, sergiden çıkarken, aynı sanatçı yolumu kesti..
"Hıncal Bey, ortaya almamı tavsiye ettiğiniz resim, sizden 15 dakika sonra satıldı!.."
Bunları niye yazıyorum..
Güzel Sanatlar, sanattan anlayanlara sunulmaz sadece..
Güzel Sanatlar, güzelden anlayanların sanatıdır..
Güzelden de herkes anlar.. Herkesin kendine göre bir güzeli vardır çünkü.. Üç saat gezdim çarşamba günü.. Ayaklarıma kara sular indi.. Bel fıtığım nüksetti, bastonluk oldum.. Gazanfer Gür "Yukarda bilmem ne galerisinde bastonlar var, birini seç" dedi.. Göremedim.. Çöktüm..
Dünyanın en tatlı çöküşü, en lezzetli yorgunluğu idi..
Artİstanbul'un yüzlerce sanatçısı, binlerce eseri, bir kez daha mest etti beni..
Paris'te önüme konan su şişesinin üzerindeki lafta yaşam felsefem vardı.. "Güzel sanatlar içinde en güzeli, güzel yaşama sanatıdır.."
Güzel yaşamanın yolu, güzelliklerle yaşamaktan geçer.. Gidin Lütfi Kırdar'a bu hafta sonu, en az üç saat ayırıp, yaşamınıza, ruhunuza güzellikler katın..
Satın almak niyetinde iseniz, biraz geç kalmış olabilirsiniz..
Mustafa Sekban tüm resimlerini ilk günün sabahında satmıştı, mesela.. Hani o meşhur "İhtiyar Adam ve Deniz" ressamı.. Kavruk insanı ve denizi bu kadar güzel çizen kim olabilir ki?.. (Kanat Bayazıt Galerisi).
İlk Artİstanbul'da görmüştüm, bu tabloyu.. Satılmıştı. Oyuncağını kaybetmiş çocuk gibi oldum.. Mustafa benim için bir daha yaptı o tabloyu.. Ofisimde duruyor.. Bir dev Mustafa Sekban da, evde şöminemin üzerinde.. Gelen hayran, giden hayran.. Bana değil, resme gelenler var, deniz ve kayık o kadar güzel..
Yalçın Karabağ.. Tek tablo alamazsınız.. Hepsinin altında kırmızı nokta var.. Anında gitmişler.. O dünya güzeli köy, benim köyümün peyzajlarına bayılacaksınız.. Harikasın Yalçın.. Harikasın.. Bunlar ne güzelliklerdir?. Ama bakın, Gökçebağ alamazsanız da, onun tablolarından oluşan bir 2006 takvimi alabilirsiniz, örneği şu anda masamda duran.. (Armoni Galerisi)
Sait Güneller tabii.. Gözdelerimden.. İki ayrı galeride, enfes tabloları var.. Bakraç'taki Nü, favorim.. Tolga Eti'de de resimleri var..
Hikmet Karabulut (Dem- Art) gene büyülüyor insanı resimlerinin önünde.. Bir atlar boyamış ki.. Hemen yanında ilk defa gördüğüm Mahmut Karatoprak da çok ilginç..
Yakut Ayverdi ve İrfan Korkmazlar'ın (Ekvator) bronz heykelleri hem de nasıl çarpıcı..
Hele o kontrbas çalan müzisyen.. Bakarken dinliyorsunuz adeta..
Emel Vardar'ın (Eylül) "İsimsiz" dediği cam heykel bence 2005 Venüsü, bir harika..
Ceylan İnsel, bizim sevgili doktor Hasan'ın kızı.. (Galeri B) Yahu doktor, ne marifetler varmış bu kızda böyle..
Sibel Karsan Akkaya.. İşte Artİstanbul 2005'in bence yıldızlarından biri.. Seramik ve camı birleştirip muhteşem şeyler çıkarmış ortaya.. Bakmaya doyamıyorsunuz gerçekten.. Sibel'e bol vakit ayırın (Hobi)..
Sonra da hemen karşısında çakılın kalın.. İster istemez.. Mehmet Kutlu (Lebriz) çakıyor çünkü.. Öteki 2005 yıldızı o bence.. Gene bir seramik, cam, porselen tekniği..
Sibel ve Mehmet müthiş, çok müthişler.. Bayılacaksınız..
Adnan Çokerler iki galeride.. Kare ve Mine.. Gene harika büyük usta..
Ve benim sevgili Ortaköy ressamım.. Metin Ünal.. (Mert Dostal).. Ne güzel boyamış gene İstanbul'u..
Ertuğrul Ateş bir yığın yan işten sıyrılmış, gene boyalarına dönmüş nihayet.. Aman ne iyi etmiş.. (Nurol).
Habib Aydoğdu (Bilim ve Sanat).. Durduruyor, baktırıyor.. Etkiliyor..
Siyah/Beyaz'da bakır rengi var.. Erdağ Aksel'in pirinç heykellerine bayılırsınız, benim gibi..
Artİstanbul 2005'te büyük ustalar da var tabii.. Abidin Dino'dan, Fikret Mualla'ya.. Cihat Burak'tan Nuri İyem'e, aklınıza kim gelirse.. Benim Kurtuluş Lisesi'nde resim hocam Eşref Üren'e rastlamam hele ne hoş, ama ne buruk bir sürpriz oldu..
Artİstanbul 2005 Sanata Katkı Ödülü'nü Burhan Doğançay'a vermiş.. Doğançay'ı da kutlarım, onu seçenleri de..
Bu olağanüstü sergiyi bu yıl dört gün ve sadece bir hafta sonuna sıkıştırdıkları için fena halde kızdığım Sanat Galericileri Derneği'ni, Artİstanbul'u yaratanlar ve bugünlere getirenler olarak gene de alkışlıyorum, başta başkanları Doğan Paksoy ve sevgili dostum Gazanfer Gür olmak üzere..
Ve de bu sergiye, yani sanata, yani kültüre, yani Türkiye'nin gururu ve onuruna destek olanların önünde saygı ile eğiliyorum..
Teşekkürler, Kültür A.Ş., Beyoğlu Belediyesi, Dockers, Doluca, Promat, Özel Pinokyo Ana Okulu, Teis, Art Decor, Elle Decor, İstanbul Life, Maison Française, Milliyet Sanat, Tempo, Apple İMC, Artist, Duran/ Doğan, Garage of Art, Gençsanat, Parsan ve Talons..
***
Bu hafta sonu sergiye lütfen ilk okuldaki çocuklarınızı da getirin.. Çubuğu yaşken tanıştırın, sanat ve sanatçı ile.. Bakarsınız içlerinde ne yetenekler vardır, heves ederler ve..