DOMINGO NOTARO..
Ressam, heykeltraş, şair.. 1939'da Sicilya'da doğmuş. Arjantin'de büyümüş.. Sonra İtalya'ya dönerek anavatanına yerleşmiş.. Dünyanın dört bir yanında sergiler açmış, sayısız ödüller kazanmış.. 20. yüzyılın ikinci yarısının önde gelen sanatçıları ve entellektüelleriyle dostluklar kurmuş.. Övgülerini almış.. Çini mürekkebi ve asid karışımı, kendisine özel bir teknikle yaptığı resimler, desenler, baskılar şu günlerde Ankara'da sergileniyor.
Eğer davetiyesi tesadüfen elime geçmeseydi, göremeyecektim. Oysa haziran ayında İstanbul'daymış.. Duyulmadı, ne yazık! Şimdi Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi Sergi Salonu'nda.. Programa göre, sergi 27 Kasım'da sona erecek.. Ama yetkililer bir süre daha uzatılacağını söylüyorlar. Demek ki, görmek için bir haftanız var..
Ben sergiyi sondan başlayarak gezdim.. İnsandan Kozmos'a doğru.. Oysa yön, Kozmostan insana çizilmiş.. Eserler o şekilde numaralanmış.. Müthiş bir renk cümbüşünden, karmaşadan, kaostan incecik, sarmal çizgiye.. Işığa, huzura, dengeye.. Makrodan mikroya.. Var olmaya.. Sevgiye.. Çocuksu bir masumiyetle, bir hamlede çizilmiş izlenimi veren, bembeyaz, içleri boş, adeta şeffaf insanlara.. Nasıl yalın ama nasıl duyarlı, büyülü..
Resimlerde Picasso'dan ne kadar çok "şey" var, diye düşünürken, Notaro'nun Picasso'yu tanıdığını öğrendim. Hatta, anlatılanlara göre, 1966'da, Güney Fransa'da ilk karşılaştıklarında, Picasso, çalışmalarından etkilenip Notaro'ya, "Senin için ne yapabilirim?" diye sorunca, aldığı yanıt, "Yapacağınız en büyük iyilik, bana yardımcı olmamanızdır" olmuş..
Bilkent, Kütüphane Sanat Galerisi'ne bayıldım.
Köşeleri olmayan bir bütün, girer girmez sizi sarıyor. Sergiyi ayni anda tüm görkemiyle algılıyorsunuz. Etkileyici ortam.. Bir eksikle.. Zaman zaman eserlerin önünde oturup içinize sindirerek izlemek istiyorsunuz. Bu imkân yok.. Keşke olsaydı.. Sergiyle ilgili İstanbul İlayda Sanat Galerisi'nin hazırladığı kitapçıkta derlenen düşünceler ve övgüler elimde, bakarak değil görerek, bir kez daha izlemek isterdim..
1960'lı yıllarda Paris'te açtığı bir kişisel serginin ardından tanınmış Fransız şairi Louis Aragon şöyle yazmış: "Paris'ten geçişi bizlere uzak göklerin güzelliğini haber veren kuşlar gibiydi"..
Ankara'dan da öyle!
serpilgogen@hotmail.com