Ünlü fıkradır hani.. Oturmuşlar.. Biri bir sayı söylüyor.. Kahkaha.. Bir başkası bir sayı söylüyor.. Kahkaha.. Geçen biri merak etmiş.. Sormuş..
"Biz fıkracılarız" demiş oturan.. "Her fıkraya bir numara verdik. Vakit kaybetmeden yığınla fıkra anlatıyoruz, her oturuşta.."
Geçende bir köşeye ilişmiş.. Az sonra o bağırmış..
"Kırk yedi!.." Çıt yok..
Bir daha bağırmış.. "Kırk yedi!.." Çıt yok..
Sormuş oturana.. "Niye gülmediniz?.." "Anlatmadan anlatmaya fark var.." Sunay Akın'ın CD'sini "Ercan yavaş sür, bitirmeden varmayalım" diyecek kadar merakla dinliyo
rum arabada..
Anlattığı her şeyi biliyorum oysa..
Rumeli Hisarı gecesinde anlatmıştı.. Ben de size nakletmiştim..
Pearl Harbour'dan Haliç'teki çeşmenin tavanına gelen kurşunun öyküsünü..
İşte o.. Ve ben gene ilk defa dinlemenin hazzı ile kaptırmışım kendimi..
İşte bu.. Anlatma sanatı denen şey bu..
Sunay, yurdun dört bir yanında sergilediği anlatılarının bir bölümünü derleyip CD yapmış, Sunay gösterilerine ulaşamayanlar için..
Enfes.. Hemen bir tane alıp, Serpil'e hediye ettim.. Sunay'ın bu öyküde anlattığı ünlü
Ankara Vapuru
Kaptanı Şefik
Gogen, bizim damadın amcası çünkü..