İnsanlar ve hayvanlar (2)

Ormanın derinliklerinden gök gürültüsünü andıran bir çığlık yükselirse, ardından yine büyük bir gürültüyle yer sallanırsa, bilin ki bir fil öldürüldü. Bir fil daha öldürüldü.
Sonra dişleri sökülüp leşi olduğu yerde bırakıldı.
O dişler birkaç gün içinde Çin'e ulaşmış olacak. Ve kilosu 2 bin dolara satılacak.
2012'nin verileri henüz kesinleşmedi ama 2011'in istatistikleri elimizde. Korkunç! Çünkü sadece yakalanan fildişi tutarı 38.8 ton! Bu, 4 bini aşkın filin dişlerinin karşılığı!
Bir de sınırlardaki denetimleri aşıp pazara ulaştırılan fildişlerini düşünün. En az yakalananın üç-dört katı. O da 20 binin üstünde fil demek. Yani 2011'de öldürülen fil sayısı 25 bini geçti.
İnsanoğlu bir yılda dişleri için 25 bini aşkın fili gözünü kırpmadan, yüreği titremeden katletti.
Ve fildişi ticaretinin hacmi son 15 yılda 3 kat arttı.
En iyimser tahminlere göre, Afrika'da artık 50 bin kadar fil yaşıyor.

Savananın uzaklarından yürek parçalayan bir çığlık gelirse kulağınıza ve ardından yine büyük bir gürültüyle yer sallanırsa, bilin ki, bir gergedan öldürüldü. Bir gergedan daha öldürüldü.
Sonra boynuzları sökülüp, leşi olduğu yerde bırakıldı.
O boynuzlar hemen öğütülecek ve ikiüç gün içinde Uzakdoğu'ya ulaştırılmış olacak. Özellikle de Vietnam'a.
Çünkü birkaç yıl önce Vietnam'da kimin uydurduğu bilinmeyen bir söylenti çıktı: "Siyah gergedan boynuzu kansere iyi geliyor!"
Ve bu söylenti siyah gergedanlar için ölüm fermanı oldu.
Örneğin, 2007'de sadece 13 siyah gergedan öldürülürken, geçen yıl 668 gergedan katledildi.
En iyimser tahminlere göre yeryüzünde artık 25 bin kadar siyah gergedan yaşıyor. Daha doğrusu can havliyle köşe bucak saklanıp hayatta kalmaya çalışıyor.

***

Ben sana ne diyeyim ey insanoğlu!