Bağdat, Şam, Lefkoşa, Kahire ve Stockholm'ü kapsayan 5 günlük gezi için dün sabah erken saatlerde Ankara-Esenboğa Havalimanı'ndan yola çıkarken, Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, "Hep birlikte ilginç bir hafta yaşayacağız" dedi kırçıl bıyıklarının altından muzip bir şekilde gülümseyerek.
Akşamın bir vaktinde Şam'a geçtik. Davutoğlu orada da Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ile Dışişleri Bakanı Valid Muallim'le yumuşatma toplantıları yaptı.
İki durakta da ne anekdotlar var, bir bilseniz...
Ama Suriye'de internete bağlanmak bir ölüm olduğu için, geceyi geçireceğimiz Lefkoşa'da yazmak üzere notlarımızı hazırlarken, Davutoğlu iftarını açtığı akşam yemeğinde, "Size bir sürprizim var. Az sonra" demez mi?
Yaptı da sürprizini. Önce Ankara ve Erivan'da eş zamanlı açıklanan ortak bildiriyle, daha sonra Şam-Adana-Lefkoşa güzergahında bizim sorularımızı yanıtlayarak. (Not: KKTC tanınmadığı için, Türk uçakları bir dış ülkeden doğrudan Lefkoşa'ya uçamıyor.)
İki protokollü süreç
Önce ortak açıklamanın can alıcı bölümünü hatırlatalım:
"Türkiye ve Ermenistan, 'Diplomatik İlişkilerin Tesisi Protokolü' ile 'İkili ilişkilerin Geliştirilmesi Protokolü'ne dair iç siyasi istişarelerini başlatma hususunda mutabakata varmışlardır. Siyasi istişareler 6 hafta içinde tamamlanacak ve bunu müteakip imzalandıktan sonra iki parlamentonun onayına sunulacaktır."
Bu açıklama ne anlama geliyor. Anlatalım.
1- Öncelikle ilk 6 hafta içinde hiçbir şey yapılmayacak. Sadece iki ülke hükümeti de iç siyasi istişare ve danışma sürecini yürütecek. Önemli bir ayrıntı: 6 haftalık süre Türkiye-Ermenistan milli maçından iki gün önce dolacak. Edindiğimiz izlenim, maç için Türkiye'ye gelmeyi "Sınırın açılması" koşuluna bağlayan Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, direnmeye devam ederse sürecin ondan sonrasının buzdolabına kaldırılması olasılığı son derece güçlü.
2- Bu 6 haftalık dönemde her şey yolunda giderse, iki hükümet de ortak bildiride sayılan iki protokolü parlamentolarının onayına sunacak. Bu çok aşamalı ve de gelişmelerin seyrine göre uzatılabilecek ya da kısaltılabilecek bir süreç: Önce gündeme alınarak parlamentonun ilgili komisyonlarında görüşülecek, ardından kimbilir hangi tarihte genel kurula gelecek, kabul edilirse gereğinin yapılması için Bakanlar Kurulu'na gönderilecek. Oradan da uygun görülecek bir tarihte uygulanması için Dışişleri Bakanlığı'na havale edilecek. Bakanlık da kendince uygun göreceği bir tarihte yürürlüğe koyacak. Bir yıl da olabilir, bin yıl da!
Adımlar ve hedefler
Davutoğlu, Ermenistan'la atılan bu adımın parametrelerini bize şöyle sıraladı:
1- Türkiye komşularıyla sıfır sorun, çevre ülkelerle ise barış, güvenlik, refah ve istikrar temeline dayanan politikaları çerçevesinde bu "Vizyon adımı"nı atıyor.
2- Türkiye hiçbir zaman Azerbaycan'ın aleyhine bir şey yapmaz. Türkiye-Ermenistan ilişkilerindeki düzelme, Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerini de olumlu etkileyecek.
3- Bölgede bütün sınırların karşılıklı açılacağı bir dönemin başlamasını arzu ediyoruz.
4- Donmuş krizlerin ne denli zararlı sonuçları olduğunu geçen yıl Gürcistan savaşında gördük.
5- Ortadoğu'da olduğu gibi Kafkaslar'da da yeni bir düzen amaçlıyoruz.
6- Bu düzen uluslararası hukuka saygı, karşılıklı bağımlılık, ekonomik işbirliği, teknik ve kültürel barış, ihtilafların diyalogla çözümü ilkelerine dayanmalı.
7- Bu ilkelere dayalı düzenin Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu'nun güçlü şekilde hayata geçirilmesini sağlayacağına inanıyoruz.
Ve Davutoğlu'nun son sözü: Herkes elini taşın altına koymalı. Biz bu olumlu atmosferde uluslararası toplumdan Azeri-Ermeni ihtilafında daha aktif rol almasını bekliyoruz.
"Sürpriz bitti mi?" diye sorduk. Yine muzipçe gülümseyerek, "Bugünlük evet" dedi. Bize de bu yazıyı size yetiştirmek için geceyarısından çok sonra lap-top başına oturmak kaldı.