Gençliğimde boksla epeyce uğraştım, raconunu bilirim. Devrilmek insanı çevrede küçük düşürmez; futbolda gol yemek gibidir. Ama kasten bel altına vurmayı huy edinen ayıplanır, dışlanır. Basında olay çarpıtmak bel altına vurmaktır. Bunu kendi safınızda saydığınız bir yayın organı bile yapsa eleştirmeniz gerekir.
Cumhuriyet her zaman çizgisinin paralelinde bulunmasam da tiryakisi olduğum bir gazete. Arşivine bakarak kendi ağızlarından doğrulanabileceği gibi, Nadir Nadi, eşi Berin Hanım ve İlhan Selçuk yakın dostlarımdı. Bugünkü yazarlarının birçoğu da öyle. İçinde etik dışı bir şey görünce ailemde bir ayıpla karşılaşmış gibi üzülüyorum. Dün baş sayfasındaki iki büyük haberden birinin başlığı "Baleye etek sansürü" idi. Merakla hemen altına göz attım:
"5. Murad'ın yaşamını konu alan balede balerinlerin giydiği kıyafetlerden rahatsız olan Ertuğrul Günay'ın etek boylarını uzattırdığı ortaya çıktı... Eser repertuvardan çıkarıldı."
Fotoğraflarla içeride de yarım sayfaya yayılan haberin mantığında terslikler vardı. Etek boyları kısa bulunarak uzattırılmış. Yani "rahatsızlık" nedeni ortadan kalkmış. Öyleyse eser repertuvardan niçin çıkarılıyor? Sonra, etek boyu sorun ise, öteki eserlerde ne oluyor? Niçin "Bütün temsillerde etek boyları kısalsın" demiyor bakan?
Telefona sarıldım, ilgili birçok kişiyle konuşa konuşa olayın önünü arkasını araştırdım. Anlaşıldı ki söz konusu eser repertuvardan çıkarılmamış; sezon içinde temsilleri sürüyor.
Tiyatrodan biliyorum: Hazırlanan eserin Genel Müdür tarafından izlenmesi ve gerekiyorsa rötuşların yapılması "dıştan müdahale" değil, görevdir. O balede de öyle olmuş. Genel Müdür söz konusu kıyafetleri estetik açıdan uygun bulmamış. Yani etek boylarını değil, biçimlerini beğenmeyince kostüm çizeriyle konuşmuş. Ortak kararla değişiklik yapmışlar.
Kimseyi savunmuyorum. Yanlış gördüğüm tutumu olunca bakana da yüz yüze yahut özel yazışmayla söyledim. Bundan sonra da gerekirse eleştirelim. Ama ne yapıp edip birlerini açmaza düşürme çabası basına yakışan uğraş mıdır?
Sanatçı kulisine kulak verince işin aslı da anlaşılıyor. Yakın geçmişteki yönetici değişikliği oradakiler arasında hizipleşmeler yaratmış. Yeni Genel Müdürü ofsaytta bırakma çabasındakiler basını dolduruşa getirmek için fırsat kollamakta.
Maalesef olağan bir durum günümüz Türkiye'sinde. Asıl sorunlara el atmayıp bel altına vurmalar her alanda var. Ama onların geri tepen darbeler olduğunu anlayalım artık.
Etekle değil, etikle uğraşalım.