Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Melodram modamız

Dışarıda kar fırtınası... Açık sokak kapısından içeriye dolan rüzgâr vuuu diye ulumakta. Bebeğini göğsüne bastırmış genç kadının gözlerinde dehşet. Eşikte dikilen kürk paltolu, dimdik kara bıyıklı, şehvetten gözü dönmüş ev sahibi kükrüyor:
"Bu ayın kirasını da ödeyemedin. Ya benim olursun, yahut dışarı!"
Sokaktan geçen iyi kalpli delikanlı herifi oracıkta tepeledikten sonra cebinden çıkardığı banknot tomarını kadının eline tutuşturuyor:
"Al bacım, bu köpeğin parasını ver. Bundan sonra da kiranı ben ödeyeceğim"...
Nedir bu? Tiyatronun en kaba çizgili türü olan melodram. Bir yanda çok kötü bir melun, karşısında çok iyi bir kahraman, arada zavallı kurban bulunur. Ağdalı, abartılı olaylar yaşandıktan sonra kahraman kurtarır kurbanı melundan.
Beğenisi gelişmemiş seyirciler tarafından ıslıklar ve alkışlarla izlenen bu gülünç gösteri türü 150 yıl kadar önce Batı'da yaygındı; aşıldıktan sonra sinemada sürdürüldü.
(Eski kovboy filmleri birer melodramdı. Kötü kovboy siyah, iyi kovboy beyaz şapka giyer, savunmasız çiftlik sahibi kızın imdadına yetişirdi).
O tür On Dokuzuncu Yüzyılın ikinci yarısından Yirminci Yüzyıl başlarına kadar Türk tiyatrosunda da çok tutuldu. Mükâfat- ı İffet, Netice-i Sadakat, Kanlı İntikam, Hilekâr Karı gibi oyunlar pek beğenildi. Sonra moda bizim sinemamızda da sürdürüldü. Yeşilçam'ın ağlanarak izlenen eski filmleri melodramlardır.
Bugün? Toplum genelinde sürüyor.

***

Ağabey ya da abla diyebileceğim pek az kişi kaldı dünyada. Altemur Kılıç dostum onlardan biridir. Bülent Ecevit, Ahmet İsvan, Tunç Yalman gibi yaşıtlarıyla birlikte, benden dört sınıf öndeydi okulda.
Her şeyi abartılıydı. Çok, çok hızlı milliyetçiydi. Hatta o yılların modası "Türkçülük" paralelinde, ırkçıydı hafiften. O biçim oyunlar yazar, ateşli tartışmalar başlatırdı. Ama sevimli kişiliği sayesinde tebessümle karşılanır, kimseyi kızdırmazdı.
Ömrü öyle geçti. Kızarak, kızdırmadan. Son işi Yeniçağ gazetesinde yorumculuktu. Birkaç gün önce "Gözlerim yaşlı, güçlükle yazıyorum" diyerek okurlarıyla vedalaştı. Çünkü "Cumhuriyetin ordusu ile, gençliği ile tasfiye hareketi başarıya ulaşmakta" imiş. (Gençlik nasıl tasfiye ediliyorsa.)
"Pilim bitmek üzere," diyor. "Bundan sonra ülkede çok vahim gelişmeler yaşanacak."
İlahi Altemurcuğum, sevgili ağabeyim! Pilin bitiyorsa, en vahim gelişme yaşandı demektir. Sen onu şarj ettirmeye bak.
***

Ankara'da da gereksiz yere itiş kakış yaşandı, su ve gaz sıkıldı. Bütün başkentlerde sık sık oluyor. Bizde görülünce Fransız İhtilali benzeri bir "tarihsel dönüm" yaşanmış gibi yansıtıldı, "damarlardaki asil Cumhuriyet kanının barikatları yıkması" sayıldı, "Faşizmin dişleri gıcırdıyor" diye yorumlandı.
Yaşantımız melodram zaten. Daha da abartmayalım. O zaman komediye dönüşür.
Oysa gerçek sorunlarımız çok ciddi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA