Ankara'da Türkiye'nin önemli işçi sendikalarından Hak-İş'in 38. kuruluş yıldönümü kutlaması vardı.
Kutlamaya işçi temsilcileriyle birlikte iki de bakan katıldı: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik.
Hak-İş Başkanı Mahmut Aslan 38 yıllık Hak-İş tarihini ve mücadelesini anlatırken iki şey dikkatimi çekti.
Türkiye'de sendikacılık eski ideolojik takıntılarından ve "ücret" sendikacılığı yapmaktan kurtulmuş görünüyor. Geçmişte 1 Mayıs'a öcü gibi bakılırken bugün ortak bayrama dönüşmesi gibi.
İkinci dikkat çekici olansa sendikalı çalışan sayısındaki vahim durum. 70'li yılları hatırlıyorum, DİSK'in 500 bin üyesi olduğundan söz ediliyordu. Şimdi Türk-İş, Hak-İş, DİSK dahil hepsine üye olan çalışan sayısı 600 bin civarında.
Oysa Türkiye'de kayıtlı işçi sayısı yaklaşık 11 milyon. Örgütlü olanların sayısı bunun yüzde 10'u kadar bile değil. Bu tablo örgütlü toplum, sivilleşme ve demokratikleşme açısından hiç hoş değil.
Güçlü sivil toplum örgütleri olmadan, demokrasiyi kalıcı kılmak mümkün mü? Bu açıdan seçim barajı gibi toplumun örgütlenmesi önündeki barajların bir an önce kaldırılması gerekiyor.