Önceki gün adları belli olan "Akil İnsanlar" Başbakan Erdoğan'la bir araya gelip ilk toplantılarını yaptı.
Grubun oluşum biçimine, kimlerden oluştuğuna yönelik eleştirileri okuyunca şaşırıp kalıyorum. "Daha iyi olabilirdi" demek elbette mümkün. Ama samimiyetle barışseverseniz biçim ve ayrıntılara boğmaz ve kimin yaptığına bakmadan barıştan yana olursunuz. Tabii derdiniz üzüm yemekse... Ya da daha işlevsel hale gelmesi için yeni öneriler sunabilirsiniz. Ama ne yazık ki böyle olmuyor. Tıpkı 12 Eylül referandumunda veya başka süreçlerde olduğu gibi her şeye AK Parti karşıtlığı üzerinden bakılıyor.
Akil insanlar içinde olunur veya olunmaz; önemli olan 30 yıldır beklenen "barış"ın gerçekleşmesi... Buna katkı sunmak için sürecin "bana göre doğru" yürütülmesi gerekmiyor. Aslolan ana hedef.
Önceki akşam Habertürk'te Didem Aslan Yılmaz'ın yaptığı programda Akil İnsanlar'ı izlerken "yeni Anayasa Platformu"nu hatırladım. O platform üyelerinin yeni anayasa için adım adım Türkiye'yi dolaşmalarını o günlerde şöyle yazmıştım: "Yeni anayasa Platformu üyeleri bu zor işi başarmak için 'bir derviş gibi' Anadolu'yu dolaşıyor."
Akil insanlar grubu da aynı şeyi yapacak. Türkiye'nin 7 bölgesini adım adım gezerek "bir derviş gibi" barışı anlatacaklar. İçlerinde uygun bulmadıklarınız olabilir ama anlatacakları şey "barış."
Bizim de buna ihtiyacımız var.