CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çözüm sürecine "kredi veriyoruz" sözünü geri aldırmak için partinin Ulusalcı kanadı çok uğraştı halen de uğraşıyor.
Bu projenin ilk adımı Birgül Ayman Güler'in çıkışıydı. Sanıyorum dönüm noktası da bir süre önce Muharrem İnce'nin basın toplantısı yapması oldu. O toplantıdan sonra Kemal Kılıçdaroğlu biraz olsun frene bastı.
Ama sadece o değil, bu çıkış, kapalı grup toplantısındaki konuşmasıyla "ulusalcı"lara yakın duran eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı da rahatsız etmiş görünüyor.
Bunu da o toplantının hikâyesinden öğreniyoruz. Toplantı yapılmadan önce, CHP Parti Meclisi ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum, İmralı görüşmeleri ve yeni anayasa konularında CHP yönetimini de eleştiren sert bir bildiri kaleme alır.
Tam anlamıyla bir "ulusalcı manifesto" hazırlar.
Sıra bu bildiriyi kimin kamuoyuna açıklayacağına gelince dar arkadaş grubu, Batum'un tepki toplayacağı hesabıyla "Süheyl Batum olmasın" kararı verilir ve rota başka bir isme çevrilir.
Kimin kamuoyuna açıklayacağı tartışılırken, Muharrem İnce ismi ortaya atılır ve ona teklif götürülür. O da kabul eder ve hemen Kılıçdaroğlu'nu arayıp arkasındaki ekibi söylemeden bir açıklama yapacağını söyler.
İşte tam bu noktada bir başka şey daha olur: CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu bu "kalkışmayı" Deniz Baykal'a şu sözlerle iletir:
"Deniz Bey, biz 25 kişi bir araya geldik.
Kamuoyuna bir bildiri açıklayacağız.
Bilginize sunulur." Baykal'ın buna tepkisi sert olur: "Sunma kardeşim, başka işiniz yok mu sizin?"
CHP'li Baykalcılar bu tepkiyi şöyle yorumluyor: "Baykal'ın bu sert çıkışı olmasaydı ulusalcılar çok daha farklı şeyler yapıp parti yönetimini sıkıştıracak ve CHP'yi zorlayacaklardı.
Deniz Bey, partiye zarar gelmemesini istiyor. 'Tek umut olacak yer CHP' diyor. Bu partinin grup başkan vekili çıkıp bildiri yayınlar mı? CHP geleneğinde bu görülmüş şey değil." Anlaşılan Kayseri buluşması, "CHP aklı" açısından yeni savrulmalara set çekti ama bunun ne kadar süreceği pek kestirilemiyor.
Bugün de CHP içindeki yenilikçilerin talebi doğrultusunda bir toplantı daha yapılıyor. Beklenti çözüm sürecine bir desteğin çıkması.
Ama ne çözüm sürecine bir destek çıkar, ne de ulusalcılara bir cevap. Peki, ne çıkar?
Büyük olasılıkla "Bekle gör" politikası. Bu da CHP'nin bir kez daha değişim trenini kaçırdığı anlamına gelir.