CHP bir türlü iç huzura kavuşamıyor. Bunu Parti Meclisi seçimlerinde bir kez daha gördük. O seçimlerin sıkıntılı geçeceği biliniyordu ama bu kadar derin bir sarsılmanın yaşanacağı pek öngörülmemişti.
Bu tür durumlarda kulisler gece yarılarına kadar kaynar. Son gece bütün gözler genel başkana çevrilmiş, hazırlayacağı anahtar liste bekleniyordu.
Ankara'da gece boyu birkaç yeri dolaştım.
Kimse olup biteni tam olarak bilmiyordu. Bilinmezlik parti yöneticisinden, delegeye kadar herkesin kimyasını bozmuş durumda.
Ruh halleri hiç iyi değil. 500'e yakın adayın başvurduğu bir zeminde her gelen haber birini sevindirirken, ötekini üzüntüye boğuyordu. Gerçekten böyle siyaset yapmak, bu strese dayanmak hiç kolay değil. Birçoğu bu strese alıştığı için de vazgeçemiyor.
Adrenalin bir yükseliyor, bir iniyor.
Gece yarısı ünlü bir restoranda CHP'lilerle otururken stresi artıran ilk haber geldi. Parti Meclisi seçimlerinin rengini değiştirecek haberin perde arkasında ilginç ittifakların oluştuğu bilgisi yer alıyordu.
Denilenlere göre bir süredir Kılıçdaroğlu'nun sağ kolu ve kurultayları düzenlemesiyle bilinen eski Elazığ İl Başkanı Gürsel Erol'la bir süre önce istifa eden Gürsel Tekin arasında yeni bir bağ kurulmuştu. Bunun anlamı açıktı; Nihat Matkap, Erdoğan Toprak ve Aydın Ayaydın üçlüsüne karşı yeni bir savaş başlıyordu.
Bu haberin yankısı sürerken bu kez, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Gürsel Erol, Gürsel Tekin ve Erdoğan Toprak'la ayrı ayrı buluştuğu ve "kavga istemiyorum" dediği haberi geldi.
Eminim CHP'liler bu gelişmelerin kurultaya nasıl yansıyacağını biraz da diken üstünde uyuyarak merak etti.
Ve dünün ilk saatleri... Ortaya çıkan 88 kişilik, daha sonra 100'e tamamlanan anahtar liste, bu merakı ne yazık ki gideremedi; tam aksine CHP'deki yeni savaşın ilk fitilini ateşledi. Çünkü ortaya iki Gürsel'in hazırladığı 100 kişilik listeyi delecek 52 kişilik liste çıktı.
CHP'lilerin deyimiyle bu "maymuncuk liste"nin devreye girmesi süreci altüst etti.
Ve ilk tepki de dün sabah saatlerinde konuştuğum Aydın Ayaydın'dan geldi. Ayaydın, Parti Meclisi üyeliği için adaylıktan çekildiğini şu sözlerle anlatıyordu:
"Spekülasyonlara karşı, partimin ve genel başkanımın yara almaması için adım, açıklanan 88 kişilik anahtar listede olmasına rağmen Parti Meclisi adaylığından çekilmeyi uygun gördüm. Ama partim için çalışmaya aynı heyecanla devam edeceğim..."
Başka çekilmeler olacak mı belli değil ama asıl önemlisi partide yeni bir kargaşanın yaşanacak olması. Her ekip el altından kendi "maymuncuk"unu oluşturacak ve "çizik" atarak tam bir curcuna yaşanmasına yol açacak. Bu durumda istenen kadro oluşmayacağı gibi kimse de memnun kalmayacak.
Gelinen noktayı bir CHP milletvekili şöyle özetliyor: "Kimsede şevk kalmadı."
Anlaşılan CHP yakasında sular kolay durulmayacak... Peki, neden böyle bir savaş yaşanıyor?
Görünen tek bir neden var; ülkede iktidar olamayanların partide iktidar olma savaşı... Murat Karayalçın, Gürbüz Çapan, Cemal Canpolat, İbrahim Yener ve Ercan Karakaş gibi eski isimlerin de yer aldığı 100 kişilik listede yeni veya eski birçok siyasinin çizilme olasılığı yüksek. Ama şu da bir gerçek ki, buna ve iç kavgaya rağmen eskisinden daha fazla toplumun sorunlarına dokunan bir CHP ile karşı karşıyayız.