Önceki gün 27 şehrin "Bütün Şehir" sistemine geçeceğini ve il özel idarelerinin kaldırılabileceği olasılığını yazınca işin uzmanlarının dikkatini çekti. Çünkü Türkiye yerel yönetimler tarihinin belki de en köklü değişikliğiyle karşı karşıya. Henüz ayrıntıları ortaya çıkmış değil ama 27 şehrin "bütün şehir" kapsamına alınması bu sürecin ilk adımı.
Bu iki adım, iyi mi olur, kötü mü olur? Bu sorunun cevabını vermek için "tartışmak" gerekiyor. Bu talebi dile getirenlerden biri de eski yerel yönetici olan ve siyasetin tepe noktalarına kadar çıkmış deneyimli bir isim, Murat Karayalçın...
Önce Karayalçın'ın şu sıralarda neyle meşgul olduğunu söyleyelim. O hâlâ bir CHP'li ve kurultay delegesi olması nedeniyle siyasetin içinde ama şimdi yeni bir sıfatı daha var; hoca...
Kıbrıs'ta Girne Amerikan Üniversitesi'nde haftada üç gün "Kamu yönetimi, projelendirme ve yerel yönetimler" üzerine ders veriyor. Çevresinin deyimiyle tam bir "Uçan profesör..."
Tabii sadece bu kadar da değil, Ankara Enstitüsü Vakfı, Karadeniz Koruma Vakfı gibi kurumlarda görev alarak birikimini "sivil toplum"la paylaşmayı da ihmal etmiyor. İşte bu ilgisi ve geçmişi nedeniyle, yerel yönetimlerdeki değişimi de yakından izliyor.
Karayalçın, 27 şehrin "bütün şehir" kapsamına alınması ve il özel idarelerinin kaldırılma olasılığının konuşulmasını dikkatle izlediğini söylüyor ve şöyle bir tespit yapıyor:
"Bunlar kamu yönetiminde çok radikal bir değişimin olacağını gösteriyor. 1864'te Osmanlı'nın eyaletten vilayet sistemine geçmesinden bu yana yapılacak en önemli değişim. O zaman bunun siyasetçiler, yerel yöneticiler ve sivil toplum örgütlerince ciddiye alınıp tartışılması gerekiyor. Çünkü nüfusumuzun yüzde 74'ünü ilgilendiren bir durum bu... Tabii bunun Kürt sorunuyla ilgili bir yanı da var."
Karayalçın bu konuda önyargılı olmadığını söylüyor ve ekliyor:
"Mutlaka iyidir veya kötüdür demiyorum. Önemsiyorum ve tartışılması gerekiyor diyorum. Bunun için de özellikle İstanbul ve Kocaeli'nde uygulanan 'bütün şehir' tecrübesinin nasıl sonuçlandığının kamuoyuna açıklanması gerekiyor. Toplumun katılımı, yaşam düzeyine katkısı ve kaynakların kullanımı açısından uygulamanın nasıl sonuç verdiğini bilmiyoruz. Bunu İçişleri Bakanlığı açıklarsa daha sağlıklı bir zeminde önemli bir tartışma gerçekleşir."
İçişleri Bakanlığı'ndan bir cevap bekliyoruz ama ben İstanbul ve Kocaeli büyükşehir belediye başkanlarının da nasıl bir tecrübe yaşadıklarını merak ediyorum.